10.bölüm

27K 1.5K 70
                                    

Öğle yemeği hem Batı abi bana bozuk olduğu için, hem de Edis; Eren ve Batı abiye onu umursamadıkları için bozuk olduğundan oldukça sessiz geçmişti. Zaten Eren, Ege, Batı abi, çocuklar ve Zeynep Hanım'dan başka kimse yoktu.

Yalnızca Eliz kendi kendine bir şeyler yapıyor, sonra kendini alkışlıyor ve kahkahalarla gülüyordu.

"Çocuklarla ilgilenirsiniz." dedi Zeynep Hanım ayağa kalkarken.

"Anne ben de geleceğim!" diyen ise tabii ki Edis'di.

Zeynep Hanım tam ona dönmüş bir şey diyecekken Ege girdi araya.

"Ben de geleyim mi?"

"Senin ödevin yok mu?" diye soran ise Eren'di.

"Gelip bana ağlıyordun en son."

Ege omuz silkti.

"Sandığım kadar çok değilmiş. Az kaldı. Akşam bitiririm."

Göz göze geldiğimizde ise belli belirsiz gülümsemişti.

Eren bunu gördüğünde şüpheyle gözlerini kıstı.

"Hayır, Edis'cim!" dedi Zeynep Hanım Edis'in boyuna eğilirken ve Ege'ye kısa bir bakış attı. Sanırım bu kızım sana söylüyorum gelinim sen anla demekti.

"Biz biraz kız kıza dolaşacağız." Edis'in minik kaşları çatıldığında eğilip düzeltmek istedim.

Zeynep Hanım'ın bu sözüyle ise gerilmiştim. Sanırım benimle bir şeyler konuşacaktı.

"Abinler gelsin. Akşam hep beraber dolaşırsınız. Olur mu?"

Edis annesine de küsüp sandalyeye geri çıktı.

"İyi gidin! Zaten bugün kimse beni umuysamıyoy!" derken kollarını göğsünde birleştirmiş, dudaklarını büzmüştü.

Zeynep Hanım Edis'e kısa bir bakış daha attıktan sonra doğruldu ve Batı abiye döndü.

"Kardeşlerine ve yeğenine göz kulak oluyorsun. Eliz'in altı temiz, karnı tok. Yalnız bırakmayın çocukları."

Batı abi yalnızca başıyla onayladı Zeynep Hanım'ı.

Üzerimdeki tayt ve oversize tişörte baktım. Değiştirse miydim? Gerek yoktu sanırım.

"Hadi, annecim!" dedi Zeynep Hanım bana dönerek. Başımla onaylarken onun peşi sıra dışarı ilerledim.

Evden çıktığımızda bir süre yürümüş ardından yürüyüş yoluna girmiştik. Neyse ki yürüyüş yolu gölgede kalıyordu.

Ben böyle sessiz sessiz yürümekten oldukça memnunken Zeynep Hanım söze girdi:

"Biliyor musun?"  Dudakları da iki yana kıvrılmıştı.

"Metin'in ailesinde de hiç kız yok. 5 erkek kardeşler. Metin hep bir kız kardeşi olsun istemiş ama olmamış."

Ben ondan bir adım kadar geride olduğum için omzumdan geriye baktı ve tam yanına gelmem için kısa süreliğine duraksadı.

"En büyükleri baban bu arada... Sonra evlendik. Hep bir kız çocuğu istiyordu. Doğrusu ben de istiyordum. Böyle saçlarını tarıyım, bağlıyım, beraber gezelim, hem annesi hem en yakın arkadaşı olayım çok istedim."

Yüzündeki gülümsemenin buruk olduğunu o an ancak kavrayabilmiştim. Elime uzandı ve tuttu.

"7. de ancak bir kız çocuğumuz oldu. Hiçbirinizi birbirinizden ayırmam ama bazen insan o kadar erkeğin arasında çıldırıyor ve dedim ya böyle yanımda, arkadaş olabileceğim bir kız çocuğu..."

Bir HayliWhere stories live. Discover now