BOZOK AŞİRETİ

54.

Yemek boyunca başımı tabağımdan kaldırmamıştım. Yaptığım hareket onun gözünde ergence gözükmüş olabilir miydi? Tabi ki de öyleydi.

Rezil olmanın verdiği utançla gerildim ve suyumdan bir yudum alıp arkama yaslandım.

Gözlerim ne kadar oraya kaymak için can atsada kendimi dizginledim ve boş tabağıma bakmaya başladım.

Dedemin sorduğu sorulara ister istemez kulka misafiri oluyordum aynı zamanda.

"Oğlum ben abinin de gelmesini bekliyordum. Mühim bir şey yok değil mi?"

"Hayır Korkut Bey. Yarın yeğenimin doğum günü. Onun için hazırlık yapıyor abim, bu sebeple gelemedi." dedi genzini temizleyerek. Başımı tabağım dan kaldırdığım gibi Berk ile göz göze geldim.

Kaşlarını her zamanki gibi çatmış bana bakıyordu. Sonra sert bakışları valiye dönünce yutkundum.

Anlamış olamaz değil mi? Yok canım. Nereden anlayacak, bunları anaları doğururken tersten doğurmuş. O yüzden çokta beyin aramamak lazım.

Kendimi az da olsa rahatlatıp elimi saçıma atıp saçım ile oynamaya başladım.

Tam bu sırada Vali elindeki telefon ile ayağa kalkıp salondan çıktı. Bir süre sonra yengemin kolumu dürtmesi ile irkilerek ona döndüm.

Kulağıma yaklaşıp "mutfaktakilere söyle tatlı servisine başlasınlar." dedi. Başımı onaylar şekilde sallayıp yerimden kalktım ve salondan çıktım.

Tam mutfağa girecekken az ileride telefon ile konuşan vali ile adımlarımı durdurdum. Telefonu kulağından çekince içimi panik kapladı, tam kendimi mutfağa atacağım sırada arkasını dönmesi ile olduğum yerde kaldım.

"Tesadüfün de bu kadarı!" dedim zorla gülümsemeye çalışarak.

O cevap vermeden bana doğru yürümeye başlayınca kaşlarımı çattım ve olduğum yerden kıpırdamadan ne yapacağını anlamaya çalıştım.

Aramızda üç adımlık mesafe kala durdu ve başını eğdi. "Tesadüf öyle mi?" sorduğu soruyla başımı sakince salladım.

"Bana pek öyle gelmedi. Sofrada sürekli beni izliyorsun, şimdi de karşıma çıkıyorsun ve bu tesadüf öyle mi?"

Başımı tekrar sakince salladım ve gülümsedim.

"İnsanlık hali gözüm size kaydı diğe beni nikahınıza alıcak değilsiniz herhalde. Madem bu işin altında tesadüften büyük bir şey arıyorsun istediğini arayabilirsin. Ha bu arada kendini hemen bir şey sanmana gerek yok! Ben dışarıda gördüğüm yaşlı teyzelere, amcalara, dedelere de bakıyorum. "dedim ve omuz silip yanından geçip mutfağa girdim.

Kolumun tutulup beni geri çekmesi ile gözlerim irileşti.

"Sen bana yaşlı mı demek istedin?" dedi sakin bir şekilde. Gülümsedim ve kolumu elinden kurtarıp bir adım geriledim.

"Aslında ağzımdan tam olarak öyle bir cümle çıkmadı. O yüzden bu yaptığın şuan oldukça kötü bir hareket bayım. Siz daha bir saat önce tanıştığınız insanlara böyle mi davranırsın?" dedim konuyu değiştirmek adına saçmalayarak.

Dediklerimi dikkate alma asını beklerken o çok ciddiye almış benziyordu. Anında iki adım geriye gitti. Tam o sırada gözlerim parmaklarına kaydı. Gördüğüm yüzükle onun gibi iki adım geriledim.

Nişanlı belki de evli bir adam ile bu kadar rahat konuşmak doğru değildi.

On bir şey demeden mutfağa geçtim ve bir sandalye çekip oturdum. Çok geçmeden içeri gelen yengem ile dikkatimi ona verdim.