49.Bölüm

33.8K 1.1K 350
                                    

Medya : Boran Arslanoğlu

Bölüm duyurularını ve alıntılarını Instagram üzerinden paylaşıyorum arada bir kaç spoi de veriyorum takip ederseniz çok sevinirim 🙏

Instagram : zeryaofficial

Keyifli Okumalar...

İlk defa çok korkuyordum ilk defa bir şeyi düşünme ihtimali bile beni çok korkutuyordu. Eğer düşündüğüm şeyler gerçekse kesinlikle kendimi asla affetmeyecektim

Bu ihtimal aklıma nasıl gelmez, eğer karnımda bir can taşıyorsam ve benim ihmalim yüzünden o cana bir şey olursa kendimi nasıl affederim hiç bilmiyorum.

Evet iki çocuktan sonra çocuk istemediğim için hamileliği önlemek adına aylık iğne kullanıyordum bu yüzden bu hamilelik işine hiç ihtimal vermemiştim. İçimde bir can hayat bulduysa bunu nasıl anlamadım bilmiyorum belki de imkansız bulduğum içindir. Tek isteğim umarım düşündüğüm gibi olmaması ya da karnımda bir can varsa ona bir şey olmaması yoksa ömrüm boyunca bu yükün altından asla kalkamazdım. Sırf kendi ihmalim yüzünden doğmamış bir cana bir şey olursa nasıl toparlanırım gerçekten hiç bilmiyorum

Canım yanıyordu o kadar çok canım yanıyordu ki Boran ne ara üzerimi değiştirmiş ne ara bizi konaktan çıkarmıştı
Hiçbir fikrim yoktu. Karnıma giren sancılardan biraz olsun gözlerimi açamıyordum. Bu ağrı normal bir ağrı değildi Miran ve Miray'da düşük tehlikesi geçirdiğimde bile bu kadar ağrı hissetmemiştim.

Sabahın körü olduğu için kimse uyanmamıştı ve biz Boran ile konaktan apar topar çıkmıştık. Tek istediğim kötü bir şey olmaması ve çocuklarımdan uzak kalmamamdı.

Karnıma giren keskin ağrıyla yine iki büklüm olmuştum. Bu nasıl bir ağrıydı şuan ki çektiklerimin on katı gibiydi. Şoför koltuğunda olan Boran boşta kalan eliyle elimi tutarak;"Dayan güzelim az kaldı geldik hastaneye."dedi

Benim tek yaptığım şey ise çektiğim acılarla gözyaşına boğulmamdı ama asla acıdan ağlamıyordum. Aklıma gelen ihtimallerden dolayı gözyaşlarım kendiliğinden akıp gidiyordu. Tekrar hamile kalmak uzun bir zaman planlarımın arasında yoktu ama eğer şuan öyle bir ihtimal varsa onun yaşamasını istiyordum bana tutunmaya çalışan o cana bir şey olursa ne yaparım hiç bilmiyordum. Umarım düşündüğüm her şeyde yanılırdım.

"Güzelim ağlama biliyorum canın çok yanıyor ama ne olur ağlama. Beni de daha fazla çaresiz bırakma." Boran'ın arabayı sürerken çıkan acı dolu sesine kafamı bile kaldıramıyordum. Şuan nedense kendimi çok suçlu hissediyordum. Daha önce hastaneye gelmeliydim.Bu olan ihtimalden Boran'a bahsetmemiştim eğer hamile değilsem onu umutlandırmak istemiyordum.

Zar zor kafamı kaldırıp Borana bakarak;"Merak etme Boran eskisi kadar acımıyor endişelenme."dedim onun benim için daha fazla üzülmesine dayanamıyordum

Dişlerimi sıkarak acımı saklamaya çalışırken Boran bunu farketmişti olmalı ki kaşlarını çatarak;"Sakın acını benden gizleme her şeyini tüm çektiğin acıyı Okyanuslarından görebiliyorum."dedi

Hiçbir cevap veremeden başımı koltuk başlığına yasladım. Bu acının geçmesini istiyordum canım çok ama çok yanıyordu.

Ellerimi sıkıca karnıma bastırırken yaşlı gözlerle Borana dönerek;"Özür dilerim."dedim istemsizce

"Okyanus gözlüm geldik hastaneye saçma sapan şeyler düşünüp durma. Sen özür dilenecek bir şey yapmadın!"dedi

Gözümden yaşlar akarken daha fazla içimde tutamayarak;"Boran b-ben çok korkuyorum."dedim

ZERYA(BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin