9.bölüm

30.5K 1.4K 311
                                    

"Davan nasıl geçti?"

"Tabii ki kazandım bebek." dedi gülerek. Ablam çok iyi bir ceza avukatıydı.

Küçük bir bürosu vardı ve gün geçtikçe büyüyordu. Zaten hiç bir zaman maddi zorluk çekmemiştik. Anne ve babam, ablam ve bana hatırı sayılır bir miras bırakmıştı.

İzmir'de bir evimiz de vardı. Oranın kirasıyla buradaki evin kirasını ödüyorduk ve kendi evimiz gibi yaşıyorduk.

Ablam hazıra dağ dayanmaz diyerek her ne kadar çalışsa da gerektiğinde kalan parayı da kullanmıştık. Ablam mesleğini alıp biraz geliştiğinde de üzerine az bir para ekleyerek o büroyu açmıştı. Her ne kadar büro da ev de ikimizin üzerine olsa da tamamen ablamın hakkıydı sanırsam.

"Eee?" dedi.

"Eğlendin mi? Dün hiç arayıp sormadın sonrasında."

"İyiydi." diye mırıldandım.

"Sen mutluysan yarın sabah geleceğim. Hem biraz İzmir'in tadını çıkarmak hem de dinlenmek istiyorum. Sabaha kadar davaya çalıştım."

"İyiyim." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Çekingenliğimi atabilsem daha mutlu olurdum ama mutluydum yine de. Çok yabancılamıyordum.

"İzmir'in keyfini çıkar." diye de devam ettim.

"Bir ara kız kıza da gelmeliyiz. Gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Özlemişim."

Annem İzmirli olduğu için bir ayağımız İzmir'deydi hep.

"Olur." dedim gülerken. En son ablam ilk davasını kazandığında onu kutlamak için gitmiş ve kazandığı tüm parayı harcamıştık. Yıllar oluyordu ben gitmeyeli.

"Neyse ben şimdi biraz uyuyacağım, akşam eğleneceğim, gece yarısı da yola çıkarım. Öptüm."

"Mesaj atmayı unutma, öptüm ben de."

Telefonu kapatırken derin bir nefes verdim.

Ege yaklaşık 1 saat kadar önce kalan sorularını çözmek için odasına gitmişti. Ben de ilk bölümü bitirmiş, sonra biraz sosyal medyada gezmiştim. Sonra da ablam aramıştı zaten.

Sıkılıyordum ama insanları da rahatsız etmek istemiyordum.

Kapım çalındığında duruşumu düzelttim.

"Girebilirsiniz."

Zeynep Hanım kapıyı açıp bir kaç adım kadar içeri girdi.

"Ne yapıyordun kızım?"

Elimdeki telefonu hafifçe kaldırıp Zeynep Hanım'a gösterdim. Gülümserken başıyla geride bir yerleri işaret etti.

"Edis ve Eliz'le tatlı yapacaktık. Bize yardım etmek ister misin?"

Yapacak bir şey olmasından dolayı sevinirken başımla onayladım Zeynep Hanım'ı.

"Olur."

Yataktan indiğimde Zeynep Hanım'ın peşi sıra mutfağa girdim. Ellerimi yıkamadığımı fark ettiğimde gerilsem de sormalıydım.

Bu katta banyonun nerede olduğunu bilmiyordum. Odalarda banyo vardı zaten.

Yukarı çıkmaya da acayip üşenmiştim.

"Banyo nerede?" dediğimde iki levyeli mutfak küvetini gösterdi.

"Sol tarafında yıkayabilirsin, güzelim." dediğini yaparak bir şey demeden ellerimi yıkarken Zeynep Hanım dolaptan malzemeleri çıkarıyordu.

Bu sırada Eliz ve Edis de ıslak ellerini her tarafa sıçratarak gelmişti.

Zeynep Hanım onları esefle kınarken Edis'in eline kopardığı peçeteyi tutuşturmuş, Eliz'in elini de bir diğer peçeteyle kurulamıştı.

Bir HayliWhere stories live. Discover now