Hellö 💦
Üzerimi düzeltip yerimden kalktığımda Azrail de bana ayak uyduruyordu. Olayın durumunu daha yeni yeni kavrarken utanmaya başlayan ben, yavaştan kızardığımı hissedebiliyordum.
"Ne yapacağız?" dedim aklımdaki arsız düşünceleri unutmak adına. O ise iri bedeni ile karşıma dikilip bana bir an derin bir şekilde baktı. Nefesimi tutmasam, yemin ederim yeniden üzerine atlamam an meselesiydi.
"Banyona saklanacağım. Benim burada olduğumu öğrenmemeliler."
"Sadece arkadaşım gibi içeride oturuyormuş gibi davranabilirsin."
"Son Gökkuşağı Arenası'ndan sonra mı?" dedi ve başını iki yanına sallayıp güldü. "Buna inanacaklarını sanmam." dedi ve banyoma doğru ilerledi.
O an düşünmeden edemedim.
O günden sonrasında üzerinde bıraktığım etki için mi odama gelmişti yoksa? Oyunun bana bahşettiği güçler yüzünden mi?
Derin bir nefes aldım, bu düşünce eşliğinde. Nasıl tepki vereceğimi bilemezken Zelan'ın uyarısı yeniden duyuldu.
"Kapı kilidini açmak için geldiler."
"Acele et." diyen Azrail, banyoma girerken son sözlerini söyleyerek ortadan kaybolmuştu. Bense merdivenlerden inip salonuma ulaştığımda kapı açılıp içeri telaşlı bir şekilde Zel girmişti. Gözleri etrafta hızla dolandıktan sonra beni bulduğunda rahat bir nefes bıraktığını buradan bile görebiliyordum.
"Neden kapıyı açmıyorsun?"
"Asistanımı kapatmıştım. Fark etmemişim." dediğimde arkasında duran ak saçlı adamı görmemle gerilmeden edemedim. En son ki görüşmemizden sonra hâlâ benden hoşlanmadığı yüzünün her yerine yayılmış gibiydi.
Zel, merakla Portal'a baktığımı fark edince durumu açıklama gereksinimi duydu.
"Portal, son gelişmelerden sonra seni görmek istedi." diyen Zel ile birlikte istemsiz dudaklarım aralandı.
"Benim odamda mı?"
"Asistanını kapatmamış olsaydın son bıraktığım çağrıları almış olurdun." demesi ile gafil avlanmıştım.
Kahretsin, alt tarafı bir kere asistanımı kapatmıştım. Ne vardı bunda?
Derin bir nefes aldım ve başımı onaylar anlamda sallayıp onları içeri davet ettim.
"Konuşalım o zaman."
İçimden bir ses, yukarıdaki adamın varlığını bana vurgularken koltuklara geçip karşılıklı oturduk. Zel çaprazıma geçmiş, Portal ise tam karşıma yayılarak oturmuştu. İstasyonun ona ait olduğunu hesaba katarsak benden nefret etmesiyle birlikte odamda olması pek hoşuma gitmemişti. Bu adam beni gereğinden fazla geriyordu ve ben bugün zaten yeterince duygu birikimi ile yüzleşmiştim.
"Test sonuçlarını gördüm." diyen Portal, direkt konuya girmek istediğini belli ederek bariz bir şekilde yüzüme baktı.
"Bir haftada 6 özellik göstermiş olman hayra alamet değil." demesi ile birlikte kaşlarını çatarak bana şüpheci bir şekilde baktı. Onun bu gerici bakışlarının altında ezilmemek için dik durmaya çalışsam da pijamalarımın içerisinde bu pek mümkün değildi.
"Üstelik, bunlardan üçü o kadar önemli özellikler ki şimdiden Azrail'e kafa tutacak kadar büyük bir rakip oluşturdun." demesi ile bir an düşündüm.
Afrodit özelliği ve sarmal bir araya gelince en korkutucu onların olduklarını biliyordum ama diğeri neydi?
Sesimi çıkarmadan ona bakmaya devam ettiğimde sanki Portal da bunu istiyormuş gibi konuşmaya devam ediyordu.
VOUS LISEZ
ÖLÜM ENDEKSİ (+18)
Science-FictionOnların hikayesi, tutkudan doğan bir vahşetti. Onların hikayesi olanaksızdı. Onların hikayesi imkânsızın üzerine kurulmuş bir piyesten ibaretti. Onların hikayesi olmayandı. Bu hikayede ne aşk normaldi ne de saygı. Bu hikayede ne onlar normaldi...
