17.BÖLÜM : GELECEK YA DA HAYAL

5.8K 346 361
                                    

🌺

Parmaklarım tuşların üstünde dans ederken yazdıklarımda aynı şekilde zihnimde canlanıyordu. Yaklaşık bir buçuk saattir bilgisayarın başında, hikayemi yazmıyordum.

Çalan zilimin sesi beni bütün düşüncelerimden uzaklaştırdı. Başımı bilgisayardan kaldırdım. Kucağımda duran bilgisayarı kaldırarak kapıya doğru ilerledim.

Kapı tekrar çalındığında kaşlarım çatıldı. "Volkan değilsen patlama!" diye söylenerek kapıyı açtım. Gördüğüm yüz beklemediğim birine aitti. Arat.

Neden şuan burada olmasına anlam verememiştim. Bir kaşım havaya kalkarken konuştum. "Hayırdır?" Bakışlarını suçlu bir çocuk gibi yere indirdi. "Manolya biraz konuşalım mı?" diye sordu kısık bir sesle.

Kaşlarımı çattım. "Ne hakkında?" diye sordum mesafeli bir sesle. Bakışlarını yerden kaldırıp bana çekti. "Arkadaşlığımız hakkında." dedi saf bir ifadeyle bakarken.

Alayla güldüm. "Arkadaşlık? Siz daha çok ona acımak diyorsunuz ama." diye söylendim. Boğazını temizledi. "Bu tür sözler söyleyeceğini biliyordum. İzin verir misin, içeri geçeyim konuşalım?" diye sorunca kısa süre düşünmek zorunda kalmıştım.

"İyi geç." dedim geçmesi için köşeye çekilirken. Benim köşeye çekilmemle oda ayakkabılarını çıkararak içeriye girdi. "Ne  konuşacaksan çabuk konuş." diye söylendim.

O içeri girdiğinde kapıyı kapatarak onu umursamadan salonuma geçtim. Arat'ta çok yabancılık çekmeyerek peşimden salona girmişti.

Yerde kendi kendine oynayan Kar'a kısa bir bakış atarak koltuğuma oturdum. "Köpeğin mi vardı?" diye sordu sessizce. Başımı salladığımda oturduğum koltuğa oturdu benim gibi.

"Evet. Hadi konuşalım." dedim derin bir nefes vererek. Başını sallayarak bana döndü. "Manolya ben eskisi gibi olamıyorum." diye söze girdi. "Aa ne tesadüf bende!" dedim sahte bir şaşkınlıkla.

Asılan yüzüyle konuşmaya devam etti. "Ben seninle aram kötü olsun istemiyorum. Bayar'la bile abi-kardeş olmuşsun. Ondan önce vardım ben!" dedi hiddetle. Kaşlarım çatıldı. "Önemli olan kimin ne zaman olduğu mu sence? Bak ondan önce tanıdığım Arat bey bana acıyor! Sırtımdan bıçaklıyor beni!" dedim alayla.

Afalladı. "Ben seni sırtından bıçaklamadım! O an aptal bir düşünceyle Ufuk'un sana karşı bilenmesinden daha iyi geldi acıması." dedi pişmanlığın bariz bulunduğu sesiyle.

"Bana acımadan bilenmesi her şeyden iyiydi benim için! Senin benim hakkımda böyle bir düşünce içine girmene gerek yoktu!" dedim ters bir sesle.

"Biliyorum Manolya. Özür dilerim." dedi başını öne eğerek. Sıkıntılı bir nefes vererek onu izledim. "Neden Arat ya? Seni her şeye rağmen seviyorum ama neden onurumu kırdın?" diye mırıldandım kırgın bir sesle.

"Manolya sana söz veriyorum onurunu toparlaman için elimden geleni yapacağım! Gerekirse kendi onurumu ayaklar altına alırım be!" dedi heyecanla. Ona bomboş ifademle baktım. "Her şeyi yapar mısın sahiden?" diye sordum.

Aynı heyecanla başını salladı. "Evet, yaparım!" Başımla camı işaret ettim. "İyi. Git kendini camdan at. İçim anca öyle soğur." Bunu dememi beklemediği için afalladı.

"Kaçıncı kattayız?" diye sordu cama bakarken. Düz bakışlarımı ondan çekmeden cevap verdim. "Altı." Gözlerini kısarak bana döndü. "Kesin ölürüm. Şey yapsak, bari Doğuş'un katından atlasam?"

"Sen bilirsin." dedim dudağımı sarkıtarak.  Tam gitmek için kapıya yönelmişti ki attığım kahkahayla durdu. Gülmelerim arasından ona baktım. Omzu üstünden bana anlamsızca bakıyordu.

SON MANOLYA KOKUSUWhere stories live. Discover now