7. Bölüm

466 20 7
                                    

İlk kez bu kadar uzun bir bölüm yazdım.

Umarım beğenirsiniz 🤍

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirimm


Öksürmeye başladım. Omuzlarından ittirmeye çalışıyordum ama yerinden kıpırdamıyordu bile!
"Ya sen en son banyoya gidiyordun, hadi git gir." Dedim hızla, hâlâ karşımda sırıtıyordu.
"Ne sırıtıyorsun?" Dedim sinirli gibi gözükmeye çalışarak, elini duvardan çekti ve bir adım geri gitti.
Sırıtarak banyoya girdi.

Arkasından kendi kendime konuşmaya başladım.
"Sözde mafya lideri olcak, yürüyen mafya lideri mi olur be?" Banyodan Demir'in sesi geldi.
"Duyuyorum karıcım!" Gülecek gibi olduğumda kendimi tutup odadan çıktım.
Mutfağa indiğimde Neriman hanımı gördüm. Gülümsedim.
"Günaydın Vera hanım, iyisiniz değil mi? Geçmiş olsun." Dedi ilgili bir şekilde,
"Günaydın, teşekkür ederim. İyiyim." Dedim, Neriman hanım,
"Kahvaltınızı hazırlıyorum." Dedi,
"Teşekkür ederim, ama çok fazla birşey koymazsanız sevinirim. Çok iştahım yok bugün." dedim, Neriman hanım gülümseyip kafasını salladı.

Bahçeye çıktığımda kapıdan giren Zeynep ve Murat'ı gördüm. Bana doğru geldiler, Zeynep,
"Günaydın!" Dedi her zamanki neşeli tonuyla, ben de gülümsedim.
"Günaydın" dedim,
Zeynep elini omuzuma koydu.
"Yengecim, hastaymışsın. İyi misin şimdi?"
Başımı salladım.
"İyiyim iyiyim." Dedim, Murat,
"Zeynep sen içeri geç geliyorum" dedi, Zeynep içeri geçince Murat bana yaklaştı.
"İyi misin?" Diye sordu, hastalığımı değil dünden sonra ruh halimin iyi olup olmadığını soruyordu. Küçük bir tebessüm edip başımı salladım.

Murat omuzuma bir dost gibi hafifçe vurarak içeri geçti.
Ben de onların arkasından salona geçtim. Biz sohbet ederken Demir merdivenlerin sonunda göründü. Zeynep ayaklanıp abisine doğru gitti ve sarıldı.
Demirle Zeynep koltuklara doğru gelirken Demir,
"Hoş geldiniz" dedi, Zeynep ve Murat karşılık verdi.

Demir yanıma oturdu ve kolunu benim tarafıma, koltuğun başına koydu. Neriman hanım elindeki tepsiyi önümüzdeki yere yakın masaya koydu.
"Başka birşey ister misiniz Vera hanım?" Diye sorduğunda,
"Su getirebilir misiniz?" Dedim tebessümle, Neriman hanım,
"Tabii," diyip Murat'la Zeynep'e döndü.
"Siz birşey ister misiniz?" Diye sorduğunda, kahve istediler ve Neriman hanım gitti.

Önümdekileri yavaş yavaş yerken Demir,
"O kahvaltı niye o kadar az?" Diye sordu,
"Çok iştahım yok. Zaten hâlâ biraz midem bulanıyor. İlaç içicem diye yiyorum." Dedim, Demir,
"Doktor çağırayım mı?" Diye sorunca kafamı sağa sola salladım. Gözüm Zeynep'le Murat'a kaydığında birbirine bakıp sırıttıklarını gördüm. Demir de görmüş olacak ki bacağını diğer bacağının üzerine atarken sordu.

"Hayırdır? Noldu?" Diye sordu, Zeynep,
"Söylemem. Kızarsın." Dedi, Demir kaşlarını çattı.
"Niye kızayım kızım? Söylesene." Dedi, Zeynep ilk gülerek Murat'a döndü ardından yeniden Demirle bana döndü.
"Sen yavaşça hanımcı oluyorsun" dedi. Ve ikisinden de aynı anda bir kahkaha koptu. Yüzümdeki istemsizce öyle bir ifade oluştu ki, zafer kazanmış gibi bir ifadeydi bu. Ben neyin zaferini kazandım aga? Aga ne ya of iyice kro oldum!

Bir an önce kendi kendime konuşmayı bırakmam lazım!

Gülmemek için yanaklarımın içlerini ıssırmaya başladım. Demir bana baktı, yeniden kafasını hızla onlara baktı.
"Ne alaka oğlum? Kız hasta diye-" Zeynep hızla baş parmağını kaldırıp abisine doğru yavaşça uzattı.
"Hşş, abi... abi... abi, tamam biz anladık. Kendini yorma." Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Demir,
"Lan başlatmayın hanımcılığınıza, hanımcı değilim. Ama istersem onu da olurum. Kötü birşey mi sevdiğin kadına ilgili olmak?" Dedi, şaşkınca gözlerimi ona çevirdim.

Ateş ve Kor Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon