4.bölüm

38.2K 1.8K 314
                                    

(Medya: Lara'nın elbisesi)

Yol üzerinde bir kez bir markette, bir kez de kasapta durmuştuk. Onun dışında ara vermeden yaklaşık bir 1 saatte gelmiştik.

Eliz neyse ki uyuya kalmış ve beni bir süre sonra rahat bırakmıştı. Kartal abi park eder etmez Eliz'i kucaklarken ben de Kuzey abiyle eş zamanlı olarak arabadan inmiştim.

Edis hâlâ küs olmalıydı ki indiğimi görmesine rağmen yanıma gelmemişti.

Ben onun yanına gitmeye karar vererek tam Edis'in yanında durdum. Bu sırada Kuzey, Güney, Doğu ve Batı abi aldıklarımızı içeri taşıyordu. Yardım etmeli miydim ki? Kızarlarsa?

Sanırım zaten tüm malzemeleri indirmişlerdi. Hem malzeme olsa Eren de onlara yardım ederdi sanırım.

"Küs müsün sen?" diye sordum biraz ilerimizdeki Zeynep Hanım ve Metin Bey'den çekinerek. Ege ve Eren'in nerede olduğuna dair bir fikrim ise yoktu.

Metin Bey ve Zeynep Hanım ise ne konuşuyordu bilmiyordum ama gözleri pek bizi görüyor gibi değildi. Bu biraz rahatlatmıştı beni.

"Hayıy!" dedi ama sesi o kadar sitemli çıkmıştı ki.

"Emin misin?" dedim kısık bir sele duymalarından çekinerek.

"Hayıy!" dedi bir kez daha. Sesi de tripli tavrı  da birden sönmüş, omuzları çökmüştü.

"Neden küstün?" diye sorduğumda da bu kez kollarını bana doğru uzattı. İtiraz etmeden kucakladığımda kollarını boynuma doladı.

"Eliz'i benden çok seviceksin diye koyktum. Onu benden çok sevme oluy mu?"

Onun bu haline gülerken başımla onayladım onu.

"Kimse senin yerini tutamaz." dediğimde asık yüzünü geniş bir gülümseme kaplamış ve debelenerek kendini yere bıraktırmıştı. Ardından da elimi kavradı sıkıca.

"Hadi o zaman. Denize gidelim abyacım!"

"Dur!" dedim beni de beraberinde çekiştirecekken.

"Kimseye haber vermeden gidemeyiz." dediğimde omuzları tekrar düşmüş ve bu sefer Zeynep Hanım ve Metin Bey'e doğru ilerletmişti.

Bu sırada konuşmalarına da kulak misafiri olmuştum.

"Konuştum psikologla. Her şey normalmiş gibi davranmamızı söyledi. Kendini yabancı hissetmemeliymiş, sanki hep bizimleymiş gibi... Özel bir ilgi göstermemeliymişiz. Diğerlerine nasıl davranıyor-"

Onlara doğru ilerlediğimizi fark ettiğinde Metin Bey'in susmasıyla benim hakkımda konuştuklarına emin olmuştum. Yine de aksi işime gelmediği için duymamış gibi yapmaya karar verdim.

"Anne!" dedi Edis elimi bırakarak kollarını Zeynep Hanım'a uzattı. Zeynep Hanım itiraz etmeden Edis'i kucakladı.

"Söyle bebeğim." dedi boynuna da bir öpücük bırakırken.

"Denize gidebiliy miyiz ablamla?"

"Olmaz." dedi Metin Bey, Zeynep Hanım'dan önce.

"Kaç saat oldu kahvaltı edeli. Acıkmışsınızdır. Ben size sandviç hazırlayayım. Onları yiyin öyle gidersiniz." diye de devam ettirdi Zeynep Hanım.

Edis derince oflarken Zeynep Hanım yere bırakmıştı onu. Ve evet hafiften acıkmıştım.

"Yemek yiyince de yemekten sonya giyilmez diyip göndeymeyeceksiniz. Ne zaman giycez ki biz?"

"Oğlum yemekten sonra siz hazırlanayım gidiyim diyene kadar zaten geçer yarım saat. Hemen gidersiniz merak etme." dedi Metin Bey de.

"O zaman ben mutfağa gidiyorum." dedi Zeynep Hanım Edis'in saçlarını karıştırırken. Ne yapacağımı bilemiyordum? Ama bir şey de yapmak istiyordum. Acaba sorsam kızar mıydı?

Bir HayliWhere stories live. Discover now