♕ SARMAL | BÖLÜM ●8●

23.5K 911 49
                                    

Helllööö 💦

Kollarımdan bedenime yayılan o sıcaklığın bende bıraktığı sarsıntı ile neredeyse ayaklarımın yerden kesildiğini hissediyordum. Nefesimi tutmuş, kalbime dayanmış bir atak üzerine kısa süre içerisinde yere yığılmam an meselesiydi. Ne yapacaktım, tam olarak nasıl tepki verecektim en ufak bir fikrim dahi yoktu. Bu adamı her gece, yatmadan önce düşünüyor olsam da karşıma geçip böyle bir şey söyleyebileceği...

"Ama senin bir sevgilin var." dedim şaşkınlık içerisinde. Ona bakarken bu sözleri söylemek sanki düz bir metin içerisinde en önemsiz cümleymişçesine ayrıntısızdı. Gözlerindeki ışığın, bedeninin üzerine işlenmiş auranın altında ezilirken ne diyeceğimi bilemiyordum. Tek bildiğim şey başıma gelen Kerem olayından sonrasında bulunduğum mevkide Alya görevi gördüğümdü.

Kollarımı ondan çekmek için bir hamle yaparken beni bu duruma düşürdüğü için ona kızmaya başladığımı fark ettim. Ama hâlâ içimdeki şaşkınlık yerini koruyor ve beni doğru bildiğim yoldan şaşırtmaya çalışıyordu.

Cevap vermiyor olmasına karşılık daha da direttim ama kollarımı tutan sıkı elleri sanki bileklerime kan gitmesini engelleyecek kadar acımasızdı.

Çatık kaşlarımın altından ona bakarken konuştum.

"Bırak beni."

"Neden?"

Bir adım bana doğru yakınlaşırken onun o tatlı, kibar aurası sanki daha öncesinde hiç tanımadığım bir adama dönüşmüştü gözlerimde.

"Sana dokunmamdan hoşlanmadın mı?"

Sözlerinin düz ve belirgin bir şekilde kulağıma ilişmesi ile hayretle yüzüne bakakaldım. Mavi gözleri, loş ışığımın altında bile parıldarken yüzüme doğru eğildi. Kokusu, burnumdan usulca ilişirken bir an bedenimin ona karşı verdiği tepkiye dur demek zorunda kaldım ve aklım karıştı. O ise konuşmaya devam etti.

"O gece yanına geldiğimde evet fark ettim ama durmak istemedim. Sen de istemedin."

Gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarparken kurtulmak için bir hamle daha yaptım ama izin vermek yerine beni daha da kendisine doğru çekiştirdi.

"Çırpınmayı kes ve bana cevap ver."

Boğazıma dizilen yumru, o geceyi hatırlattı. Arabada, yanağıma kondurduğu o küçük öpücüğü. Küçük, masum sayılabilecek o öpücüğün, nefesi ile bütünleşerek yanağıma kondurulması ile bedenimde verilen haz tufanının altında eziliyordum. Yine ona yakındım. Yine gözleri gözlerimdeydi ve o gecenin sonrasında dudaklarından duymak istediğim sözleri dile getiriyordu.

Ama sevgilisi vardı ve ben burada, diğer tarafta olan ve yaşamış birisi olarak ileri adım atamayacak kadar katledilmiştim.

"İstemedim."

Dudakları yukarı kıvrılırken söylediklerimin komik olmadığı gerçeğini kafamda tartmaya başlamıştım ama onun yüzündeki ifade düşüncelerimi engelleyecek kadar kafa karıştırıcıydı.

"Küçük Kız... Normalde insanlar istemiyorsa kendisini öptüklerinde dudaklarını ısırıp canını yakarak geri çekilmesine neden olabilirler." dedi ve beni bedenine yaslayacak kadar çektikten sonrasında bir eliyle daha ne olduğunu dahi anlayamadan belime kolunu sararak beni kilitledi.

"Ona sarıldıklarında, bedenini bedenine yaslamak yerine çığlık atacak kadar etkilenmemiş olurlar." dedi ve yüzüme doğru eğilip nefesini tenime hapsederken eğilip yanağıma öyle tatlı, öyle güzel bir öpücük kondurdu ki sanki bütün hücrelerim yanağımda toplandı, oradan hayat buldu ve bütün bedenime yeni keşfettiği bir dünyayı bahşetti.

ÖLÜM ENDEKSİ (+18)Where stories live. Discover now