14. Gül Güzeli

82 3 16
                                    


Leman Sam, Gül Güzeli

Leman Sam, Gül Güzeli

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


14. GÜL GÜZELİ

Koko evimize ilk geldiğinde, küçük ve hevesli pati sesleriyle evin içinde sürekli koşan bir yavruyken, annemle onu mutfaktan çıkarmak için akla karayı seçerdik.

Yemeğin kokusunu aldığı anda evin içinde kısa güdümlü füze gibi koşturarak mutfak kapısını tırmalamaya giderdi. Havlamaları apartmanı ayağa kaldırmasın diye evde yemek pişeceği zaman onu bir odaya koyup önüne de bir kap mama koyardık.

Sonra Koko o kadar şişmanladı ki, veteriner hem mamayı kestirdi hem de diyete başlattı Koko'yu.

Bu, annemle şu anda yaşadığımız müstakil eve geçmeden hemen öncesinde olmuştu. Hatta o eve taşınmamızdaki en büyük etken buydu. Bitmeyen iştahı yüzünden ses yapmasın diye onu yemekle oyalamak zorunda kalmamız.

Annem bir keresinde gülerek bana benzetmişti onu. Çünkü küçüklükten beri iştahlı bir çocuktum. Annem yemek yaparken bacaklarına dolanırdım, tezgaha tırmanırdım, tencereleri koklardım. Biraz büyüdüğümde annemi izleye izleye, deneye yanıla kendim yapmaya başladım.

Mutfakta doğuştan yetenekliydim, orası kesindi.

Ama sonradan o yetenek yavaşça üzgün olduğumda kendimi mutfağa kapatıp tencere tencere yemek yapma alışkanlığına dönüştü. Ben bile üzgün olduğumun farkında değilken, kendimi mutfakta bulurdum.

Aynı şimdi olduğu gibi.

Mutfaktaydım. Delirmiş gibi yemek yaptığımı öğlen saatlerinde elimdeki spatulayı bırakmayı reddettiğimde fark edebilmiştim. Buzdolabında önümüzdeki üç günün yemeği duruyordu, önümde usul usul kaynayan süt ise Sholezard olmak üzereydi. Annemden öğrendiğim bir İran tatlısıydı, o da kendi annesinden öğrenmişti. Sütlaca benziyordu aslında, yalnızca daha keskin bir tadı vardı ve daha sarıydı.

Kaşığı kenara bırakıp sabahtan beri hiç dokunmadığım telefonuma bir göz attım. Ada uğramıştı sabahtan, Burcu ise okuldaydı. Geç gelecekti. Yalnızdım yani.

En azından evde yalnızdım. Kafamın içinde tanımadığım bir sürü ses, anlamadığım şeyler söylüyordu.

Dün gece olanlar, Mayıs'la Pamir'in tuvalet tezgahındaki konuşmaları ve ardından olanlar... Cehennem gibiydi.

Ama asıl cehennem, gerçek olan, artık nerde başlıyor nerde bitiyor bilmiyordum. Gördüğüm her yer, her şey; çirkin bir ise bulanmıştı. Bu yüzden mutfağa tıkmıştım zaten kendimi. Ya kafamı dağıtmak için odamın zeminine serilip içkiye vuracaktım ya da işte... Yemek yapacaktım.

Sholezard kıvam tutmaya yakın, telefonumun ekranına bir bildirim düştü. Bakmadım. Mesaj gelmişti, muhtemelen bakmam gereken bir şeydi ama şimdi karıştırmayı bırakırsam dibine tutardı, ayrıca o kadar da merak etmiyordum.

Nazende İçin ŞarkılarWhere stories live. Discover now