25.bölüm

20.3K 1.4K 176
                                    

Batı abinin aralıksız bir şekilde aramaları üzerine eve dönmüştük. Ege telefonuna ulaşılamadığı için bir fırça yemişti. Şimdi de Batı abinin dışarda yemeyin evde yiyin yemek yaptım dediği yemeği yiyorduk.

Ne mi yiyorduk?

Kıymalı makarna...

"Sen şimdi soğan yemeyince sarımsak da yemiyorsundur diye sarımsaksız ayırdım." dedi ancak öyle bir bakıyordu ki ben bile uzaylı olduğuma ikna olmuştum.

"Teşekkür ederim." dedim kısık bir sesle.

"Gerçekten sarımsak da mı yemiyorsun?" dedi bunun bir kabus olmasını istercesine bir ifadeyle. Şimdi ben de soğan sarımsak yemediğim için oturup ağlayacaktım.

Ben başımı iki yana sallarken diğerleri gülüyordu.

Batı abide de her an benimle oturup ağlayabilecek kapasite var gibiydi.

"Abi sal kızı ya!" dedi Eren en nihayetinde. Şu an Eren'e sarılabilirdim.

"Ee? Anlatın bakalım ne yaptınız?"

Eren'in bize hitaben sorduğu soruyla Ege'yle göz göze geldik ve ikimiz de aynı anda omuz silktik ve aynı anda "Hiç!" dedik.

Eren'in gözleri kısıldı.

"Bakın bu 2 oluyor. Hiç hoş değil, haberiniz olsun."

Zaten Batı abinin aramaları yüzünden Ege'nin bahsettiği o dükkana girememiştik ve aklımda kalmıştı.

Batı abinin benim için ayırdığı sarımsaksız makarnayı bitirdim. Uzun zaman sonra yoğurtlu bir şey yemenin zevki mükemmeldi.

"Ellerine sağlık abi." dedi Eren de üçüncü tabağının sonunda arkasına yaslanarak.

"Ellerine sağlık." dedim ben de kısık bir sesle.

"Afiyet olsun, güzelim." dedi Batı abi yanağımdan makas alarak.

"Ben de demiştim abi ama neyse..." dedi Eren ayaklanırken.

"Hop hop!" dedi Batı abi kalkmakta olan Eren'i durdurarak.

"Ayşe abla yok. Biz hazırladık." dedi Atakan abi ve kendisini işaret ederek.

"Siz de topluyorsunuz." dedi bu sefer de üçümüzü işaret ederek.

Atakan abi ve Batı abi kalkarken üçümüz kalmıştık masada. Önce tabakları mutfağa taşıdık. Sonra Ege tabaktaki artanları döktü, Eren kabaca kirinden arındırdı ben de makineye koydum.

Üçümüz yapınca oldukça kısa sürmüştü.

"Hadi gel maç atalım." dedi Eren, Ege'ye. Hâlâ oyun oynamaktan sıkılmamış mıydı?

"Olur." dedi Ege de ve ardından bana döndü.

"Abla gel hadi sen de. Takım olalım. Öğretirim ben sana."

Başımı iki yana salladım.

"Biraz kitap okuyacağım sanırım. Sıkılırsam katılırım."

"Gel ama bak..." dedi Ege geleceğimden emin olmak isteyerek.

Başımla onayladım onu. Yukarı çıkarak Zeynep Hanım'ın sabah verdiği kitaba başladım. Ancak 30 sayfa kadar okuduktan sonra Zeynep Hanım'dan çok önde gitmemek için bıraktım ve uzun zaman sonra resim çizmeye başladım.

Bugün okulda gördüğüm resimlerden esinlenerek ortaya karışık bir şeyler çizerken hem hoşuma gitmiş hem gitmemişti ama uzun zaman sonra çizmek gerçekten çok iyi hissettirmişti.

Bir HayliWhere stories live. Discover now