9. Sınırlar

33 4 6
                                    


Nova Norda, Bakma Bana Öyle

Nova Norda, Bakma Bana Öyle

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

9.SINIRLAR

İçinin dapdar olduğu günler olur.

Geceler olur sonra, bir türlü bitmeyen. Daracık bir koridorda duvarları ellerinle yoklaya yoklaya, kör karanlıkta nefes bile alamadan yürüdüğün yollara benzerler.

Hava bile açmaz o günlerde. Yalnız olmasan bile etrafındaki herkes yabancı gelir sana. Bir tek anneni özlersin ama ya gidemezsin ona ya da çok özledim seni diyemezsin çünkü onun da içine dert olmak istemezsin.

Öyle bir gündü. Dapdar.

Sabah gözümü göğsümde tanıdık bir sancıyla açmıştım ve eski misafirim yerleştiği göğüs kafesimden el sallamıştı bana. Adına korku deniyordu bu misafirin ve bu sıralar bana çok yolu düşmeye başlamıştı.

O gün derse geç kaldım. Hocanın anlattığını anlamadım, dinlememiştim bile. Yoklama kağıdına imzamı atıp çıktığım dersin sonunda tuvalette yüzümü inceliyordum. İki kız yanımda lak lak yapıyorlardı, bir tanesi rujunu sürerken bana kaçamak bir bakış atıp geri çekmişti gözünü.

Bu kaçamak bakışlar da çok uğrar olmuştu üzerime son günlerde. Doğu'nun ölümü üzerime kurum lekesi gibi çökmüştü.

En azından o kız öyle sanıyordu ama kurum lekesi sadece üzerime sürünmekle kalmamış tüm hayatıma bulaşmıştı.

Sırf o kızlar beni daha fazla kaçamak bakışlarla dikizlemesin diye çantamı sertçe çekip aldım, koluma taktım ve dışarı çıktım.

Defolup gitme isteği benim içimde hep vardı, yanlış anlaşılmasın. Ama bugün kendimi bile şaşırtacak kadar kötüydü. Sebebi ise fakülte binasının tam önündeydi.

Tüm bakışları üzerine toplayarak arabasının kaputuna yaslanmış, ellerini yakası kahverengi kürklü deri ceketinin ceplerine sokmuş, etrafından akan öğrenci kalabalığına bir kafa tepeden bakarak beni bekliyordu.

Ayaklarım merdivenin tepesinde durakladı, geri kaçmak istiyordum ama gözleri çoktan beni bulmuştu, sendeleyip merdivenlerden yuvarlanmamı beklercesine bir didikleme ifadesi vardı yüzünde.

Tuvaletteki kızlar didikleyici bakışlar konusunda uzmanlaşmak istiyorlarsa, işte uzman ayaklarına gelmişti.

Çantamı daha sert çekip merdivenlerdeki seyrelmiş öğrenci kalabalığının arasından aşağı indim ve o da kaputtan ayrıldı.

İçimi dapdar ediyordu, sanki yeterince dar değilmişim gibi, sanki yeterince...

"Kaçmayı mı düşünüyorsun?"

Sanki yeterince bunalmıyormuşum gibi.

Yanına yürürken yüzüm dümdüzdü, oysa çoktan çığlıklar atmak istemeye başlamıştım çünkü birkaç sınıf arkadaşım gözünü bana, daha çok karşımdakine dikmiş izlemeye başlamışlardı bile. Adını hatırlamadığım kız yanındakine eğildi ve bir şey dedi, ikimize bakıp güldüler.

Nazende İçin ŞarkılarWhere stories live. Discover now