♕ SENİN İÇİN | BÖLÜM ●14●

23.4K 910 19
                                    

Hellö 💦

Acımasız kamçıların bedenime nüfuz ettiği o zaman dilimini tekrar tekrar yaşıyor gibi hissediyordum. Diyecek hiçbir şeyim yokken, çok şey yapmam bekleniyordu. Derin bir nefes aldım ve aynadaki görüntüme karşılık tereddüde düşmeden edemedim.

"Zelan, bu kıyafetin iyi olduğuna emin misin?"

"Evet, efendim. Zel ve sponsorunuz özellikle bunda karar kıldılar."

"Aman ne güzel." diyerek üzerimdeki beyaz, göğüs kısmı V olacak şekilde dekolteli, kolları dirseklerimin biraz altında biten elbiseye dikkatle baktım. Kısa olmaktan ziyade dizlerimin altında bitiyordu ama asıl yırtmaç arka kısımda kalıyordu. Bir adım attığımda baldırlarıma kadar açılan yol, gerektiğinden fazla gösteriş ile beni sınamaktan başka bir şey yapmıyordu. Saçlarımı, odama gelen bir kadın yapmıştı. O kadar hızlı işini halletmişti ki şaşırsam da hiç konuşmadan odadan geldiği gibi gitmişti. Herhâlde konuşması yasaktı ama bunu, bulunduğum durum içerisinde pek de önemsememiştim.

"Zelan, buluşacağım insanlar hakkında bir bilgin yok mu gerçekten?"

"Hayır, efendim."

"Asistanların görevi, patronlarını hazırlamak değil midir Zelan?"

"Haklısınız efendim ama programlanmamda kısıtlanmış birkaç bilgi dahilinde size iletebiliyorum." demesi ile merakla olduğum yerde kalmadan edemedim.

"Ne yani, kısıtlanabiliyor musun?"

"Elbette efendim. Ben bir bilgisayar programıyım." demesi ile bir an kendi aptallığıma kızmadan edemedim. Yine de onun sınırları konusu hoşuma gitmişti.

"Bir bilgisayar programı, sınırlandığı kısımları kaldıramaz mı?"

"Denemedim efendim."

"Sana denemeni söylesem bunu yapar mıydım?"

"Yapsam dahi ana bilgisayardan durdurulma olasılığım çok yüksek. Efendim, kapıda Zel Hanım sizi bekliyor." demesi ile kapımın çalınması bütün odamda duyulmuştu.

Konunun burada kesilmesi hoşuma gitmese de topuklularımın üzerinde zar zor dururken beyaz kürkümü alıp üzerime geçirdim ve son kez aynada kendime baktım. Fazla lüks ve gösteriş kokuyordum...

Aşağı inip kapıyı açtığımda kapıda beni bekleyen Zel'i siyah bir elbise içerisinde saçları ilk defa açık ve geriye doğru taranmış bir hâlde gördüm. Güzel yüzü daha aydınlık dururken makyaj yaptığı gerçeği gözümün önünden kaçmamıştı. Onun diktatör tarzına alışmış olmasam güzelliğine bu kadar şaşırmamam gerekiyordu ama yine de şaşırmadan edemedim.

"Vay canına Zel, beni şaşırtıyorsun." dediğimde mütevazı bir şekilde gülümsedi ve konuyu değiştirmek istercesine hızla beni süzüp kaşlarını havaya kaldırdı.

"Yaşına göre fazla cüretkâr durmuyor musun?"

"Ben de aynanın karşısında yaklaşık 15 dakikadır bunu sorguluyordum." dediğimde bir an da olsa yukarı çık ve üzerini değiştir demesini bekledim ama o bir kere başını onaylar anlamda aşağı yukarı kaldırmış ardından koridorda etrafına bakındıktan sonrasında kolundaki zarif, pırlanta işlemeleri olan saate bakmıştı.

"Bizi bekliyorlar." dedikten sonra birlikte odamdan çıkıp asansöre bindik ve -8. kata geldiğimizde geri indik. Geldiğimiz yer, yine özel ışıklandırmalar ve yapay ekranlarla döşeli sanıyorken âdeta bir otoparkta bulmuştum kendimi. Hani, alışveriş merkezlerinin bir sürü kolonları olan otoparkları olurdu ya tıpkı onun gibiydi. Birçok lüks araba etrafta yer alıyordu ve havalandırma çalışıyor olsa da egzoz kokusu etrafa nam salmıştı. Bu kokuyu seviyordum ve gerçek hayattan âdeta bir parça gibi gelmişti.

ÖLÜM ENDEKSİ (+18)Where stories live. Discover now