43.❤️

5.5K 299 40
                                    

Şuan boş boş oteli turluyordum. Artık canım sıkılmaya başlamıştı. Ofladım ve telefonu açtım.

İnsan bir arar sorar ama hiç kimseden  bildirim yoktu.

Bir anda gelen esintiyle kollarımı kendime doladım. Hava baya soğumuştu. En iyisi artık odaya gitmekti. Hızlı adımlarla otele girdim ve odaya çıktım. Neyseki odalar daha ılımandı. Üst kattan gelen gıcırtılı kapı sesi ile ürperdim. Yutkundum ve gözlerim ile evi taradım. Titrek adımlar ile mutfağa gittim elime bir tane oklava aldım.

Otel odasında oklavanın ne işi olduğunu sorgulamayın.

Sıkıca kavradım ve derin, derin soluklar almaya başladım. Duyduğum tok ayakkabı sesi ile ellerim titremeye başladı. Koltuğun arkasına koştum ve saklandım. Sesler git gide yaklaşıyordu. Deli gibi atan kalbimin üstüne elimi koydum ve olacaklara kendimi hazırladım.

Tam o sırada telefon zili odada yankılandı. Derin bir nefes aldım ve oklavayı hazır hale getirdim.

"alo abi. Bütün oteli aradık ama hiç bir yerde yoklar...... Tamam geliyorum"

adım sesleri uzaklaştı ve dış kapının tok sesi kulaklarıma nihayet ulaştı. Hemen ayağa kalktım sarsak adımlar ile odanın ışığını açtım.

Kendi kendime gülmeye başladım. Cidden demin ne olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu ve ben şuan ağlanacak halime gülüyordum. Kafayı yediğimi artık kabul ediyorum. Sonunda az da olsa kendime geldim ve odama çıkıp üstüme rahat bir şeyler giydim.

Telefonumu elime alıp yatağa uzandım ve Atlas'ı aradım hemen açtı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Telefonumu elime alıp yatağa uzandım ve Atlas'ı aradım hemen açtı.

" Hangi dağda kurt öldü de beni arayınız acaba Damla Hanım"

"of Atlas aradım işte"

"bende onu diyorum güzelim. Acaba başına ne gibi bir bela açtın da beni arıyorsun yine."

"başıma bela açtığım falan yok! Bela bizzat gelip beni buldu bu sefer"

"Ne!? Kızım bilmece gibi konuşmada söyle işte!"

"peşimde birileri var" dedim kısık ses ile.

" HA! mafya mı taktın peşine!?"

" he alaz he! Dedim ki 'sayın mafya bey lütfen gelin benim peşime düşün' aynen böyle dedim Atlas!"

" sen niye elin mafyası ile konuşuyorsun gerizakalı!"

" Atlas sen harbi salaksın!"

"dur şimdi ben anlamadım. Sen mi mafyayı aradın omu seni aradı?"

" Atlas seni arayanda kabahat! Kırmızıya bas ve kapat şu telefonu"

"ama-"

Kırmızıya bastım ve yüzüne kapattım telefonu. Yanaklarımı şişirdim ve sıkınca nefes verdim. Sıkıldım yine iyi mi?

Aşağıdan gelen ses ile gözlerimi büyüttüm.

"ABLA NEREDESİN?" efe'nin sesini duyunca sevinmedim değil.

Rol yapma vakti çek.

Koşarak odadan çıktım ve aşağı indim.

"siz ne ara geldiniz ki? Ben hiç duymadım sesinizi?"

Barış Bey sözü devraldı.

"Bizde yeni geldik kızım." dedi. Onu başımla onayladım. Kuzey bana döndü ve yanağımdan makas aldı.

"bu gün bendesin" dedi ve kolunun altına çekip odasına ilerledi. Odaya girince kapıyı kapattı.

"sen burada bekle güzelim ben üstümü değiştirip geliyorum" dedi ve gitti yatağa oturdum ve ayaklarımı sallandırdım. Odanın kapısı nihayet açılınca oraya baktım.

"hemen mi uyuyacağız?" diye sordum dudak büzerek. Bakışları yumuşadı yanıma oturdu.

"ne istiyorsun ki güzelim?"

"ben sana bir şey sorsam bana doğru düzgün cevap vereceksin"

"ne soracaksın?"

"bana hiç büyük bir yalan söyledin mi?"

Efe'ye sorduğum sorunun aynısını sormuştum. Eğer doğru bir cevap verirse bende olanları ona anltacaktım.

Bir anda kasıldı. Gözleri fak taşı gibi açıldı.

"Ne alakası var" diye sordu şaşkın ve tedirgin bir ses tonu ile.

Ben yine ve yine cevabımı almıştım. Ayağa kalktım.

"öylesine. Biraz midem ağrıyor sonra yatarız. İyi geceler." diyip hızlıca odayı terk ettim. Odama doğru ilerlerken boğazımda hissettiğim sıvı ile elim ile ağzıma tampon yaptım. Koşarak lavobaya gittim ve sıvıyı nihayet çıkardım.

Kan kusuyordum. Bunu söylemem gerekiyordu ama onlara değil!

Elimi yüzümü yıkadım ve odama çıktım. Son günlerde ani tepkiler veriyor ve kan kusuyordum.

İlk olarak telefonu elime aldım Mutlu aramıştım 3 kez. Hemen onu aradım.

"Mutlu bir şey mi oldu?"

"abla seni aramam için illa bir şey mi olması lazım!?"

"yok-"

"ha yoksa öz kardeşin izin mi vermiyor!?" dedi alayla.

Bu çocuk fazla kıskançtır ve nedenini biliyordum. Adana'ya dönünce o konu ile ayrıca ilgileneceğim.

"Mutlu ne alaka şimdi. Oda benim kardeşim sende. Ben sizi ayırmıyorum." dedim bıkkınlıkla.

"bende yedim!"

"Mutlu ablacım. Canım benim. Sen niye böyle kıskanç bir çocuk oldun çıktın"

"ne zaman geliceksin?"

Ağzındaki baklayı sonunda çıkarmıştı.

"diğerlerini bilmem ama en kısa sürede yanındayım bebiş"

"seni özledik"

"bende sizi özledim. Abim oradaysa iki dakika versene"

"bekle."

"Damlam"  abimi sesini duyar duymaz ayağa kalktım.

"abi ben sizi çok özledim!"

"bizde seni çok özledik güzelim"

"abi gel beni al"

"ha?!?"

"abi gel beni al"

"Damla ciddisin değil mi?!?"

"hem de hiç olmadığım kadar"


Özlediniz değil mi beni? Bende sizi özledim. Bölüm geç geldi çünkü telefonum bozuldu şuan yeni telefondan yazıyorum ve klavyesine alışamadım.

Damla?

Alaz?

Efe?

Yiğit?

Hakan?

Kuzey?

Berk?

Mutlu?

Sizce neler olacak?

Ne saklıyorlar?

Abi enişteye daha karar veremedim bana acil yardım edin!

Yorumlarınızı bekliyorum hoşça kalın.

Sınır: 80 oy, 35 yorum

BOZOK AŞİRETİWhere stories live. Discover now