2.0

36 1 0
                                    

Yüksek bir gök gürültüsü uykusunu bölmesini sağladı. Odasının her tarafı boydan camlarla çevriliydi. Sabah hoş bir manzara sunsa da şuan da tamamen farklı hissettiriyordu. Genç patron ona kıçını dönmüş yatıyordu, onun yüz üstü uzanmasını sağladı. Sırtına kafasını koyup bir bir kolunu üzerine attı. Sıcak bedeni ve sakin nefes alışverişi onu rahatlatmıştı. Onun üzerindeki örtüyü kendisine çekti. Açılan kıçına bakıp güldü. Kendisini tutmasa bir tane şaplak atacaktı ama uyana nasıl bir açıklama yapardı bilmiyordu.

Dışarıdan gelen bir takım gürültüler onu uyandırmıştı. Sanırım evi temizliyorlardı. Kalktığında yanında kimseyi görememişti. Sevimli bir yatak kahvaltısı beklemiyordu tabiki ama bu onu birden iğrenç hissettirmişti. Hemen çekip gitmiş miydi? En azından komidine para bırakmamış diye şükredecekti.

"Piç" Win farkında olmasan ağzından çıkan söz banyodan çıkan kişi tarafından duyulmuştu. Yüzündeki tıraş köpüğü ile yanına yatağa doğru yaklaşan genç patron, gülerek "Ben oluyorum galiba bu piç" dedi. Win duyduğu sesle korkarak arkasına bakmıştı. Yarı çıplak karışısında dikiliyordu, ıslak saçları anlına dökülmüş onu olduğundan daha sevimli göstermişti. Dümdüz pırasa gibi saçları vardı. Arkaya doğru fönlenmeyince küçük olan yüzü ile iyiden iyiye çocuk gibi gözüküyordu. Win'in sinirli ve şaşkın suratına bakıp gülümsedi. Yanında görmeyince onu bu şekilde bırakıp gittiğini düşünmüş olmalıydı.

Uzanıp yanağından öptü. Suratındaki tıraş köpüğü şimdi onun yanağına da bulaşmıştı.Böyle bir hareketi beklemediği her halinden belliydi. "Neydi bu şimdi?" Elleriyle yüzünü temizlemeye çalışırken söylendi. Sinirli gözükmeye çalışıyordu ama çok küçük bir yanı onu bu halde bırakmadığı için sevinçliydi.

"Sevimlisin" bunu derken ona bakmadan banyoya doğru yönelmişti. Win kapıdan çıkmaya hazırlanıyordu ki içerden seslendiğini duydu. "Kaçıyorsan diye şimdiden söylüyorum Susan kahvaltıya bekliyor." Peki ona bu haber nasıl ulaşmıştı. "Evet bizi görmüş." Win halbuki ağzını bile açmamıştı ama o aklından geçen soruları cevaplamıştı bile.

"Kapıyı niye kilitlemedin. Neyse o geldiğinde sen yatakta mıydın?" Elinde havlu ile yanına doğru gelmişti onu geçip dolabına yöneldi ve takım elbisesini çıkardı. "Evet, daha da kötüsü ne biliyor musun seni bana sarılırken gördü. Tüh." Yüzünü temizlemişti. Aynanın önünde önünde giyinirken onunla alay ediyordu.

Win cevap vermeye bile tenezzül etmemişti. Yerdeki kıyafetlerini almak için bakındığında Susan'ın onları kaldırmış olabileceğini düşündü. Kendi odasına ilerleyip içeri girdi. Buraya bu denli alışması hiç iyi değildi. Nefret etmesi, iğrenmesi gerekiyordu ve hatta o kadar nefret etmeli ve iğrenmeliydi ki bir an önce Boss'un yanına dönmeyi isteyecek kadar.

Üzerindeki kıyafetlere baktı. Tişörtünün yakasını kaldırıp burnuna götürdü. Onun baskın kokusu hala oradaydı. Ağzından her daim mentollü bir koku yayılıyordu. Öpüşürken aynı zamanda bunu tatmıştı. Sanki sürekli naneli şeker çiğniyor gibiydi. Üzerindeki kıyafetleri çıkarıp koltuğun üstüne koydu. Yatağa oturup telefonuna baktı. Bir sürü arama ve mesaj gelmişti. Dün geceden sonra kalçasının ve belinin ağrımadığını farketti. Win uykuya dalmıştı hemen onun ne kadar kendisiyle ilgilendiğinden habersizdi.

Oysaki emindi sabah onun İçin ızdıraplı geçecekti. Yaptığı masaj işe yaramış gibiydi. "Fazla tecrübeli herhalde küçük efendimiz" küçümseyerek söylediği ifadenin biri tarafından duyulduğundan endişelenip sağa sola bakma ihtiyacı hissetti. Normalde onun yüzüne karşı alalen etsede buradakilerin duyması onun canını tehlikeye atabilirdi. Fazla hassasiyet gösteriyorlar saygı ve korku arasında gidip gelen bir tutum sergiliyorlardı.

Kendi kıyafetlerini giyip hızlıca aşağı indi. Genç patron halen daha ortalıklarda görünmüyordu. Sandalyeye otururken Susan neşeli sesi ile onu karşılamıştı. "Günaydınn Winnie. Al bakalım" Win eline koyduğu ilaca baktı. "C vitamini ve kalsiyum ilacı." Anlamaz gözlerle kadına doğru baktı. Gözlerini kaçırıyor gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Win sabah sabah onun bu enerjiyi nerden bulduğunu sorgulamadan neyle eğlendiğini anlamaya çalıştı.

"Hareketli geçen gecelerden sonra iyi gelir." Win'in anlaması ile çatılan kaşları Susan'ın attığı tutmaya çalıştığı kahkahasına hiç iyi gelmiyordu. "Bu evde herkes bayağı tecrübeli anlaşılan part time genel ev danışmanlığı mı veriyorsunuz?" Susan bu sefer gülmesine engel olmadı Win'in omzuna vurup karnını tutmuştu.

Win merdivenlerden ses geldiğini duyunca bu olayı bir an önce kapatmak amacıyla hızlıca ağzına atıp suyu içti. Genç patron yanındaki adamların dediklerini dinliyor tablete yine not alıyor gibi duruyordu. Masaj ve vitamin haplarını alan kendisiydi ama o kendisinden çok daha iyi görünüyordu. Genç patron ona olan bakışlarını farkedip başını kaldırdı. Küçük bir tebessüm ederek tabletine geri döndü. Bir yandan bir şeyler yiyor bir yandan tabletten bir şeylere bakıyordu. Birkaç dakika sonra Tu arka bahçeden içeri girmişti. Win yemeğini yerken usulca bütün olayları masanın ucundan izliyordu. Tu ellerindeki kağıtları genç patrona uzattı ve ona kısa birkaç şey anlattı. Ardından ellerini genç patronun yakasına getirip gömleğini düzeltmeye çalıştı fakat yaptığı şey hemen engellenmişti, bu duruma bozuntuya vermeden gülümsemeye devam etti. Win karşısındaki kısa süreli sahneye anlam veremediği bir şekilde rahatsızlık duymuştu ama genç patronun tavrı onu istemsizce tebessüm ettirmişti.

Tu'nun telefonu çalmıştı biraz uzaklaşıp telefonu açtı her kim ile konuşuyorsa tartışıyor gibi duruyordu. Genç patron hızlı hızlı tabağındaki lokmaları bitirmekle meşguldü. Tu telefonunu kapatıp tekrardan onun yanına doğru geldi. Bitmiş tabağa mutlulukla bakıp. "Ah sizi böyle iştahı açık görmekten mutluluk duyuyorum." Genç patron bu sözler ile birkaç adım ilerleyip Tu'yu arkasında bıraktı ardından Win'e doğru bakıp göz kırptı. Win önce şaşkınlıkla birinin görüp görmediğini kontrol etmeye çalıştı. "Dün gece epey yorulmuş olmalıyım birilerini tatmin etmek bir hayli zordu, acıktırmış beni." Bu sözler ile Win'in ağzına attığı lokma boğazında kalmış öksürük krizine girmişti. Susan endişeyle yanına gelip masanın üzerindeki sürahiden su doldurup kendisine uzattı, Win onun elinden suyu alırken dudaklarını sıkı sıkı birbirine bastırdığını farketti. Hafif hafif sırtına vuruyor gülmesini bastırıp sürekli iyi misin diye soruyordu.

Genç patron ise bu manzaraya gülümseyerek bakıyordu. "Tatmin etmek?" Çatılan kaşları anında gevşemiş ve başını sallamıştı. "Haklısınız bazılarının sıçtığı durumu toparlamakla uğraşıyordunuz." Win açıkçası bu sözeler karşısında bir hayli utanmıştı. Yemek çubuklarını bırakıp, Susan'a doğru dönüp "Eline sağlık" demişti.

Genç patron Tu'ya dönüp "Sen arabayı hazırlattır ben geliyorum." dedi. Win ağır ağır merdivenin basamaklarını çıkarken birinin arkasında koştuğunu farketti. Arkasını dönmesine fırsat bulamadan arkadan biri sarılmıştı. Beline dolanan kollar yabancı hissettirmiyordu. Boynuna doğru bir öpücük bırakıp kulağına "Endişelenme ben her şeyi halledeceğim" demişti. Böyle diyordu ama dün buna benzer lafları kendisine o söylüyordu, her şeyden önce Win'in sinirlendiği başka bir şey vardı. Belindeki kolları çözüp genç patrona doğru döndü. "Sen niye aşağıda saçma sapan kon..." Genç patron elleri ile yanaklarını sarmış dudağına hızlıca bir öpücük kondurup merdivenleri inmişti. Daha doğrusu uçtu demek daha doğru olurdu. Koşarken"Dışarıya çıkacaksan köpekleride yanında götür. Birilerini yollasam kabul etmezsin" demişti. Win kafasını sallayıp ,Niye çevremde hiç normal birileri yok diye düşündü. Yukarı çıkıp montunu ve atkısını aldı.

 Yukarı çıkıp montunu ve atkısını aldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Korkusuz|BrightWinWhere stories live. Discover now