6.BÖLÜM : ŞÜPHELER VE KAYGILAR

5.6K 342 149
                                    

🌺

Bakışlarım kampüsün bahçesinde gezinirken elimdeki karton bardaktaki kahvemi dudaklarıma doğru götürdüm. Sıcak kahvemden bir yudum almamla dilimin ucu uyuştu. Kahveyi geri uzaklaştırdım.

Herkes her zamanki gibi takılıyordu. Herkesin yanında bir yada birkaç arkadaşı vardı. Sırtımı hemen arkamdaki ağaca bastırdım. Sağ tarafımdaki kızlar yarım saattir arka çaprazımdaki erkekleri övüyordu. Sol tarafımdaki erkek grubu ise yarım saattir maç muhabbeti yapıyordu. Yapıyorlardı da anlasalardı futboldan bari. Ben izlemediğim halde daha iyi anlıyorumdur.

Kahvemden büyük bir yudum daha aldım. Kucağımda okurum diye aldığım ama açıp okumadığım kitabım duruyordu. Üzerimde sürekli olarak halsizlik gibi bir şey vardı. Bu halsiz sürekli olarak üzerime gelip gidiyordu, artık alışma derecesine bile gelmiştim.

Bakışlarım etraftaki kızlara gülüşe gülüşe laf söyleyerek buraya doğru gelen İlker'e kaydı. Lütfen buraya gelme İlker. 

Her kıza tek tek yavşayarak buraya gelen İlker'e karşı gözlerimi devirdim. Hızlıca kucağımdaki kitabın ortalarında kaldığım yerini açık okumaya başladım. Belki kitap okuduğumu görürse giderdi.

Kitaba odaklanmaya çalışarak, kitabı içimden okumaya başladım. Üstüme doğru bir gölge düşünce geldiğini anladım. Yavaşça yanıma çömelip sırtını benim sırtımı yasladığım ağaca yaslayıp okuduğum kitaba bakmaya çalıştı.

Bakışlarımı ona çevirdim. Bakışları kitaptan çekilip bana değince çapkınca sırıttı. "Ne okuyorsun?" diye sordu. 

Bakışlarımı ondan çekmeden cevap verdim. "Jane Eyre." dedim ifadesiz sesimle. Dudaklarını bükerek başını salladı. "Güzel kitap. Okumuştum." dedi inandırıcı olmayan sesiyle. 

Tamamen sahte bir şekilde gülümsedim. "Polat çok komik değil mi ya?" diye sordum ciddiyetle. Küçük bir şekilde güldü. "Evet evet. o adam çok komik. Kitabın en sevdiğim karakteri." Tahmin ettiğim gibi kitabı okuduğu falan yoktu.

"Hangi adam?" diye sordum ciddiyetle. Duraksadı. "Hangi adam mı? Hangi adam?" diye sordu, soruyu bana yönelterek. Bakışlarımla arkasın da yarım saat ona sırnaşmaya çalışan Polat'ı işaret ettim. "Arkandaki adam." dedim.

İrkilerek arkasına baktığında arkasında ki adamda irkildi. "Sen kimsin be?! Ne yapıyorsun dibimde?!" diye çemkirdi İlker. Rahat bir tavırla onları izliyordum. Güzel ship olurdu bunlardan.

Polat masum bir ifadeyle sevdiği çocuk, dünyanın en yanlış erkeği olan İlker'e baktı. "Şey..." dedi telaşla. "kokun beni cezbediyor da." diye mırıldanınca minik bir kahkaha patlattım. "Kokunu çeke çeke dibine gelmiş." dedim gülmelerimin arasından.

İlker hiç eğlenmeyen suratıyla Polat'a baktı. "Bak yeter! İkidir beni taciz ediyorsun! Seni uyardım bizden olmaz dedim!" deyince daha büyük bir kahkaha patlattım. İlker her bir kahkahamda yapma der gibi bakışlar atıyordu.

İlker daha fazla dayanamayıp çekip giderek buradan uzaklaştı. Elimle yanımı oturması için işaret ettim. Somurtan ifadesiyle yavaşça yere çömelerek oturdu. "Onu çok seviyorum. Ama o onu uzaktan sevmeme bile izin vermiyor." dedi çevreyi izlerken.

Gülmemek için birbirine bastırdığım dudaklarımla konuştum. "Valla pek uzaktan seviyor gibi görünmüyordun sende." dedim etrafı izlerken.

"N'apayım? Aşığım n'apayım?" diye sordu sinirle. Başımı hafifçe ona taraf çevirdim. "Bak çocuk. Şunun nesine aşıksın anlamıyorum ama neyse. Bak her gün on tane kıza yavşıyor yavşak herif. Sen nasıl hala ona aşıksın?" diye sordum ciddiyetle.

SON MANOLYA KOKUSUWhere stories live. Discover now