8.bölüm

32.2K 1.5K 404
                                    

Huysuzca yatağın içinde kayarken yüzüme gelen saçları beceriksizce geriye ittim.

Bir el benim itemediğim saçlarımı yüzümden çekerken "Hadi uyan bakalım..."diye de mırıldandı. Elden kurtulmak için huysuzca bir kez daha yatakta kaydım.

"Abla, 5 dakika daha!" dediğimde çocuksu bir kıkırdama işittim.

"Abla yok, abi var ve biraz daha kalkmazsan günah benden gidecek."

Abi mi? Umursamadım ve yastığa iyice gömüldüm.

Hissettiğim soğuklukla irkilerek doğrulurken kısa bir an nefes alamadığımı hissettim ve ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.

Bu sırada Edis'in kahkahasını da işitmiştim. İki elimle saçlarımı geriye atarken anlamak istercesine etrafıma bakındım.

Eren elindeki bardakla genişçe gülümseyerek bana bakıyordu. Yeşil gözlerinin içindeki parıltı bende de vardı ama sinirden. Aşırı bir tepki vermemek için dudaklarımı ıslattım.

Bu sırada kucağındaki Eliz'le Kartal abi girdi içeri. Kaşları hepten çatılırken Eliz'i yere bıraktı.

"Ne oluyor burada?" Eren elindeki bardağı hızla komodine bırakırken gülen yüzü gitmiş endişeyle Kartal abiye baktı.

"Uyanmadı!" dedi ellerini teslim olurcasına havaya kaldırırken.

"Bana başka bir seçenek bırakmadı."

Kartal abi bir ıslanmış ve hâlâ sakinleşmeye çalışan bana, bir köşede kıkır kıkır gülen Edis'e, bir nereden bulduğunu bilmediğim kalemle duvarları çizen Eliz'e, bir de hâlâ elleri havada duran Eren'e baktı. Son olarak da biraz önce Eren'in bıraktığı yarısı dolu bardağa baktı ve onu alarak Eren'in direnmesine izin vermeden ensesinden aşağı boşalttı.

Şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken bu seferki çığlık Eren'e aitti. Neredeyse çığlıkla yarışan bir kahkaha da Edis'ten gelmişti. Eliz ise irkilmiş ve saf saf bir süre Eren'e baktıktan sonra duvarları boyamaya devam etmişti.

Elinden kalemi almalı mıydım?

"Sen de tam ayılamamışsın!" dedi bardağı tekrar bırakırken, Kartal abi. Burada benim içim ürpermişti. Bir de ensesinden aşağı boşaltmıştı, Eren en azından yüzüme dökmüştü benim.

"Abi ya!" dedi aralanmış dudaklarının arasından zar zor nefes alırken.

Kartal abi umursamadan Eliz'e döndü ve bir süre boyadığı duvara baktı. Sonra Eliz'in yanağını öptü.

"Çok güzel olmuş kızım, ne çizdin buraya?" Sanki duvara değil de kağıda yapmıştı.

Eliz ağzının içinde bir şeyler gevelerken Kartal abi Eliz'i kucağına aldı ve boştaki eliyle de Edis'in elini tuttu.

"Üzerinizi değiştirip inin kahvaltıya, hasta olursunuz böyle." Sonra bana döndü ve yeni hatırlamış gibi gülümsedi.

"Günaydın bu arada abicim."

"Günaydın abyacım!" Edis de geri kalmamıştı tabii.

"Günadı!" diye bağıran papağanı da unutmayalım.

Ben de gülümserken "Günaydın..." diye mırıldandım.

Eren, Kartal abilerin arkasından hoşnutsuzlukla bakarken hafifçe bedenini titretti ve tişörtün sırt kısmını kendinden uzaklaştırmaya çalıştı.

"Uykun ne ağırmış senin kızım?!" dediğinde yarı sitemle utanmıştım. Aslında çok ağır değildi ama sabahın bu saatinde de uyandırılmasa mıydım?

Bir HayliWhere stories live. Discover now