47.bölüm

12.5K 1.1K 104
                                    

Yazarken en zorlandığım bölüm falan olabilir. Bir 13 bir bu yeminle.

Bölüm kısa olmasına rağmen bana o kadar uzun geliyor ki anlatamam size. Ki bu ekleme yapılmış hali. Normalde daha da kısaydı.

Bölümü umarım ki beğenirsiniz.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı da ihmal etmeyin.

İyi okumalar...

"Hayır ama bence ne olursa olsun çocukları gerçek sayılır. En azından Wanda için. Duyguları gerçek en nihayetinde."

Doğu abi omuzlarını indirip kaldırdı.

"Ben aşırı rasyonel bakıyorum sanırım ama var olmayan bir şeye duygu beslemesi bana samimi gelmiyor. İçindeki boşluğu dolduracak bir yer arıyordu bana kalırsa."

Doğu abi sanırım biraz fazla duygusuzdu.

"Başka evrenlerde gerçek ama çocukları. Wanda yarattı ya da gerçekten gerçek. Fark etmez bence. Öyle ya da böyle varlardı."

Doğu abi itiraz edecekken içeri Zeynep hanımın girmesiyle ikimiz de duraksadık.

"Aa, erkencisiniz?"

Sabah mı olmuştu? Biz hiç uyumamıştık ki...

Doğu abiyle göz göze geldik kısa bir an.

"Öyle oldu biraz..." dedi Doğu abi elini ensesine götürüp kaşırken.

"Ee iyi, kardeşlerinizi de uyandırın o zaman. Ben de kahvaltıyla ilgileneyim. Özel bir şey istiyor musunuz kahvaltıya?"

Ben başımı iki yana salladığımda, Doğu abi de bana kısa bir bakış atmış ve o da iki yana sallamıştı.

Zeynep hanım bize arkasını dönüp gittiğinde ise derin bir nefes almıştım. Bir de okula gidecektim değil mi?

Saate baktım.

07.07...

Allah'tan bugün sınav yoktu ve ilk iki saat dindi. Gidip uyurdum.

"O kadar olmuş mu ya?" dedi Doğu abi ayaklanırken bir yandan da elindeki telefona bakıyordu.

En son bir bölüm izleyip kalkacaktım.

Aklıma Ege geldiğinde duraksadım.

Ege'ye geleceğimi söylemiş ama yanına gitmemiştim.

N'olur uyuyakalmış olsun ve hâlâ uyuyor olsun.

Ben de ayaklandığımda Doğu abi belli belirsiz gülümsedi. Hatta öyle ki yanlış bile görmüş olabilirdim.

"Bir daha bunu haftasonu yapalım, sen şimdi nasıl okula gideceksin?"

Gülümserken omuz silktim.

"Alışkınım sorun değil..."

Az kitap okuyarak, dizi izleyerek sabahlamamıştım.

Ardından beraber yukarı çıktık, Doğu abi odasına girerken Ege odasından çıkıyordu.

Göz göze geldiğimizde suratını astı.

Bir kaç adımla yanına ulaşırken "Özür dilerim..." dedim sahi bir mahcubiyetle.

Gerçekten aklımdan tamamen çıkmıştı.

"Senin beni beklediğini unuttum..." dediğimde Ege yavaşça omuz silkti ve kendini gülümsemeye zorladı.

"Önemli değil, zaten yavaştan unutulmaya alışsam iyi olacak..."

Yanımdan geçip gidecekken kolunu yakaladım.

Bir HayliWhere stories live. Discover now