Ateş ve Kor

3. Bölüm

İyi okumalar <3

Oy verir ve yorum yaparsanız çok sevinirim 🤍

Gözlerimi açtığımda cenin pozisyonunda olduğumuzu fark ettim. Hafifçe kafamı Demir'e çevirdiğimde o hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Yavaşça elimi elinin üzerine koydum elini çekmek için, o ise tam tersi eline dokunduğum an beni daha çok sardı. Tekrar elimi elinin üzerine koydum ve bu sefer elini çektim. Yorganı üzerimden atıp yataktan kalktım.

Odada ki banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve yeniden odaya döndüm. Dolabı açıp göz gezdirdim. Siyah bol, lastikli paça bir eşofman ve siyah crop alıp banyoya tekrar gittim. Üzerimdeki pijamayı çıkartıp diğerlerini üzerime geçirdim. Aynaya baktım, dalgalı olan saçlarımı ellerimle düzelttim.
Odaya tekrar geçtim. Sadece rimel ve kırmızı tonlarında glos sürdüm.  Telefonumu aldım ve odadan çıktım.

Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Nermin hanım gülümsedi,
"Günaydın kızım" dedi samimice, ben de gülümsedim.
"Günaydın, kahve yapmak için gelmiştim." Dedim, Nermin hanım,
"Ben yaparım, siz zahmet etmeyin." Dedi,
"Yok, ne zahmeti" diyerek tezgaha yaklaştım.

Kahveyi ve süt tozunu aldım. Kahveyi yaparken bir yandan da sohbet ediyorduk.
"Ne kadar tatlı bir kızsın sen" dedi sesini yumuşatarak, gülümsedim.
"Çok teşekkür ederim" dedim, Nermin hanım, bana dikkatle baktı.
"Demir beye de tam senin gibi bir kız yakışırdı. Birbirinize çok yakışıyorsunuz, maşallah." Dedi, yutkundum. Tekrar teşekkür edip kahvemi yapıp bahçeye çıktım. Kahveden bir yudum aldım.

Ares'in yanına gittim.
"Ares!" Dediğim an kulübesinden çıktı ve bana doğru koşmaya başladı. Tamam koşarken biraz ürkütücü gözüküyor olabilirdi, ama beni tanıyordu artık.
Ares ayağımın dibine geldi. Başını okşadım. Elimi yalamaya başladı. Birden aklıma gece Demir'in yaptığı geldi.

Demir bana sarılmıştı. Hem de aramızda hiçbir samimilik yokken. En saçması da benim buna tepki vermemem. Neden tepki vermemiştim ki? Ben buraya babama da ona da kan kusturmak için gelmiştim. Şimdi ise tüm gece onun kokusuyla uyumuştum. Bu böyle olmamalıydı.

Duyduğum Demir'in sesi ile kendime geldim.
"Vera?" Gözlerimi hızla ona çevirdim.
"Hı?" Hı mı? Tamam Vera öyle anlamaz zaten, direkt seni düşünüyorum de. Demir'in dudağının yanı kıvrıldı.
"Hı mı?" Adam haklı. Hı ne ya?
"Of, ne var?" Dedim tersleyerek.
"Hı daha iyidi. Sabah sabah fazla kaba değil misin sence?" Dedi elini cebine koyup gözlerini kıstı.

"Sabah sabah, senin de dediğin gibi daha sabah, yeni uyandık falan hani. Ne yapmamı bekliyorsun?" Dedim,
"Gece yatarken hiç böyle değildin." Dedi imayla, şimdi sorgu zamanı!
Aresi bırakıp ona yaklaştım.
"Gece, iyi hatırlattın. O dün gece yaptığın neydi öyle?" Dedim ona birkaç adım yaklaşarak.
"Ne neydi?" Dedi, salağa yatıyordu.
"Öyle bana sarılmalar falan, belki ben istemiyorum." Dedim başımı dikleştirip gözlerinin tam içine bakıyordum.

Aramızdaki son iki adımı da kapatarak bana yaklaştı. Başım göğüsüne geliyordu. Kahretsin ki aramızda fazla boy farkı vardı! Boynum ağrıdı be! Bozuntuya vermeden onun gözlerinin içine bakmaya devam ediyordum. Biraz bana doğru eğildi.
"İtiraz etseydin. Sen neden itiraz etmedin?" Güzel soru. Şey diyesim var, ben malım da biraz, kokun da buram buram geliyordu. Hayır diyemedim. Tabi kii böyle demeyeceğim!
"Çok uykum vardı. Konuşcak halim yoktu. Yoksa çok istediğimden değil yani." Dudağının kenarı biraz daha yukarı kalktı.
"İyi öyle olsun" dedi egoyla, gözlerimi kıstım.
"Bu ego ne ya? Öyle zaten Demir." Bir adım geri gittim yoksa biraz daha yaklaşsa öpecekti.

Bir birbirimize bakarken Murat'ın sesi geldi.
"Ben gidiyim mi?" Diye sordu, anlamadan sordum.
"Niye?"
"Özel bir ana denk geldim diye düşündüm. Gece yetmedi galiba size?" Dedi, gözlerimi devirdim.
"Sabır." Dedim ve hızla içeri doğru yürüdüm.
Neriman hanım beni durdurdu.
"Vera hanım" gözlerimi ona çevirdim.
"Efendim?"
"Kahvaltıyı bahçede mi yapmak istersiniz burada mı?" Diye sordu,
"Fark etmez. Demire sordunuz mu?" Dedim, kafasını olumlu salladı.
"Evet, ama Demir bey de Vera'ya nereye isterse oraya kur dediği için size sordum." Dedi, şaşkınlıkla kaşlarım kalktı. Bu adam bu kadar düşünceli miydi ya?