0.5

102 11 0
                                    


Win arabasında mesajdaki konuma doğru ilerliyordu. Yanındaki koltukta TP9 SF Elite-S ve susturucu duruyordu şarjörü silahtan çıkarıp içindeki mermileri kontrol etti. Giderek yakınlaşan Win içindeki öfke de onunla birlikte büyüyordu.

Silahı ve susturucuyu alıp beline koydu. Hızlı adımlarla içeri girdi. Kendi yaşadığı ev buranın yanında köpek kulübesi gibi kalırdı. Kapının önündeki dobermanlar Win'i gördükten sonra havlamaya başladı. Win'in gözü o kadar dönmüştü ki bu her yerinden korunan evinden patronlarını öldürecekti.

Köpeklerin havlamalarıyla gelen korumalar ona doğru hızla gelmişlerdi, silahı ona doğru tutmuş bir çember oluşturmuşlardı etrafında, biri silahı yöneltmede tereddüt eder gibi olmuştu ardından. "Win Metawin siz misiniz?" diye bir soru yöneltmişti kendisine. Win soğukkanlılığını kaybetmeden bu soruyla başını ağır ağır sallamıştı.

Teker teker yere doğru inen silahlar ile biri kendisine doğru yaklaşmıştı "Kimlik lütfen?" Ceketinin iç cebindeki cüzdanını çıkarıp kimliğini adama doğru uzattı. Bilgileri inceleyip fotoğraf ile önündeki yüzü kıyaslayan adam "Patron sizi bekliyor" bunu söylerken bellerine silahları yerleştirmiş ve Win'in üstünü bile aramadan onu içeri doğru yönlendirmişlerdi. 'Ahmaklar' dedi Win fısıltıyla. İçeri girmesiyle heykeller ve tablolarla dolu kocaman bir avluya çıkmışlardı. Şöminenin önünde yatan köpekler oldukça huzurlu görünüyordu. "Kaç köpek var lan burda" Win ister istemez buna takılmıştı.

"Doberman takıntısı var herhalde" istemeden ağzından yüksek sesle çıkan sorusu korumaların ona dönmesine sebep oldu. "Aynı zamanda iyi birer koruyuculardır." Bu adamı hatırlıyor gibiydi Win. Kafasını sağa çevirince cam cephelerden havuz ve teras belli oluyordu. Win evi incelemekle fazla oyalanmadan onları takip etmeye devam etti. Kapısının önüne geldiklerinde resepsiyon masalarına benzer bir masa da bir kadının oturduğunu gördü.

Ev sanki bir şirketi de andırıyordu. Bu o gün onlar dayak yedikten sonra onlara gülen kadındı. Onun burda olma sebebini anlamak ister gibi kaşlarını kaldırdı. Muhtemelen onu hatırlamıyordu bile. "Win Metawin ödemesini almak için gelmiş. Mr. Vachirawit'in haberi olması lazım." Yanındaki angut onun yerine konuşmuştu. Kadının bakışları Win'i bulmuştu aşağılar gibi onu baştan aşağı süzmüştü.

"Tamam bundan sonrasını ben hallederim. Siz işinizin başına dönün." Birden ıslık çaldı az önce şömine önünde uyuyan köpekler saniyeler içinde yanlarına gelmişlerdi. Korumalar merdivenlerden inerken kadın ona doğru dönüp "Burada bekle Mr. Vachirawit'e haber vereceğim." Köpeklere bakıp gülümsedi "Sorun olmaz sanırım senin için, gerçi olsa da olmasa da çok da umurumda değil." Win, bu kadının gittikçe sabrını sınadığını hissediyordu ama bu köpeklerin yanında yapacağı herhangi bir hareket ona pahalıya mal olacak gibiydi. Bu yüzden sahte bir gülümseyle ekledi "Gerçi umurunuzda olmayacağını söylediniz ama ben gene de cevaplayayım, köpeklerle iyi anlaşırım.  Genelde sorun çıkaranlar insanlar olur benim hayatımda." Kadın aldığı cevapla yüzü düşmüş ve tek kaşını havaya kaldırmıştı. Kalın dudaklarındaki koyu renk ruju küçük bir dil hareketi ile yalamıştı.

Gözlerini devirip ağız içinden bir şeyler çıkarmıştı. Win "herneyse" lafını duyduğuna yemin edebilirdi. Saçlarını düzeltti ve gömleğinin düğmelerini bir tık açtı. Eteğini yukarı doğru çekiştirmişti. Win kadının yaptıklarına hayretle bakıyordu. Resmen birden tüm ruh hali değişmiş hatta birilerini etkileme derdine düşmüş gibiydi. Kapıyı tıklatıp, "gel" cevabını duymasıyla içeri girdi.

Beklerken ne yapacağını bilemeyen Win köpeklere hafifçe eğilerek ellerini koklamalarına izin verdi. Tedbirli bir şekilde elini köpeklerin başlarının üstüne koydu tepki vermediklerini görünce rahatlayarak onları sevmeye başladı. Tam bir suikastçi gibi davranıyordu sahiplerini öldürmeden önce köpeklerine sevgi gösteriyordu.

Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now