47.BÖLÜM: Saadet

1K 93 22
                                    

13 Yıl Sonra

"Elbiseme bak babacığım!"

Mavi kabarık elbisesiyle yemek masasına doğru koşarak gelen Gloria'yı gören Percival mendiliyle dudaklarını silerek ayağa kalktı. "Prensesim..." Kızımız kollarını babasının beline doladığında gülümseyerek eğilip saçlarını öptü Percival. "Muazzam görünüyorsun. Annen gibi büyüleyici olmuşsun."

Gloria geri çekilerek uzun sarı saçlarını omuzlarının arkasına atıp parlayan yeşil gözleriyle bir babasına bir bana baktı. "Gerçekten mi? Annem kadar güzel olmuş muyum?"

Brandon homurdandı. "Sürekli övgü beklemekten vazgeç Gloria. Olmuşsun işte."

Gloria kaşlarını çatıp sandalyesinde oturup kahvaltısını yapan Brandon'un arkasına geçti ve saçlarını karıştırdı. "Sen de kaba olmaktan vazgeç ağabey!"

Brandon arkasına dönüp sandalyesinin arkasında duran kardeşini kendinden uzaklaştırmaya çalıştığında Gloria'yı kendime doğru çektim. "Ağabeyinle uğraşma hayatım. Onu sinirlendiriyorsun."

Küçük kiraz rengi dudaklarını memnuniyetle yukarı kıvırdı. "Onu kızdırmak beni eğlendiriyor."

Percival, ben ve Milo kahkaha attığımızda Brandon yüzünü buruşturdu. "Git başımdan Gloria!"

Gloria sesini kalınlaştırıp ağabeyinin taklidini yaptığında Milo gülen gözlerle ona bakıyordu. "Gel yanıma otur prenses."

Gloria gülerek Milo'nun yanındaki yerine geçmeden önce günaydın diyerek ona sarılmayı ihmal etmedi. Sonunda beşimiz sohbet ederek kahvaltımızı yapmaya başladığımızda günümün en güzel anları bu anlardı.

Oğlum, kızım ve Milo... Onların kahkahalarını işitip tek tek güzel yüzlerine baktığım sırada elimin üstünde sıcak bir dokunuş hissettim. Başımı çevirip Percival'ın kızımıza da armağanı olan yıldızlar gibi parlak yeşil gözlerine baktım.

Birbirimize gülümsedik. Sonunda huzura ermiştik. Saadet dolu bir aile kurmuştuk.

🏹🏹🏹

"Kılıç taliminde öfkeni kontrol etmeyi öğrenmelisin oğlum. Hem kendine hem de rakibine gereksiz yere zarar veriyorsun."

Ben üstündeki gömleğin yakasını düzeltirken omuz silkti. "Kılıcı Milo gibi ustaca kullanmak istiyorum. Benimle talim yapmıyor," diye şikayet etti. "Bana henüz bir çocuk olduğumu söylüyor. Ama ben büyüdüm," diye de yakınmayı ihmal etmedi.

Üstünü düzelttiğimde ellerimi yanaklarına yaslayıp koyu renk gözlerine baktım. "Kendini geliştirmek için azimli olman önemli hayatım lakin Milo yakında yetişkin olacak. Sana istemeden zarar verebilir. Henüz gücünüz denk değil."

Üzüntüyle yüzünü düşürdü. "Sürekli Vestar ile birlikte. Benimle zaman geçirmiyorlar."

"Ben böyle düşünmüyorum. Vestar onun en yakın dostu, sen ise kuzenisin. Seninle de alakadar olduğuna eminim." Yanaklarını öpüp geri çekildiğimde omuzlarına dökülen koyu renk saçlarını düzelttim. "Sen Thomas ile vakit geçirdiğinde de Gloria böyle üzülüyor. Sence sen kız kardeşini ihmal mi ediyorsun?"

Başını hızla iki yana salladı. "Hayır elbette. Onunla kılıç talimi yapmamamın nedeni ona zarar vermek istememem."

Son kez üstünü düzeltip ayağa kalktım. "Öyleyse sen de Milo hakkında endişeye kapılma. Senin kardeşine duyduğun merhameti sana duyduğu için seninle dövüşmüyor. Birkaç yıl içinde seninle de talim yapacak."

Yüzü gülmeye başladı. "Haklısın anneciğim."

Kapı açıldığında Maira içeriye girdi. "Küçük Prens'im? Siz hâlâ burada mısınız? Thomas sizi aşağıda bekliyor."

GAYRİMEŞRU PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin