24. Bölüm

378 19 2
                                    

Selamm

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn<33

Umarım bölümü beğenirsiniz ❤️

Keyifli okumalar

Uyandığımda kendi yatağımda yatıyordum. Yanımda Demir oturuyordu. Korkuyla karnıma baktım.
"Demir?" Demir saçımı okşadı. Gözümden bir damla yaş aktı.
"Korkma. İkiniz de iyisiniz." Nasıl?
"Bebeğimi almadılar mı?" Diye sordum sesim titrerken, kafasını sağa sola salladı.
"Hayır." Yatakta doğruldum.
"N-neden? Yani nasıl oldu? Biz nasıl kurtulduk?" Şaşkınlıktan konuşmayı unutmuştum resmen.

"Anlatıcam. Ama şimdi aşağı inelim. Birşeyler ye, sonra konuşalım olur mu? Ne zamandır birşey yemiyorsun." Dedi gözlerime bakarak, dayanamadan boynuna sarıldım. Ellerini belime yerleştirdi.
"Çok korktum." Dedim, derin bir nefes aldı.
"Ben öldüm." Dedi tok çıkan ses tonuyla,
"Bunları şimdi değil biraz kendine gel ondan sonra konuşucaz." Dedi,
"Tamam. Sen aşağı in ben de geliyorum." Dedim ve yataktan kalktım.  Demir odadan çıkmıştı. Sevinçten ağlamaya başladım. Demir yanımda, bebeğim ise hâlâ karnımdaydı. Şimdiye kadar duyduğum en ama en güzel haberdi bu.
Elimi karnıma koydum.
"Bebeğim." Dedim titreyen sesimle, yutkundum. Banyoya girip elimi yüzümü iyice yıkadım ve odadan çıkıp seslerin geldiği yöne gittim. Mutfaktan sesler geliyordu.

Mutfağa girdim. Demir tabağa yemek koyuyordu.
"Yardım edeyim mi?" Diye sordum. Demir gözlerini birkaç saniye bana çevirdi. Ardından yeniden tabağa döndürüp cevap verdi.
"Yok sen içeri geç ben getiririm." Dedi, ben de onun dediği gibi yapıp salona girdim. Murat, annem ve abim salonda sohbet ediyorlardı. Annem beni gördüğünde hızla kalkıp yanıma geldi ve sarıldı.
"Kızım iyisiniz değil mi?"
"İyiyiz, merak etme." Dedim tebessüm ederek ve koltuğa oturdum.

Murat,
"İyi misin?" Diye sordu.
"İyiyim iyiyim." Dedim, bu sefer de abim sordu.
"Emin misin? İstersen hastaneye falan gidelim."
"Ya ne gerek var? İyiyim diyorum." Dedim yorgunlukla, Demir salona elinde bir tepsiyle girdi. Tepsiyi önüme koydu.
"Benim yardım etmemi ister misin?" Diye sordu,
"Hayır. Gerek yok." Dedim yumuşak bir ses tonuyla, yanıma oturdu. Herkes yemek yerken beni izliyordu.

"Beni niye izliyorsunuz ya?" Diye sordum, birden kendi aralarında konuşmaya başladılar. Demir hâlâ beni izliyordu. Çorbadan bir kaşık aldığımda kokusu çok ağır gelmişti.
Yüzümü buruşturup tepsiyi masaya koydum. Demir,
"Noldu?" Diye sordu,
"Kokusu ağır geldi. Yiyemiycem." Dedim karnımı tutarak,
Murat,
"Çorba kokmuyordu ki," dedi anlamazca, Demir Murat'a baktı.
Murat,
"He, hamile diye ona öyle geliyor." Dedi, abim,
"Tam bir dahisin Murat." Dedi alayla, Demir hariç hepimiz gülmüştük.

Demir,
"Başka birşey ister misin? Dışardan söyleyelim." Dedi, başımı sağa sola salladım.
"Hayır. Şimdi aç değilim. Sonra yerim." Dedim,
"Olmaz. Açlığını fark etmiyorsun. Yorgun düşeceksin bak." Dedi bana yaklaşarak,
"Hayır. Gerçekten aç değilim. Midem almıyor şimdi. Sonra yerim." Dedim,
"Konuya gelelim." Dedim sesimi hafif yükselterek, herkesin gözü bana döndü.
"Nasıl kurtulduk biz ordan?" Diye sordum merakla,
Demir,
"Akın ve Murat sayesinde." Dedi,
"Nasıl yani?" Diyerek onlara döndüm.

"Sizin orda olduğunuzu duyduk. Sonra bir dakika beklemeden geldik." Demir ayağa kalktı.
"Zaten bir kaç dakika daha geç gelseydiniz neler olurdu tahmin edemiyorum." Dedi imayla, gözlerimi ona çevirdim.
Annem,
"Ne olurdu?" Diye sordu, ayağa kalktım. Salondan çıkacaktım ki, Demir  konuştu.
"Vera bebeği öldürmelerine izin veriyordu." Sinirle ona döndüm.
Annem,
"Ne? Nasıl?" Dedi şaşkınca,
Demirden gözlerimi ayırmadan ona yaklaştım yavaşça,
"İzin veriyordu? Öyle mi Demir?"

Ateş ve Kor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin