i dont muhattap

13.5K 1.7K 1.4K
                                    

Jisung'dan

Öğle tenefüsü zilini duyunca ensemde hissettiğim soğuk elle kafamı hızlıca kaldırmıştım.

"Ulan Seungmin! O elini alır varya münasip bir tarafına sokarım."

Seungmin beni omuzlarımdan tutup kaldırmış ve sürüklemeye başlamıştı.

"Yemek yiyeceğiz yemek!" Sürüklemelerine karşı bende ayaklarımla olabildiğince direnmeyi deniyordum ama tabi nafile. Beni sürükleyerek kantinde bizimkilerin olduğu masaya oturtmuştu.

"Hepimize tost alıyorum?"

"Ben yemiyeceğim." Bunu dememle masadaki tüm gözler bana dönmüştü.

"Ne dedin, ne dedin?" Annen diyorum Felix annen güzel mi diyorum. Salak.

"Yemiyeceğim işte duydunuz, tokum ben."

Yanımızdaki sandalyelerin çekilmesiyle gözlerimiz oraya kaymıştı.

"Naber ya?" Eunjin'in kafama vurmasıyla irkilmiştim.

"Bak şu an seninle uğraşacak halde değilim lütfen git."

Bizimkiler ne olduğunu anlamaya çalışarak bana ve Eunjin'e bakıyordu.

"Oww hadi ama yoksa korktun mu? Söz bu sefer kimse seni dövmeyecek." Elini omzuma atıp beni sandalyemle birlikte kendine çekmişti, sandalyemden çıkan rahatsız edici sesle tüm kantin bize dönmüştü.

"Selam, naber Eunjin?" Sesin Seungmin'den geldiğini sanmıştım fakat kafamı biraz yana çevirdiğimde kıpkırmızı olmuş Eunjin'i ve onun omuzlarını masaj yapar gibi sıkan Minho'yu görmüştüm.

"Bende tam ahh gidiyordum ah!" Resmen acıdan kıvranıyordu.

"Hadi canım, kalsaydın?" Omuzlarını patpatlayarak geri çekilmişti.

"Yok... Gideyim ben afiyet olsun size." Resmen çocuk üstüne sıcak su dökülmüş pet şişe gibi ezilip büzülüp mutasyona uğrayıp gitmişti.

Minho neden onu göndermişti anlamamıştım. Onun kalktığı sandalyeye oturunca Jeongin sertçe çıkışmıştı.

"Ne rahatlık bu? Hiçbir şey olmamış gibi gelip nasıl oturabilirsin?" O konuşurken çoktan Minho'nun grubundakilerde masaya gelmişti. Gruplar halinda oturuyorduk ama masada soğuk rüzgarlar esiyordu. Hani şu kovboy filmlerindeki müzik varya ondan çalmaya başlayacak gibiydi.

"Bizim masamıza oturan sizsiniz bunu size sormak lazım."

"Nerden sizin masanız oluyor tam olarak?" Kendimi daha fazla tutamayarak sinirli bir ses tonuyla sormuştum.

"Aa Konyalı sende mi burdaydın ya boyun kısa olunca görmemişim."

"Ben kısaysam o ne?" Elimle önümdeki kaslı çocuğu işaret etmiştim.

"ABİCİM KONU BANA NASIL GELDİ AYRICA BİR BU KADARDA YERİN ALTINDA VAR LAN!" Çocuk birden çıkışınca Felix yerinde zıplamıştı.

"Pardon abisi..." Felix'in omuzuna dokunmasıyla, Felix'in suratı ona dönmüştü. Çocuğa resmen kal gelmiş gibi duruvermişti yaklaşık 30 saniye sessiz bakışmaların ardından uzun boylu olan masaya elini vurmuştu.

"Gerizekalı Hyunjin!" Minho'nun Hyunjin'e bağırması üzerine hazır dikkati dağılmışken sandalyemi ondan biraz uzağa taşımıştım.

"Abi çok sessizdi gerildim ne yapayım?"

"Hyunjin şurdaki kolon varya."

"Ee kanka?"

"Gördün mü kolonu?"

"Gördüm kanka?"

"Tamam işte, o kolon sana girsin kanka."

Hyunjin ağzının içinden önündeki Minhoya sövüyordu.

"Kalkın hadi, gidiyoruz." Ayağa kalkmamla bizim grupta ayaklanmıştı.

"Jisung bak cidden merak ettiğimden değilde yemek yedin mi?" Merak ettiğinden değilse ne yapacaksın Minho cv'ne mi yazacaksın?

"Konyalı mısın?"
Hepsi bana ne alaka der gibi bakıyordu.
Minho elini alnına götürüp sinirle ovuşturuyordu.

"Ne alaka?"

"O halde ı dont muhattap."

"Ben bu cocuğu varya Konyalıların arasına atacağım yeter lan!"



Asko i don't muhattap! Dün karnım cok ağrıyordu, bölüm atamadım ne yazık ki... :(( Üzgünüm, ama yarın telafi edeceğim! 💗

Umarım beğenirmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💘

Bir sonraki bölümde görüşelim 😻


Konyalım Yürü / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin