32. bölüm

14.1K 1.4K 170
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

Buğlem'den

Bilin bakalım kim geç kalmıştı?

Tabii ki ben.

Üstelik sıçıp sıvadıktan sonra bir türlü uyuyamamış 9'da beklemesine rağmen 08.26'da adliyede olmuştum. Ancak kantinde gereğinden fazla bir süre geçirerek yine geç kalmayı becermiştim.

Üzerimdeki lacivert ceketin yakasını düzeltirken lacivertten biraz daha açık mavi braletimin üzerinde toz varmışçasına silkelemiştim.

Ardından kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

"Müsait misiniz savcım?"

Saatine baktı. Sanki beni beklemiyordu, pislik!

"Geç kaldınız avukat hanım!"

Agresif tavrına şaşırırken, sorgularcasına ona bakmaya devam ettim.

"Buyurun!" dedi yine de önündeki koltukları göstererek.

Kapıyı kapattım ve koltuklardan solda kalana oturdum.

"Gecenin bir yarısı beni aramanıza sebep olan şey neydi?" dedi üstten bir bakışla.

Her zamanki hali değildi. Bir şey vardı.

"Aslında nezarette olmasam akşam mesainiz bitmeden elinizde olurdu." dedim.

Hâlâ nezarete atmasını sindirememiştim. Onun nezarete atması bir yana, Caner çıkarmıştı beni.

"Niye bunu bu kadar sorun ettiğinizi anlamadım. Arasaydınız Caner savcımı çıkarırmış zaten sizi hemen." dedi ve parmaklarını masaya vurmaya başladı hızlı hızlı.

Karın ağrısı şimdi anlaşılmıştı. Bunu ondan ben istememiştim ama en nihayetinde kendisi kaşınmıştı. Eğer beni nezarete atmasaydı Caner de çıkarmak zorunda kalmazdı.

"Öfkelenince beynim duruyor da. Yoksa tabii ki..." dedim gıcık etmek için. Beklediğim gibi ifadesi anbean değişti.

Saçlarımı geriye attım ve dik oturuşuma geçtim. Biraz da sen sinirden kudur.

"Sayın savcım, müvekkilim bana bağ evinde fotokapanlar olduğu bilgisini verdi. Zaten olay yerine de o yüzden gittim. "

"Fotokapan olsa ekiplerimiz bulurdu, avukat hanım!" dedi tersçe.

Avukat hanım kadar başına...

"Fotokapanlar kuş yuvalarının içindeymiş, ekipleriniz muhtemelen o yüzden fark etmedi." dedim flash belleği önüne bırakırken.

Tabii ki ters bir duruma karşı önce içine benim bakmam gerekiyordu.

Herhangi bir şey demeden flash belleği aldı. Bilgisayarına takacakken durdu ve çekmeceden 2. bir bilgisayar çıkararak ona taktı.

Ciddi miydi? Virüs mü bulaştıracaktım bilgisayarına? Hackleyecek miydim bilgisayarını?

Tamam çok iyi anıldığım söylenemezdi, az da şey yapmamıştım ama o kadar da değildi.

Bu sinirlerimi bozarken onun gibi ben de dizimi sinirle sallamaya başlamıştım.

Kısa bir süre fotoğraflara bakması için zaman tanıdım.

"Gördüğünüz gibi, katilin yüzü gözükmüyor ama müvekkilimin evden çıktığı ve dönmediği, müvekkilim evden çıktıktan sonra eşinin oldukça sağlıklı bir şekilde verandaya çıktığı görülüyor. Ayrıca katille fiziksel bir benzerliklerinin olmadığı da aşikar."

Bir HayliWhere stories live. Discover now