2.2

19 2 0
                                    


Gece saat kaç olmuştu bir fikri yoktu ama bir türlü uyuyamıyordu. Yatakta dönüp dururken bir süre sonra koridorda yürüme seslerini duymuştu bu katta kendisinden başka kalan biri yoktu. Mr. Vachirawit'e ait olmalıydı. Kapının kapanması ile odasına geçtiğini anladı. Odasından çıkıp onun odasına doğru ilerledi. İçeri kapı çalmadan girdiği için onu üstünü değiştirirken yakalamıştı. Eliyle panikle üzerini örtmeye çalışan genç patron gelen kişinin Win olduğunu görmesi ile gülümsemişti. Win ise onun hareketlerine daha çok gülmüştü.
Genç patron onu anlamış gibi "Vücudum halka açık değil Metawin" Win'in gülüşü soyadını duyması ile solmuştu. Ona soyadıyla seslenmezdi normalde. Bu aralarına belli belirsiz bir duvar örmüştü sanki. Win'in içeri girerken ki cesareti unufak olmuştu.

Genç patron onun rahatsızlığını farketmiş gibi yanına doğru ilerleyip beline sarıldı. Yeni duş almış olduğu her halinden belliydi. Duş jelinin kokusu odayı dolduruyordu. "Uyumadın mı daha yoksa uyumak mı istemiyorsun?" Win belindeki elleri ittirip ona doğru anlamazca baktı. Win'in tekrardan rahatladığını görebiliyordu.
"Sen 7/24 erekte mi geziyorsun?" Genç patronun az önceki kibar halleri tamamen yok olmuştu. Arkasını dönüp gardırobuna doğru ilerledi.

"Seninle uğraşıyordum sadece." Kıyafetlerini üzerine geçiriyordu usulca. Win halka açık manzarası bozulduğu için bir miktar üzülmüştü. Yatak başlığında parmağını gezdirirken konuştu "Yapalım dersem hayır mı diyeceksin yani." Genç patron ona doğru dönmüş sözlerinin gerçekçiliğini tartıyordu. Gülerek "Hayırdır fazla mı basit görünüyorum sana." dedi.

Win dünkü adamın nereye kaybolduğuna anlamaya çalışıyordu. Bu tavırlarda neyin nesiydi. Ellerini ceplerine koyup bir süre sessiz kaldı. Genç patron yatağın içerisine çoktan sokulmuştu bile. Arkasını dönüp ilerlerken "Bir şey sormak istiyorsun değil mi? O yüzden buradasın, sebepsiz bana yaklaşmazsın sen" sözlerini işitti. Arkasını döndüğünde genç patronun ellerini başının altına koymuş ona küstah bir gülümseme ile baktığını gördü. Sanırım umursanmamaktı onu durduran veya cevap almaya layık olduğunu düşünmeyen tavrın artık ortadan kaybolması mıydı bilmiyordu ani bir harekete kendisini yatağa uzanmasını sağlayan gücün kaynağını. Onu izlediğini farkındaydı ama gözlerini tavandan ayırmadı. Kısık sesli bir kahkaha duyması ile ona döndü.
"Tu ile ilişkinin boyutu ne?" Bu soru ile gülümsemesi genişlemişti genç patronun, "Niye merak ediyorsun." Win dirsekleri üzerine yaslanıp ona doğru döndü "Lafı evirip çevirmeden düzgünce cevapla."

"Yaptır." Beklediği cevap bu değildi hayır. Ayrıca bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu bile. Üstündeki örtüyü kaldırıp birden yatan genç patronun kasıklarının üzerine sertçe oturdu. Az önceki rahat tavırları tamamen yok olmuştu. Ellerini Win'in beline doğru çıkardı. Ne yapacağını merak ediyordu. Aslında kucağına oturan kendisi idi ama o da ne yapacağını bilmiyordu. Düşünmeden hareket etmişti. Kendisini biraz daha bastırdı ve sürtmeye hazırlanmıştı ki ellerindeki beller kendisini tutmayı bırakmıştı. Win kendisini onlarsız boşlukta gibi hissetti bir an.

Genç patron bakışlarını başka bir yere yöneltmişti. "Tamam,  yapma gerek yok" Win ne yapmak istediğini anlamıyordu. "Kalkabilirsin artık" Şuanda altındaki adamı öldürse ilk önce onu köpekler mi bulur yoksa adamları mı diye düşünüyordu. Niye böyle bok gibi hissettiriyor ki adamı bu sikik.

"Derdin ne senin, yaptır diyen sendin" bu sözler ile gözleri buluşmuştu. "Şimdi de vazgeçtim in ne sorduysan cevaplayacağım." Win'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Ne sorarsam?" Genç patron belli belirsiz başını salladı ama yine de Win kalkmamıştı üstünden. Belindeki elleri onu hissettiriyordu. Uzun ve büyük eli ince belini tamamen sarıyordu. Arada belli belirsiz baş parmağı kazağının üstünden tenini okşuyordu. Win bunlardan vazgeçmek istemedi.

Korkusuz|BrightWinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin