11.BÖLÜM : İKİ İMKANSIZ

4.9K 354 391
                                    

MaNga - Dursun Zaman

Deesmi Onlife - Влюбился в неё 

James Arthur - Impossible

t.A.T.u - All the Things She Said

🌺

Neremden yediğim önemli olmayan hançerler yemiştim. Birisini tam kalbime yemiştim. Diğerleri ise tam sırtımda yerini alıyordu.

İçim kanıyordu. Canım yanıyordu. Hayal kırıklığı denilen şeyi ben yine ve yine yaşıyordum. Ama bu seferki çok farklıydı. Bu sefer o duyguyu dibine kadar yaşıyordum.

Kalbimin acısı hepsinden farklıydı. Son zamanda düşündüğüm şeylere eline ki o hançeri kalbime saplayarak düşüncelerimle acımasızca alay etti. Hançer oradan çıktı ve kanlar durmaksızın fışkırdı. O kanlar dursa bile o kalp asla eskisi gibi kalmazdı.

En acı olanı ise göz gözeyken. Zeytin gözlerine, yalvaran dolu gözlerimle bakarken sıfır duyguyla cevabını vermesiydi. Bana acıdığını söylüyordu ama gözlerime bakarken hiç acımadan, onun bana acıması gerektiğini söylemişti.

Bu kişi o olamazdı. Göz göze geldiğim adam benim resmen her gün göz göze geldiğim adam olamazdı. Değildi de.

Her geldiğimde bana arkadaş sıcaklığıyla yaklaşıp yeri geldiğinde arkadaş olduğumuzu söyleyen adamdı orada bana acınmasını isteyerek diğer hançeri saplayan.

O içeride kaç kişi vardı, kaçı aynı bir düşünce içinde bilmiyordum ama bildiğim tek şey içimdeki kalbimin sancısıydı. 

Bir elim ağrıyan kalbimde, diğer elimle hızlıca göz yaşlarımı silerken hızlı adımlarla davet salonun çıkış kapılarına ilerlemeye çalışıyordum ki Bayar kolumu sertçe kavrayarak beni kendine çevirdi. "Manolya!" dedi tedirginlikle. Her şeyi oda duymuştu.

"Ne var?" diye sordum göz yaşlarım arasından. "Ben sana asla acımıyorum tamam mı? Bu aptallar nasıl böyle bir düşünce içindeler bunu bile bilemiyorum!" dedi telaşla.

Ağlayışım şiddetlendi. Kalbimin sancısı yükseldikçe elimin göğsüme olan baskısını arttırıyordum. "İyi misin? Hastalığın mı tetikleniyor?" diye sordu endişeyle.

Geri adım attım. "Gitmeliyim Bayar." diye mırıldandım paramparça bir sesle. Tam bu sırada Kenan baş hekim ve Gümüş'te yanımıza geldi. Şuan buradan gitmekten başka bir şey istemiyordum.

"Bir sorun mu var?" bu sesin sahibi Gümüş'tü. Boğazımda oluşan yumrunun geçmesi için derince yutkundum. "Sorun ne Bayar?" diye sordu Kenan baş hekim.

Bayar anlatmak istemez gibi gözlerini kaçırdı. Ne de olsa onun gerçek arkadaşlarıydı. "Doğuş'ları odada konuşurken duyduk." diye mırıldandı. "Ee?" diye sordu Gümüş sabırsızca.

"Ee'si Manolya'ya acıyorlar! Ufuk Manolya'nın burada ne işi olduğu hakkında konuşuyordu. Doğuş'ta ona yalnızlığı yüzünden acıması gerektiğini söyledi! Arat ve diğerleri de ona katıldı! " dedi sinirle. Ben o an Doğuş doktorun o sözlerine odaklanıp hiçbir şeyi duyamayacak kadar dalmıştım. Ama Bayar herkesi duymuştu.

Böyle duymak canımı fazlasıyla yakmıştı. Kalabalık sanki üzerime üzerime geliyor gibiydi. Gözlerimden yaşlar tekrar firar etti. Kötü hissin sebebi anlaşılmıştı. İhtimal bile vermediğim bir olayla.

"Doğuş'tan bahsediyoruz emin misin?" diye sordu Kenan baş hekim. Derin nefesler alıp vermeye başladım. Yalnız olduğum için insanlar neden bana acıyordu? Acınacak durumda değildim ben.

SON MANOLYA KOKUSUWhere stories live. Discover now