1.3

47 6 0
                                    

"Bekle burda" odadan çıkışının üstünden 10 dakika geçmişti. Win istemsizce ellerini dudağına götürdü. İşaret parmağını dudakları üzerinde gezdirdi. O anı tekrar hatırlamak onu istemsizce heyecanlandırmıştı. Sebebi neydi ki? Neden öpmüştü onu? Kafasını sallayıp düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı. Win hatıladığı gerçekle gözleri fal taşı gibi açılmıştı. O olmalıydı emindi. Cebinden telefonunu çıkarıp ezbere bildiği numarayı tuşlamaya başladı. Birkaç çalışın ardından diğer taraftan uykulu ve huysuz bir ses geldi.
"Ben de seni çok özledim Winniem ama saat bunun için de biraz geç değil mi?"
Win dediklerini umursamayıp. "Rue benim hastaneye götürüldüğüm gün eve gelen bir müşteri vardı. Hatırlıyor musun? Ben mi Nick mi ne?" Karşıdan bir süre ses gelmedi. Rue dediklerini hazmetmeye çalışıyor gibiydi.
"Evet hatırlıyorum telefonda fotoğrafı vardı?"
"Evet doğru." Win kapıyı açıp koridora biri dinliyor mu diye göz gezdirdi.
"O burada Mr. Vachirawit'in evinde."
"NE"
"Onu gördüm Rue ben gördüğüm yüzleri unutmam burada Mr. Vachirawit'in adamı olarak çalışıyor."
"Adamları patronlarını öldürmek mi istiyor ama neden?" Rue ayılmış olmalıydı sesi artık daha düzgün çıkıyordu.
"Sanmam buraya saldırı düzenlendi. İçerden biri kilidi açıp araba ve bir dolu insanı içeri sokmuş. Kendin gördün son derece yüksek tedbirli bir yer dışardan birisinin kolayca girmesi imkansız. Köstebek olduğundan şüpheleniliyor."
"NE! SALDIRI MI OLDU AMAN TANRIM WIN SEN İYİ MİSİN?"

"Evet, gayet iyiyim ben. Sakin ol yaralanmadım."
Win istemsizce tekrardan koridora çıkıp etrafa bakındı Rue'nun çığlığını duymuşlar gibi hissediyordu kimseciklerin olmadığını görünce tekrar içeri girip kapıyı kapattı.
"Eve girebilen adamlar uzun süredir ona hizmet edenlerden. Bu yedek bir plan sanırım. Mr. Vachirawit'in ya sonunu getirmeye çalışıyorlar ya da içerden fethetmeye çalışıyorlar."
"Olaylar git gide karmaşık hale geliyor." Derin bir nefes aldı.
"Dahası da var. Adam beni tanıdı. Saldırı sırasında kamera kayıtlarını getirmesi gerekiyordu. USB'deki görüntüler editlenmiş. Saldıranlarla iş birliği içinde olmalı köstebeğin o olduğundan şüpheleniyorum."Win yutkunma sesi duydu sanırım su içiyordu sakinleşmek adına.
"Aslında sana bir şey sormak için aramıştım"
"Dinliyorum." Bardağın tezgaha konulma sesini net bir şekilde duymuştu Win.
"Aslında bu olaylardan uzak durmayı düşünüyordum. Sonuçta benim meselem değil. Ancak tanınmış olma ihtimaline karşı kimin tarafında olmalıyım emin değilim. Eğer karşı tarafa geçersem bu sanki Boss'un da işine gelir gibi bu kaçışım son bulur. Ama bir yandan..."
"Ama bir yandan ne?" Win ellerini saçlarına geçirdi tam şuanda aklına gelen görüntünün az önce bu odada yaşanan şey olması hiç normal değildi. Aklı onunla oyun oynuyor gibiydi.
"Ama bir yandan bu saldırganlarla iş birliği yapmak mantıklı gelmiyor. Harcanma ihtimalim çok yüksek."
"Haklısın. Win eğer köstebeğin etkisiz hale getirilemesi saldırganlar tarafından farkedildiği an hedef sen haline geleceksin. Senin şunda haber vermen gibi o da patronları ile görüşüyor olmalı"
"Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bir süre sessizce olayı takip edeceğim. Köstebeğin işini bitirmemiz bize bir fayda sağlamayacak. Ondan bilgi almalıyız. Kimler? Kaç kişiler? Amaçları ne?"
"Evet yapılacak en doğru hamle bu olmalı."
"Win güce ihtiyacın var seni koruyup kollayacak birilerine her ne kadar kendi başına bir şeyleri halledebiliyor olsanda gücünün her şeye yetmeyeceğinin ve zayıf kalacağının farkındasın değil mi? Mr. Vachirawit'in seni savunma ihtimali ne?"
"%2 sanırım. O da seninle bağlantısından ötürü."
"Bu yeterli değil. Kendini onun için vazgeçilmez biri haline getirmelisin. Seni korumayı istemesini sağlamalısın."
"Ölüm fermanı imzalanmış geri sayımı başlatılmış bir adamdan fazla medet ummuyor muyuz?" Histerik bir kahkaha attı Win.
"Savaş sona erene dek kazanan tarafın kim olduğunu bilemeyiz. Şimdi kapatmam gerekiyor. Kendine çok dikkat et lütfen. Seni seviyorum."
"Tamam tamam dramatikleşme hemen sana da iyi geceler."
"Ağzına vurucam şimdi dökülüverecek tavşan dişlerin dramatikleşmeymiş. Uçurumun dibindesin hala... alo alo? Kapattı mı o? Yüzüme kapattı resmen." Oflarayak telefonunu şarja taktmıştı Rue. İyi geceler demesine demişti ama geri uyuyamazdı ki bu konuşmadan sonra. Üzerine sabahlığını geçirip dikkatli adımlarla yukarı Nani'nin odasına çıktı. Kapıyı birkaç kez tıklatıp bir cevap gelmesini bekledi. Cevap gelmeyince kapıyı açtı. Yüzüstü yarı çıplak yatıyordu Nani. Horlaması koridorda bile duyuluyordu. Korkutmadan onu uyandırmaya çalıştı. "Nani, Nani uyan, Heyy Nanii" Yavaşça sarsmaları işe yaramayınca birden tokatı yapıştırdı. Zıplayarak korku ile uyanan Nani ellerini yumruk yapıp göğsünün önüne getirmişti dövüşe hazır gibi duruyordu. Hızlıca odaya göz gezdirip odada sadece Rue'nun olduğunu farketmesi ile rahatladı. Ardından yarı çıplak olduğunu hatırlayıp örtüyle göğsünü kapatmaya çalıştı.

"Hayırdır noldu? Niye geldin bu saatte." Edep timsali Nani bey üstünü başını örtmeyi hallettikten sonra nihayet konuya gelebilmişti.

"Win'in başı dertte, onu korumak İçin gönderdiğimiz yer asıl uzak tutmamız gereken kurtlar sofrasıymış."
Nani anlattıklarından hiçbir şey anlamamıştı. Kaşlarını çatarak bir süre ona baktı. "Düzgün anlat şunu ne sofrası ne kurdu" Rue iç çekerek yatağa oturdu. Cümleleri kafasında toparlamaya çalışıyordu. Hazır olduğunu hissettiğinde Nani'ye dönüp bacağına elini koydu duygusal destek için.
Nani örtüyü tek kolu altına sıkıştırıp bacağının üzerindeki eli tuttu. Bu haraketi ile Rue ona bakmış ve derin bir nefes almıştı. Telefonda konuştukları tüm hikayeyi dinledikten sonra yere fırlattığı tişörtü giyip odanın etrafında dolanmaya başladı. Rue ise pür dikkat onu izliyor ne söyleyeceğini merak ediyordu.

"Susan dı değil mi şu evdeki Win'e takık kadın." Rue bunun anlattıkları ile alakasını anlayamamıştı.
Belli belirsiz başını salladı. "Onu bizim tarafa geçirebiliriz. İçerde dönen muhabbetlerden en çok o haberdardır. Eğer uzun zamandır orda çalışıyorsa kimse ondan şüphelenmez bile." Rue'ya dedikleri çok mantıklı gelmişti. Heyecanla ayağa kalkıp Nani'nin iki elini tuttu. "Onunla biz de iletişim halinde olabiliriz genç patron Win ile görüşmemize izin vermez ama onun yardımı ile içeri ihtiyacı olan eşyaları sokabiliriz." Bunu söylerken serçe ve yüzük parmağını kapatıp diğer parmak uçlarını Nani'ye doğrultmuştu.
İkisinin de az önceki depresif hali ortadan kaybolmuş gibiydi. Tüm sorunlar çözülmüş gibi davranıyorlardı.

"Ve ayrıca genç patron ve Win arasında bir şeyler geçmiş." Nani'nin anlık gülüşü suratında asılı kalmıştı. "O da ne demek şimdi?" Nani'nin ellerini bırakıp ellerini beline yerleştirmişti. Birkaç adım ondan uzaklaşıp konuştu. "Yani emin değilim ama sanki genç patronun ölmesini istemiyor gibi." Nani'nin kaşları çatışmıştı. "Verdi mi lan yoksa bu ondan mı önemsiyor bunu" Rue onu omuzlarından ittirmişti "Oha gerizekalı yavaş o sen mi?" Nani'nin bütün sinirli suratı yerine alınmış bir ifadeye bırakmıştı. "O da ne demek şimdi?" Rue bunalır karşısında gözlerini devirdi.
"Yalan mı yanında her gün farklı bir kızla gezdiğin zamanları hatırlatırım." Nani panikle gözlerini etrafta gezdirdi. İkisi de Win'i unutmuş kendi problemlerine odaklanmıştı.
"Hayır hayır.Onların hiçbiri öyle değildi. Hepsi bir kurmacaydı." Rue bu konuları konuşurken midesi bulanıyordu.

"Kurmaca mı ne saçmalıyorsun." Nani şefkatle Rue'nun kollarından tuttu ve elini ellerine indirdi. "O kızların hepsi o gördüklerin kurmacaydı gerçek değil. Sadece Boss'un sinirini bozmaya çalışıyordum." Rue ellerindeki eli sertçe ittirdi. "Çocuk mu kandırıyorsun sen? Boss'u uyuz etmek içinmiş. Eskort kızları eve getirip gözümün önünde yiyişiyordunuz bir de kurmaca diyor." Nani yine Rue'nun ellerine uzanmaya çalıştı ama bu sefer başarısız olmuştu. Kamera olan odalarda böyle davranıyorduk inan gözetlediğini biliyordum çünkü." Dizini kırıp gözlerini aynı hizaya getirdi.
"İnan bana güzelim yalan söylemiyorum ben. Telefonuma istersen bakabilirsin tüm mesajlar orda duruyor." Rue yere kilitlediği bakışlarını Nani'nin gözlerine çıkardı. Ona inanmayı istiyordu hayır ona inanmaya ihtiyacı vardı. İçindeki sıkıntı bitmek bilmiyordu çünkü.

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.
Korkusuz|BrightWinWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu