27.BÖLÜM : BİR DÜŞ GİBİ

4.7K 256 59
                                    

Mabel matiz - Gel

Güliz Ayla - Bahsetmem Lazım

🌺

Yedi gün, on saat, elli beş dakika, beş saniye geçmişti gözü kapandığından beri.

Doğuş nöbetteydi ve yorgundu. Yorgunluğu umurunda bile değildi. Kapıya yaklaştı ve aralıklı kapıdan yavaşça içeri süzüldü. Üzerinde Manolya'nın bakışlarındaki o beğeniden bile anladığı beyaz doktor önlüğü vardı. Bir iki adım atarak yatağın biraz ötesinde durdu.

Manolya'nın ve babası olacak adamın gözlerinin aksine kahverengi gözlü olan kız gözlerini beyaz önlüklü adamın üzerine çekti. "Merhaba doktor abi!" dedi neşeyle. Yanında hemen, peluş bir maymun uzanıyordu. "Merhaba." dedi Doğuş herkese karşı olan ciddiyetiyle. Çocuklarla arası o kadar iyi değildi. Çocukluğu da dahil hayatı boyunca çocuklarla ekstra bir samimiyet kurmamıştı.

"Neden öyle bakıyorsun? Yaramazlık mı yaptım?" diye sordu kız kaşlarını havalandırarak. Doğuş kaşlarını çattı. "Yaramazlık yapan bir çocuk musun?" diye sordu. Kız bakışlarını yukarı dikerek düşündü. "Bence hayır!" dedi biraz düşündükten sonra.

Doğuş yatağa doğru bir adım atarak büyük elini küçük kıza uzattı. "Doğuş Çekici. İç hastalıklar Uzmanı." dedi duvar ifadesiyle. Kız kaldırdığı kaşlarını indirerek Doğuş'a garip bakışlar attı. Doğuş elini çekmeden sakince kızı bekledi. En sonra kız küçük elini uzatarak gülümsedi. "Feyza Dinçer!"

Elini çok hafif acıtmadan sıktıktan sonra elini çekerek geriledi. Onla tanışmasının tek sebebi Manolya'nın kardeşi olmasıydı. Manolya'nın aksine çok mutluydu ve yetimhanede değil biricik babasının yanı başındaydı.

"Baban yok mu?" diye sordu Doğuş, soğuk bir sesle. Kız samimi bir ifadeyle başını iki yana salladı. "Yok. Sanırım koluna baktırma vakti gelmiş." dedi. Doğuş sahte bir ifadeyle kaşlarını kaldırdı. "Öyle mi? Koluna ne olmuş ki?" diye sormuştu.

Feyza omuzlarını indirip kaldırdı. "Sanırım koluna çay dökmüş." dedi kız tereddütle. Doğuş başını ağır ağır salladı. "Hastanemizin çayları fazla sıcaktır. Ayrıca markasından dolayı da yakar insanı. Ondan aldıysa demek..." diye mırıldandı sakince.

"O zaman bundan sonra babamı uyarırım! Bir daha o markanın olan çayları almamasını söylerim!" dedi kız neşeyle. Doğuş başını tekrar ağır ağır salladı. "Bence de. Uyarmanı tavsiye ederim." diye onayladı kızı.

"Çok güzelsin. Çok hoş görünüyorsun. Benim doktorum sen olur musun?" diye sordu kız saf bir ifadeyle. Doğuş çok içten olmayan bir şekilde tebessüm etti. "Dinçer kızlarından bir tanesi yeter bana. Sağ olun Feyza hanım, teşekkürler."

Kız kaşlarını çatarak dudağını sakıttı. "Lütfen lütfen!" dedi ısrarla. "Olmaz. Hem babanızın da bunu onaylayacağını düşünmüyorum. Ve benim alanım da bu değil. İç hastalıkları uzmanıyım ben Feyza hanım." dedi ciddiyetle.

Kız daha fazla ısrar etmedi ama yüzüne üzüntülü bir bakış oturdu. Doğuş geri kapıya ilerliyordu ki kız, "Siz doktorsanız, geçen buraya babamla aynı gözlere ve benimle aynı soyada sahip bir kız gelmişti. Onu bulabilir misiniz?" diye sordu. "Adı...adı Manolya..." demesi onu durdurmuştu.

Hemen kıza döndü. "O kadınla tanıştın mı?" Kız cevap vermeden kendi kendine cevap verdi. "Gerçi bu katta boğazına sarıldıysa muhtemelen bunun içindi." Doğuş gözlerini sıkıca yumarak o anı gözlerine getirmemeye çalışmıştı. Hatta intihar ettiği günün de bütün kayıtlarını izlemiş, hem onları duyup yanlış anladığı zamanı, hem de babasını gördüğü kısmı izlemişti.

SON MANOLYA KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin