16. Bölüm

318 16 1
                                    

Selaamm

Umarım bölümü beğenirsiniz ❤️

Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum aşklarım 💖

Keyifli okumalar dilerim <3

Annemin kollarında öylece
duruyordum. Annem, saçlarımı okşuyor, ağlıyordu. Gözlerimi kapattım ve derin bir koku çektim ciğerlerime. Anne kokusu. Hasret kaldığım, hasret bırakıldığım anne kokusu. Gözlerimi açtığımda gözümden bir damla yaş düştü. Burnumu çekip geri çekildim. O ise bana yaşlar içinde bakıyordu.
Kafamı diğer tarafa çevirip yerde yatan adama baktım.

Dudağımdaki kanayan yara yeniden acıdı. Yutkundum.
"Çıkalım artık şuradan." Dedim sesim titrerken, Demir cevap vermeden belimden tuttu ve beni dışarı çıkardı. Diğerleri de arkamızdan gelirken arabanın yanına gelmiştik. Derin bir nefes aldım. Dakikalar önce kesilen nefesim daha yeni kendine geliyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sık duygu değişimleri yaşıyordum. Demir hızla beni kendine çekip sarıldığında ellerimi boynuna doladım ve göz yaşlarımın hızla yere süzülmesine izin verdim.

Demir usulca kulağıma fısıldadı.
"Geldim güzelim. Geldim. Burdayım. Senin yanındayım. Benimlesin." Beni sakinleştirmeye çalışırken saçlarımı okşuyordu. Göz yaşlarımı naifçe sildi ve çenemden tutup gözlerimi gözlerine çevirdi.
"Sakin ol güzelim. İyisin, iyi olacaksın. Hadi şimdi eve gidelim, güzelce dinlen olur mu?" Dedi yumuşacık bir ses tonuyla, kafamı yavaşça aşağı yukarı olumlu şekilde salladım.

Arabanın kapısını açtı ve binmem için bekledi. Yavaşça arkama dönüp annemle göz göze geldim. Yutkundum. Kafasını hafifçe omuzuna yatırdı ve yüzüne küçük bir tebessüm kondurdu.
Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kararmış gökyüzüne bakıp burnumu çektim. Bir elimle kapının kolundan destek alıp arabaya bindim. Demir kapıyı kapattığında derin bir nefes aldım.

Demir saniyeler sonra yanımdaki koltuğa yerleştiğinde Murat da arabayı kullanmak için ön koltuktaydı. Saniyeler sonra eve gitmek yoldaydık.
Başımı koltuğun başına yaslayıp yolu izlemeye başladım. O adamın iğrenç bakışları gözümün önüne geldiğinde gözlerimi kapattım ve yutkundum.
Demir'in sesini duyduğumda ellerimde elini hissettim.
"Vera, bana bak sevgilim." Diyordu, gözlerimi yavaşça açıp kara gözlerine çevirdim.

"Unut o şerefsizi. Sil aklından. Şimdi benim yanımdasın, evimize gidiyoruz. Benimlesin." Dedi yavaş bir şekilde beni ikna ederken. Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. Kolay olmayacaktı ama o adamın ben de bıraktığı tüm iğrenç izleri silecektim.

    
                      ....................

Gözlerimdeki yorgunlukla yavaşça gözlerimi araladım. Demir'in kokusunu en yakınımda hissettim. Demir'in kucağında odaya giriyordum.
"Demir," başımı göğüsüne biraz daha yatırdım.
"Burdayım güzelim. Burdayım." Her seferinde yanımda olduğunu hissettirmesi çok güzeldi. 
"Hadi uyu, uykunu açma." Dedi beni yatağa bırakırken, yatakla tenim bileşmeden hemen önce onu durdurdum.
"Duş almak istiyorum." Dedim uykulu ses tonumla.
"Şimdi mi? Yarın yap istersen, uykunu kaçırma boşuna. Dinlen." Başımı sağa sola salladım olumsuzca,
"Hayır. Şimdi duş almak istiyorum. O adamın iğrenç dokunuşlarının daha fazla bedenimde kalmasını istemiyorum." Dedim gözlerimi tamamen açtığımda.

Kucağındaki yerimi sabitleştirdi ve beni kucağından indirmeden odadaki banyoya girdi. Duşa kabinin kapağını açtığına yavaşça yere basmamı sağladı. Su ilk saniyelerde soğuk aksa da sesimi çıkartmadım. Üzerimdekileri çıkartıp sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım. Demir,
"Yardım etmemi ister misin?" Diye sorduğunda suyun altına girmiştim bile,
"Hayır." Dedim kısık çıkan sesimle, güzelce yıkanmaya başladım.

İlk yüzümü, ardından boynumu ve tüm vücudumu yırtarcasına suyla birlikte arındırmaya çalıştım. Ne olursa olsun temizlenmemiş gibi hissediyordum. Tek mutlu olduğum konu daha ilerisini yapamamış olmasıydı. Kendi kendime sinir bozukluğuyla ilk önce gülüp sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Deliriyor gibiydim. Başıma gelecek en kötü şeyi yapmıştı o adam, ben ise daha fazla ileri gidemediği için seviniyordum. Allah böylelerinin belasını versindi. Ben daha ilerisine engel olmuştum ama gücü yetmeyenler...
Binlerce, on binlerce kişi vardı bu iğrenç, tiksindirici şeyi yaşayan. Bu konu ayrı bir piskoloji, ayrı bir yorgunluktu.

Bana sevdiğim adam bile dokunmamışken o adamın saçma arzusuyla bana izinsizce dokunması sinirlerimi alt üst ediyor, delirtecek hâle sokuyordu.

Ben Demir'i seviyordum. Ama bana benden izinsiz hiç kimse dokunamazdı. O sevdiğim adam olsa bile. Ama ona izin vermeliydim belki de, yaralarımı onun kapatmasına izin vermeliydim. Kötü dokunuşlar güzelleriyle yer değiştirmeliydi.
Yutkundum. Durulanıp duştan çıktım. Üzerime havluyu alıp banyodan çıktım.  Dolabıma yaklaşıp kendi kıyafetlerimden değil Demir'in bol tişörtlerinden birini seçtim ve sadece iç çamaşırlarımı ve tişörtü giydim. Tişört zaten elbise gibi duruyordu ve daha fazla yük taşımak istememiştim.

Havluyla saçlarımı kısaca kurulayıp odadan çıktım. Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Bar taburelerinde oturmuş büyük bir kupada kahve içen Demirle göz göze geldim.
"İyi misin?" Diye sordu gözlerimin içine emin olmak ister gibi bakarak,
"İyiyim." Dedim karşısındaki tabureye otururken, elindeki kupaya baktım. Birkaç saniye sonra yeniden gözlerimi gözlerine diktim.
"Var mı bana da?" Diye sordum yorgun sesimle, ayağı kalktı ve bir bardak kahve de benim için koyup önüme getirdi.

Bir yudum alıp teşekkür ettim.
"Demir," gözlerimizi buluşturdu.
"O adam bana dokunduğunda-" sert bir şekilde yutkundum.
"Vera," Demir'in sesi sertleşmişti.
"Sözümü kesme. Dinle beni." Dedim ve ardından dudağımı ıslattım.
"Ben onun dokunduğu yerlerin izlerini senin izlerinle yok etmek istiyorum." Dedim birden, başımı biraz omuzuma doğru eğdim.
"Vera-" ayağa kalktım ve ona yaklaştım. Yüksek taburenin demir ayaklarında hafifçe yükseldiğimde yüzlerimiz birbirine yaklaştı.

"Şimdi, şu an. Tenimde, tüm bedenimde senin izlerin olsun istiyorum Demir." Dudaklarımız o an büyük bir hasretle birbirine kavuştu. Demir ellerini belime sarmış beni sıkıca kendine bastırarak tutuyordu.
Bir eli saçlarımı okşarken bir eli bel çukurumu okşuyordu.
Elimle ensesine baskı yaptığımda biraz daha bana doğru eğildi.
Göz yaşımın düştüğünü hissettiğimde tepki veremedim. Hâlâ birbirimizi öpmeye devam ediyorduk.

Nefes nefese ayrıldığımızda gözlerimin içine baktı.
"Şş, ağlama. Bu gece ne istiyorsan o olacak. İstersen vazgeç. Sen ne istersen o. Kendini kötü hissetme yeter." Başımı sağa sola salladım.
"Bu gece seni istiyorum." Dedim ve tekrar dudaklarına kapandım.









Tiktok: sennvebenn_1

Ateş ve Kor Where stories live. Discover now