5. Bölüm

472 27 3
                                    

İyi okumalar 🤎

Umarım bölümü beğenirsiniz 🤍

Oylarınız ve yorumlarınız çok önemlii<333

Onlara doğru bir adım attığımda ikisinin de gözleri bana döndü. Emin olmak için yeniden sordum,
"Babam ne alaka? Noluyor?" Dedim Demir'in yanına geçerken, Murat Demir'e baktı.
"Söylesenize." Dedim ısrar ederek. Demir,
"Önemli birşey değil." Dedi beni geçiştirmeye çalışarak, ama sesi sinirli geliyordu.
"Demir salak değilim. Şirketle alâkalı birşey var belli ki, ve babam yapmış. Ne yaptı?" Dedim ciddileşerek, Murat dayanamayıp anlatmaya başladı.

"Baban şirkete ajan sokmuş." Demir sinirle ona döndü.
"Senin çenenin yayına sokayım Murat." Dedi sertçe,
Murat cevap vermedi.
"Neden? Yani, neden böyle birşey yapsın ki?" Dedim ikisine de bakarak, sonra Demir'e odaklandım.
"Sen babama yardım etmemiş miydin şirket batmasın diye? Yani biz onun için-" sözümü kesti.
"Ettim. Ettim de ne oldu? Şerefsiz babanın bir boklar yiyeceği belliydi." Dedi dişlerinin arasından, gözlerimi gözlerine diktim. Cevap vermedim. Babamı koruyacak durumda değildim. Çünkü korunacak bir tarafı yoktu.

"Tamam, ama neden? Hem madem belliydi, sen niye kabul ettim herşeyi?... Benimle evlenmeyi."
"Kızıyla evliyken ne kadar ileri gidebileceğini merak ettim çünkü. Sen benim yanımdayken ne yapabilir diye düşündüm. Ama baban belli ki hayattan sıkılmış, ölmeye bahane arıyor. Yoksa bu kadarına cesaret edemezdi." Haklıydı. Bu kadarına cesaret edemezdi. Ama şimdi, hayattan sıkıldığı için değil bana güvendiği için yapmıştı.
"Bana güveniyor." Dedim, bana derince baktı.
Murat,
"O ne demek?" Diye sordu anlamazca,
"Demir ona birşey yapmaya kalksa onu engel olmaya çalışacağımı biliyor." Dedim ardından Demir'e döndüm.

Demir yüzümü inceledi yavaşça,
"Öldürecek misin?" Diye sorduğumda derin bir nefes aldı. Tereddütsüzce,
"Evet." Dedi, yutkundum. Aramız kötü olsa bile babamdı sonuçta. Onun beni ne kadar sevmediğini bilsem de benim içimde ona karşı hâlâ küçük sevgi kırıntıları vardı.
Cevap vermedim, ayağa kalktım. Yemek masasından ayrılacakken Demir bileğimden acıtmadan tuttu.

"Vera-" bileğimi ondan kurtarıp hızla odaya çıktım. Benden bir saniye sonra kapı açıldığında Demir içeri girdi. Ağlamamak için büyük çaba sarf ediyordum. Babam beni kullanmıştı. Tıpkı bir piyon gibi kullanmıştı. Ben ise o öleceği için ağlayacaktım neredeyse. 
"Vera, iyi misin?" Diye sordu bana bir adım atıp, kafamı aşağı yukarı salladım. Demir konuşmaya devam etti.
"Vera, baban bunu hak etti. Seni bana yakınlaştırdı. Şimdi de sana güvenerek her işimize bok sürmeye çalışıyor." Dedi, göz yaşım göz pınarıma geldiğinde gözlerimi yukarı çevirdim.

"Vera, baban seni sevseydi seni hiç tanımadığın birine para karşılığı verir miydi?" Gözlerimi sinirle ona çevirdim. Dudaklarımı araladım konuşmak için ama izin vermedi.
"Ben her türlü yardım ederdim babana. Ama o bana bu şartı sundu. Ben her türlü bir şart bulur, o şartla babana yardım ederdim. Ama o bana bu şartı sundu." Dedi, babam beni başından def edip bir de piyon olarak kullanmıştı.

"Tamam. Tamam, yeter. Anladım, babam benden nefret ediyor. Beni kullandı. Beni başından def etti. Tamam. Ne yapmak istiyorsan yap. Sana engel olmayacağım." Dedim, Demir bana yaklaşıp aramızda en fazla bir adımlık bir mesafe bıraktı.

"Bana istesende engel olamazsın Vera. Sen benim karımsın. Senin o it için üzülmeni istemiyorum. Karımın bir şerefsiz için üzülmesini istemiyorum." Dedi tekrar ederek,
"Onunla son kez konuşucam." Dedim,
"Hayır." 
"Evet."
"Hayır dedim Vera." Dedi net bir şekilde, geniş omuzlarını dileştirerek.
"Konuşucam dedim Demir. Sen istesende, istemesen de konuşcam. En fazla senden habersiz yaparım. Ama yaparım." Dedim, bir adımlık mesafeyi de kapatarak.
"Bok yaparsın." Dedi çenesini dikleştirerek. Alayla tebessüm ettim. 

Ateş ve Kor Where stories live. Discover now