1.9

24 1 1
                                    

Yüksek bir gök gürültüsü uykusunu bölmesini sağladı. Odasının her tarafı boydan camlarla çevriliydi. Sabah hoş bir manzara sunsa da şuan da tamamen farklı hissettiriyordu. Genç patron ona kıçını dönmüş yatıyordu, onun yüz üstü uzanmasını sağladı. Sırtına kafasını koyup bir bir kolunu üzerine attı. Sıcak bedeni onu rahatlatmıştı. Onun üzerindeki örtüyü kendisine çekti. Açılan kıçına bakıp güldü.

Kalktığında yanında kimseyi görememişti. Sevimli bir yatak kahvaltısı beklemiyordu tabiki ama bu onu iğrenç hissettirmişti. En azından komidine para bırakmamış diye şükredecekti.

"Piç" Win farkında olmasan ağzından çıkan söz banyodan çıkan kişi tarafından duyulmuştu. Yüzündeki tıraş köpüğü ile yanına yatağa doğru yaklaşan genç patron, gülerek "ben oluyorum galiba bu piç" Win duyduğu sesle korkarak arkasına bakmıştı. Yarı çıplak karışısında dikiliyordu, ıslak saçları anlına dökülmüş onu olduğundan daha sevimli göstermişti. Win'in sinirli ve şaşkın suratına bakıp gülümsedi. Yanında görmeyince onu bu şekilde bırakıp gittiğini düşünmüş olmalıydı.

Uzanıp yanağından öptü. Böyle bir hareketi beklemediği her halinden belliydi. "Neydi bu şimdi?" Sinirli gözükmeye çalışıyordu ama çok küçük bir yanı onu bu halde bırakmadığı için sevinçliydi. "Sevimlisin" bunu derken ona bakmadan banyoya doğru yönelmişti. Win kapıdan çıkmaya hazırlanıyordu ki içerden seslendiğini duydu. "Kaçıyorsan diye şimdiden söylüyorum Susan kahvaltıya bekliyor." Peki ona bu haber nasıl ulaşmıştı. "Evet bizi görmüş." Win halbuki hiçbir şey sormamıştı ağzını bile açmamıştı ama o aklından geçen soruları cevaplamıştı bile.

"Kapıyı niye kilitlemedin. Neyse o geldiğinde sen yatakta mıydın?" Elinde havlu ile yanına doğru gelmişti onu geçip dolabına yöneldi ve takım elbisesini çıkardı. "Evet, daha da kötüsü ne biliyor musun seni bana sarılırken gördü. Tüh." Gömleğini giyinirken onunla alay ediyordu.

Win cevap vermeye bile tenezzül etmemişti. Yerdeki kıyafetlerini almak için bakındığında Susan'ın onları kaldırmış olabileceğini düşündü. Kendi odasına ilerleyip içeri girdi. Buraya bu denli alışması hiç iyi değildi. Nefret etmesi, iğrenmesi gerekiyordu ve hatta o kadar nefret etmeli ve iğrenmeliydi ki bir an önce Boss'un yanına dönmeyi isteyecek kadar.

Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now