1.5

47 6 0
                                    


"Çok özür dilerim efendim ama nakliye sırasında problem yaşanmış. Malların yarısı geri gelmiş. Ortaklar ardı arkası kesilmeden arıyorlar. Acil bir toplantı talep ediyorlar." Genç patron kadını geçip kapının eşiğine doğru ilerledi. "Susan takımlarından birini buraya getir." Ardından Tontowan'a dönüp "Bir saat içerisinde 3.depoda toplanmalarını söyle. Ayrıca biz gidene kadar oradakilere haber ver toplantı için mekanı ayarlasınlar." Tu hızlıca başını sallayıp koridora doğru çıktı, telefonda numaları tuşlamaya başladı. Win neler döndüğünü anlamakta güçlük çekiyordu. Odada gerginlik üst düzeydeydi.

Susan elindeki takım ile koşturarak gelmesinin belirtileri al yanakları ile genç patronun önünde duruyordu. Mr. Vachirawit elindekileri koltuğun yanına fırlattı. Win'e doğru dönüp, "Giyin aşağıda bekliyorum" demişti. Win itiraz etmeye hazırlanmıştı ki çoktan odadan çıktığını farketti. Yapıp yapmamak arasında kararsız kalmıştı. Küfür mırıldanıp ona verileni giyinmeye başladı. Win aynadan kendisine baktığında onlardan biri gibi görünüyordu. Bu düşünce midesini bulandırmış karnını ağrıtmıştı.

Aşağıda beklediğini söyleyen genç patronun yanına doğru ilerledi. Bahçeye çıktığında minibüsün otomatik kapısı aralandı. Genç patronun yanında oturan kadın ona iğrenerek bakıyordu. Ellerini pantolonuna silerek içeri doğru ilerledi. Karşılarına oturmuş hala buradaki varlığını genç kadınla birlikte sorguluyordu. Mr. Vachirawit ellerini genç adamın yakalarına getirip gülümsedi. Win beklediği şeye karşın başını cama doğru çevirmişti ancak genç patron cebinden çıkardığı rozeti yakasına takmıştı. Beyaz rozetin üzerinde siyah bir ejderha figürü vardı. Genç patron onun duyabileceği bir tonda fısıltı ile konuştu. "Bizden olduğunu göstermek amacıyla rozetini takacaktım ama senin aklından daha farklı şeyler geçiyor gibi." Win bu sözler üzerine bakışlarını genç patronun bakışlarına çıkardı. Gülümseyen suratı ile dudaklarına doğru bakıyordu. Win ellerinden yakasını kurtarmaya çalıştı. "Efendim şey, şöförlerin de toplantıya katılmasını arzu eder misiniz?" Tu'nun öksürmesi ile başladığı konuşması aralarındaki garip yakınlığı bölmüştü. Tu'nun sorusu sırasında Win'e attığı nefret bakışları Win'in daha da rahatsız hissetmesini sağlıyordu. Sanırım aklına öpüşmeyi getiren ve bu durumu garip hale sokan kendisiydi.

Yol boyunca sessizlik hakimdi. Genç patron tablet üzerinden haritalara bakıyordu. Yolları eşkiyalar tarafından kesilmiş ve mallara el konulmuştu. Yolları ve bağlantılı mekanları araştırıyordu. Bazı kamera görüntülerine sahiplerdi. Şüpheli araçları tespit etmeye çalışıyorlardı.Yanındaki kadın ise ona mekanların işlevleri ve sahiplerinin bilgilerini açıklıyordu. Win sanırım onun ilk kez çalışma modunu görüyordu. Sürekli çatık duran kaşları daha da çatmaktan tek nir çizgi halini almıştı.
Arada burun kemerini sıkıp camdan dışarı bakıyordu ve yanındaki kadına bir şeyler söylüyordu. Kadının cevabını dinlerken alt dudaklarını dişlemişti. Win'in bu karanlık minibüste en çok odağı onun dudakları olmuştu. İstemsizce ellerini dudaklarına götürüp sürttü. Şöförün yanında oturan adam arkaya uzanıp belirli kağıtları genç patrona verdi.

Bu kısa sürede bu denli bilgiye ulaşmaları mümkün olabilir miydi? Yoksa en başından beri hazırlıklılar mıydı? Tüm olasılıkları hesaplamış ve ona göre bir plan yapmışlar gibiydi. Bu adamın sınırları var mıydı?

İçeri girdiklerinde soğuk ve rutubetli hava yüzlerine çarpıyordu. Biraz daha ilerlemeleri ile masanın etrafında toplanan dört erkek bir kadını gördü. Mr. Vachirawit'in içeri gelişi ile uğultu kaybolmuş pür dikkat onu izler olmuşlardı. Tu yanında tüm özgüveni ile duruyordu. Win birkaç dallamanın arkasında kalarak yüzünü çok göstermemeye gayret ediyordu. Genç patron saatine baktı ardından Tu'ya bir şeyler fısıldadı. Win samimiyetsizce güldü. İyi anlaşıyor olmalılar.

Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now