39.❤

6.2K 315 26
                                    

Tüm bakışlar beni buldu. Annem hemen ayağa kalktı.

" Çok güzel olmuşsun kızım " dedi gülümseyerek. Ben de güoümsedim ve babama döndüm. Kaşlarını çatmıştı ve öylece mayoyu süzüyordu. Annem babamın karnına dirsek attı ve babam kendibe geldi.

" Çok güzel olmuşsun kızım ama bu olmamış sanki he " dedi. Annem babama bajtı ve bu sefer de kolunu cimcirdi.

İguana sürüsüne döndüğüm de babamdan kalır yanları yoktu. İlk konuşan Berk oldu.

" Yok olmamış sen en iyisi git değiştir! " dedi.

" hem de hiç olmamış " dedi Kuzey'de.

" abla başka bir şey giy bence " dedi Efe.

" hem siyah giyilir mi bu havada " dedi Alaz'da.

Hakan. Ve Yiğit konuşmuyordu am kafaları ile onları onaylıyorlar dı.

" Kızıma karışmayın. Çok güzel olmuşsun bir tanem. Hadi gidelim yoksa bikini giydireceğim Damla'ya " dedi annem.

Herkes susmuştu.

" Yok anne ya biz gidiyorduk zaten şimdi değil mi Damla. Hadi gidelim " dedi Alaz ve kolumu çekiştirerek odadan çıkardı. Beraber denize gelmiştik ve hava çok güzeldi. Etraf oldukça kalabalıktı. Deniz ise hafif dalgalıydı.

Efe ve Alaz'ın ısrarıyla denize girdim ve yerimden sıçradım.

" Su çok soğuk. Ben girmiycem " dedim ve çıkmaya yeltendim. Kuzey bir anda beni denize itti. Suyun üstüne çıktım ve önüme gelen ıslak saçlarımı geriye attım.

" bittin sen bittin! " dedim ve Kuzey'in üstüne atladım. İkimiz de suyun üstünde bir, birimizi itiyorduk.

Baya bir eğlenmiştim. Plaja şöyle bir göz gezdirdiğim de tek, tük Türk olduğunu gördüm. Geri kalanlar yabancıydı. Denizde bir harekrtlilik hissedince o tarafa döndüm. Dört tane oğlan top oynuyordu. Aralarında en küçük olan benim ile yaşıt gibiydi. Sarı saçlı, mavi gözlü ve zayıftı. Buralı olmadığı çok belliydi. Diğerleri de abileri olsa gerek onlar da sarı saçlı, mavi gözlüydü.

Çocuktan bakışlarımı alamıyordum. Yüzüme değen su ile düşüncelerimden ayrıldım ve irkilerek arkamı döndüm. Efe sırıtarak bana bakıyor du. Sarı çocuğa son kez baktım ve Efe'nin yanına yüzdüm.

" Sen canına susadın heralde ha koçum!? " dedim ve ensesine hafif vurdum.

" Affedin Sultanım " dedi. Bu haline güldüm ve denizden çıktım. Havlumu vücuduma sardım ve şezlonga oturdum. Diğerleri hala yüzüyordu.

Gözlerim istemsizce o çocuğa kayıyor du. Abileri ile hala top oynuyorlar dı. İç çekip önüme döndüm. Yanımda ki hareketlilik ile o tarafa döndüm. Berk yanımda oturuyor du.

" Niye geldin? " diye sordum.

" Canım sıkıldı biraz. Zaten sen de çıkmıştın ben de geldim. " dedi. Kaşlarımı kaldırdım.

" Ben ne alaka? "

" malum üstün de ki bez parçası yüzünden seni tek bırakamıyorum. " dedi.

" Benim ile ilgili olan şeylerin seni ilgilendirdiğini sanmıyorum! " dedim. Dudağını dişledi.

" Çok benziyorsun " dedi.

" Bilmece gibi konuşmayı bıraksan mı acaba? Kime benziyormuşum? " dedim. Bana baktı ve muzipçe sırıttı.

" Bana. Miminklerin, gözlerin, her şeyin ile bana benziyorsun. " dedi. Dilimi dudaklarımda gezdirdim ve önüme döndüm.

" Hiçte bile. Biz senin ile zıt kutuplarız nasıl benzeyebiliriz ki!? " dedim.

" Biz senin ile zıt değiliz. " dedi.

" .... "

" Sen niye çıktın denizden? " diye sordu.

" Canım sıkıldı " dedim kısa keserek. Başını salladı. Telefonu birden çalınca açtı.

" Efendim Selma? " dedi nazik sesi ile. Kaşlarımı çattım. Kim ki bu Selma ve Berkin neyi oluyor?

Berk ayağa kalktı, hemen koluna asıldım. Bakışları beni bulunca açıklama yaptım.

" Burada konuş. Yani tabi istersen " dedim. Geri yerine otutdu.

" Tamam sen bana atarsın. "

" hadi görüşürüz " dedi ve kapattı.

" Kim di o!? " diye sordum pat diye. Afalladı ve bana döndü.

" Ne yapacaksın? " diye sordu alayla. Omuz silktim.

" Hiç. Öylesine şey ettim ben. Neyse boş ver! " dedim ve önüme döndüm.

Yanımızda ki şezlonkta oturan kızın da sarı saçlı oğlana baktığını gördüm ve dudağımı dişledim.

Kız güzelce bir süzdü sonra mayosunu iyice çekip o tarafa doğru yürümeye başladı.

Sinirden yerim de duramıyordum. Hayır ne diye gidiyorsun ki tanımadığın insanların yanına.

Kız çocuk ile konuşmaya başladı ve elini omzuna koydu. Daha fazla burada duramayacağımı anladığım için ayağa kalktım ve denize girdim.

Bir şekilde kafamın dağılması gerekiyor du. .

Gözlerimin dolduğunu anlayınca suya daldım ve çıktım. Annemin yanına gittim.

" Anne ben biraz yoruldum da otele gidebilir miyim? " diye sordum. İlk önce beni süzdü sonra elini anlıma koydu.

" iyi misin annecim. Ateşin de yok. " dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım.

" Yok hasta değilim sadece biraz yoruldum o kadar. Hadi görüşürüz. " dedim ve denizden çıkıp havlumu tekrar vücuduma sardım. Alaz ve Efe'de yanıma geldi.

" Siz niye geldiniz? "

" Seni yanlız bırakacağımızı düşünmedin değil mi ikizim? " dedi Alaz. Bu haline güldüm ve koluna girdim.

" Abla hemen sattın beni. Ben kimim ki zaten! " dedi Efe. Diğer kolumuda onun omzuna attım.

" Sakin ol aslan parçası. Sakin " dedim gülerek.

Giderken onların yanından geçmiştik ve konuşmalarını dinlemeye çalışmıştım. Türkçe konuşmuyorlardı büyük ihtimalle Rus'tu. Zaten saçları ve gözlerine bakarsanız Türk olmadığını kolayca anlayabilirdiniz.

Ben ne kadar ondan gözlerimi alamasam da o bana hiç bakmamıştı. Ondan hoşlanmıyordum. Yani belki arkadaş olabilir dik.

Ona son kez baktım ve yürümeye devam ettim. Bir daha görmeyeceğim bir insan için üzülmek büyük aptallık olurdu değil mi.

Arkadaşlar bu tanışma hikayesini kendim yaşadım iki gün önce. Yazınca bir tuhaf olmadım değil.

Eğer enişte istiyorsanız yapacağım. İstemezseniz yapmayacağım karar sizin. ❤

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fav sahne?

Fav karakter?

Berk?

Sarı çocuk?

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın hoşça kalın.

Sınır: 60 oy, 15 yorum

BOZOK AŞİRETİWhere stories live. Discover now