Sarılmak ister misin?

13.1K 1.6K 1.2K
                                    

Jisung'dan

"Nereye?'
"Tuvalete." Seungmin bana sinirli bir şekilde bakmıştı.
"Tenefüste anlatacağını söyledin, çabuk gel." Kafamı olumlu anlamda sallayarak kapıya doğru ilerlerken arkamdan bir kez daha seslenmişti.

"Jisung!" Derin ama sinirli olduğunu belli eden bir nefes alarak devam etmişti. "O Minho sana bulaşırsa onun kafasını klozete sokup boğarım. Çabuk gel."

Sessizce kafamı sallamıştım tekrardan. Lavaboya gelip kabine girmiştim. Birden kabin kapısının şafak operasyonuna gelmiş polis gibi çalınmasıyla yerimden sıçramıştım. Kardeşim tuvallete bari bi rahat verin, Fanımsınız sanırım?

"Dolu!" Kapı hala tıklanmaya devam edince dışarıdakinin beni duymadığını düşünerek daha yüksek sesle bir kez daha bağırmıştım
"Dolu diyorum, dolu!"

Elektrikler birden kesilince etrafı sadece havalandırmadan giren az bir güneş ışığı aydınlatmaya başlamıştı. Neredeyse hiçbir şey görmüyordum. Hala kapının üstelenerek tıklanıyor olması korkuma korku katarken karanlık korkum işler daha da zor bir hale sokuyordu.

Erkekler tuvaletin dış kapısının zorlanma sesini duymuştum.
"Aç kapıyı!" Bağıran kişinin Minho olduğu barizdi.

Kabini üsteleyerek tıklayan kişinin bir küfür savurduğunu duymuştum, ancak sesinden kim olduğunu ayırt edememiştim.

"Kapıyı açar mısın, yoksa kırayım mı!" Diye bağırıyordu erkekler tuvaletinin dışındaki Minho içerideki kişiye.

Şu an yaşadığım sahne korku ve gerilim filmlerini aratmayacak türdendi. Vücudum korkuyla tir tir tirerken doğuk terler döküyordum adeta. Şu an burda kriz geçirmek en son istiyeceğim şeydi...

Dış kapı kilidinin yavaşca çevrildiğini duymuştum. Sonrasında kulağıma erişen hızlı adım seslerini ve çekiştirmeleri. Gittiklerini düşünüyordum ama yine de tuvalet kabininden çıkmamıştım. Bu Minho'nun beni ikinci kurtarışıydı...

İçeri birinin hızlı adımlarla girdiğini duymuştum.
"Jisung?" Minho gelmişti, ama kabindekinin ben olduğumu nereden biliyordu ki?

Dışarıdaki kişinin Minho olduğunu bile bile elimle ağzımı tutmuş sessiz sessiz ağlıyordum.

"Jisung, aç kapıyı konuşalım." Kapıya doğru elimi uzatmış ve kilidi yavaşca yukarı doğru kaldırmıştım. Minho karşımda dikilmiş gözlerinde hiçbir duygu belirtisi olmadan bana bakıyordu.

"Benimle konuşabilir misin?" 'evet' demek istiyordum ama gücüm yetmiyordu.

"Jisung beni dinle, göz teması kur." Göz teması kriz anında yapamayacağım şeylerin listesinde başı çekerdi.

Çenemi elleriyle kavrayıp gözlerimizi buluşturmuştu. Neden bilmiyorum ama ilk defa böyle bir anda göz teması kurunca iyi hissetmiştim.

"Sarılmak ister misin?" Sorduğu soru beni şaşırtsada kafamı onaylarcasına sallayıp kollarımı boynuna dolamıştım. "Daha iyisin sanırım hm?"

Gözlerimdeki yaşları silip usulca kafa sallamıştım. "Hm hm."

Minho derin bir nefes almıştı ve bir şey demeden ayağa kalkıp benide hafif kollarımdan destekleyerek ayağa kaldırmıştı. "Doğruca sınıfına gidiyorsun."

"Hm hm." Elimi ve yüzümü yıkayıp sınıfıma doğru ilerlemye başlamıştım. Minho'nun konuşması, sarılmamız, belkide gözlerimizin buluşması beni iyi hissettirmişti.
Ders zili çoktan çalmıştı, kapıyı tıklayarak içeriden gel sesini duyunca girerek tahtanın önünde dikilmeye başlamıştım. Biliyordum ki şimdi: "Neredeydin sen?" Sorgusu sırasıydı.

"Jisung? Niye geç kaldın, umarım tuvalet deliğine falan düşmek gibi geçerli bir sebebin vardır."

"Miden rahatsızlandı sadece." Kadın bana göz ucuyla bir bakış atıp ardından konuşmasına kafasındaki gözlüğü sitem ederek çıkarmasıyla devam etmişti.

"Bak Jisung, şu yalanlarını geliştir ya da en azından biraz daha oyunculuğa çalış. Otur yerine bir daha affetmeyeceğim bu sondu." Daha fazla diretmeden ve inandırmaya da çalışmadan yerime oturmuştum. Son dersti neyseki.

"Jisung ne oldu?" Kafamı olumsuz anlamda sallamıştm.
"Şimdi konuşmak istemiyorum lütfen." Kapşonumu kafama çekmiş kafamıda sıraya koymuştum, uyumak gibi bir niyetim yoktu sadece zihnim biraz dinlensin istiyordum o kadar.

Şu an mutlu hissediyordum. Minho beni kurtarmıştı sonuçta...

***

Bitiş zilinin çalmasıyla kafamı sıradan kaldırmıştım. Bizimkileri bile beklemeden okuldan çıkmıştım. Üstüme gelmek istemiyorlardı çünkü beklemem için ısrar bile etmemişlerdi...

Eve doğru yürümeye başlamıştım arada bir yolda durup kedi seviyor daha sonra devam ediyordum. Biraz geçte olsa eve ulaşmıştım. Yüzüme gülümseyen Jisung maskemi taktıktan sonra kapı ziline basmıştım.

Kapı açılınca annemin meraklı ve endişeli gözlerini üstümde gördüğüm gibi sorguya çekmesine izin vermeden hemen odama doğru kaçmaya başlamıştım.

"Girseydin Jisung!"
"Yemekte ne var canım annem, kraliçem, mükemmel çocuğa sahip mükemmel annem?"
"Eşeğin..." Diyip susmuştu, terbiyesiz misin nesin anne? Bende gülerek odama çıkmıştım. Odama girer girmez yüzümdeki gülümseyen Jisung maskesi düşmüştü, aslında içim kahkaha atıyorrdu ama bunu yüzüme yansıtacak enerjiyi bulamıyordum. En kötüsüde zaten buydu.


Konyalıdan başkasına
Bastırmam

Seungmin

SeungminJisung bu ne, Hani sadece miden  rahatsızlanmıştı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seungmin
Jisung bu ne, Hani sadece miden  rahatsızlanmıştı?



Cuss noluyo noluyoo VDKWBDKQHKDHAKXBAKBXKS

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗

Bir sonraki bölümde görüşelim 💘

Konyalım Yürü / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin