cennet

12.4K 1.7K 1.7K
                                    

Minho'dan

Jisung gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Sadece gerçekleri söylemem onu neden bu kadar şaşırtmıştı bunu sokaktan birini çevirip sorsa o da aynı cevabı verirdi zaten.

"Neyim, neyim?" Çenesini hafif elimle yukarı doğru itip ağzını kapatmasını sağlamıştım.

"Güzelsin Jisung, neden bu kadar şaşırdın? Bu öznel bile değil bence." Omuz silkmiş ve önüme dönmüştüm.

Jisung boğazına bir şey kaçmış gibi öksürmeye başlamıştı.

"Hey hey iyi misin?" Bir yandan sırtına vuruyor bir yandanda kontrol ediyordum.

"Harikayım ya!" Ayağa kalkmış ve aptal aptal sırıtarak odadan çıkmıştı. Tatlı çocuktu yalan mı söyleyeceğim?

"Alooo! Ben ne yapacağım burda? Nereye gidiyorsun ya of!" Arkasından söyleniyordum ama duyduğunu sanmıyorum. Jisung'un annesinin benim için açtığı yer yatağına geçip yatmıştım ve dinlenmek için gözlerimi kapatmıştım.

"Yaşlandın sen iyice erkenden uyuyorsun, en son itiraf oyunu oynuyorduk!" Jisung içeriye elinde iki bardak suyla girmişti ve yatağın iki yanında ki komodinlere bardakları koymuştu.

"Kusura bakma ama çocuk avutacak halde değilim, uykum var benim. Ayrıca da beni sen yaşlandırdın." Arkamı Jisung'un yatağına doğru dönmüştüm.

Jisung'unda kendi yatağına geçtiğini yataktan gelen hışırtılardan anlayabiliyordum. Bir elin yorganımı kavraması kafamı arkamı döndürmeme sebep olmuştu.

"Dur bi ya! Hareket edip durma üstünü örtmeye çalışıyorum." Hafifçe kıkırdamış ve tekrar eski pozisyonuma dönmüştüm.

"Tamam oldu, üstünü açma İyi geceler." Görmeyeceğini bile bile kendi yatağımda tamam anlamında sadece kafamı sallamıştım.

***

Sabah burnuma gelen güzel kokuyla uyanmıştım ama gözlerimi açmamıştım. Gece o kadar rahat uyumuştum ki sadece bir ara uyandığımda gök gürlediğini ve çok fazla yağmur yağdığını duymuştum.

Bacağımın arasına aldığım yastığıma daha sıkı sarılarak bir kez daha uykuya dalmaya çalışacakken yatakta bir hareketlenme olmuştu, korkuyla gözlerimi açtığımda aslında bacağımın arasına aldığım şeyin yastık değilde Jisung olduğunu anlamam olayın şokuyla yaklaşık beş saniye kadar sürmüştü.

Bas baya Jisung'un kafası kafamın dibinde, kollarım Jisung'un belini sarıyordu ve çocuğu baya baya bacaklarımla hapsetmiştim. Biz ne ara bu konuma gelmiştik...

O an anladığım şey aslında güzel kokunun evden değilde Jisung'dan geldiği olmuştu. Fırsatım varken boynuna eğilip bir kez daha koklamıştım.

Şayet cenneti bilmesem, Jisung'u cennet diye nitelendirirdim.

Jisung'un ani dönüşü ve benim ani kafamı kaldırışımla burunlarımız birbirine değer duruma gelmişti. Dudaklarımız arasında santimler vardı. Uyuyordu hiçbir şeyden haberi yoktu ama benim vardı işte en kötüsü de buydu

Bir erkekle bu kadar yakın olmak, dudaklarını kendim için istemek benlik şeyler değildi pekala daha önce de erkek arkadaşlarım olmuştu fakat babam sağ olsun... Her neyse, Jisung çok farklı.

Jisung sıçrayarak uyanınca dudaklarımız birbirine değmişti. Bundan sadece benim haberimin olması işi çok zor kılıyordu... Dudağımı yalamıştım, anlaması çok zor bir çocuktu Jisung. Nasıl bir insan bu kadar güzel dudaklara sahip olabilirdi?

"Minho!" Jisung endişeyle sağ sola bakıyordu.

"Jisung iyi misin?" Omzuna dokunmuştum, evet yani şu an bu andayım ama değilim işte. Aklım öpücük de...

Jisung kollarını sıkıca boynuma sarmıştı, ne olduğunu çözmeye çalışıyordum.

"Hey, geçti burdayım..." Belini kavrayıp kucağıma doğru çekmiştim.

"Minho, kabus gördüm çok kötüydü ikimizde ölüyorduk." Ensesindeki saçları okşamaya başlamıştım. Annem bana ne zaman kabus görsem bunu yapardı ve çok rahatlatırdı.

"Jisung, sadece bir kabus..." Omuzlarından tutup biraz geri çekmiştim ki yüzünü görebileyim.

"Betin benzin atmış, neden yanımda yattın?" Jisung konuşacakken vaz geçmişti bir kaç saniye sonra tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Düştüm heralde."

"Hmm?" Şüphe duyar gibi bakmıştım.

"Tamam, bakma öyle beni korkutuyorsun. Söyleyeceğim ama dalga geçmek yok?" Gülümseyerek kafamı sallamıştım.

"Bir de şu bakışını düzelt..."

"Nasıl bakıyorum?"

"Bakma bana."

"Başladık yine..." Kafamı hafif aşağı indirmiştim ve göz temasımızı kesmiştim. "Anlat hadi."

"Gece çok fazla yağmur yağdığı ve gök gürlediği için korktum..." Gülmeye başlamıştım.

"Dalga geçmeyeceğini söylemiştin!" Kendimi durdurmaya çalışır gibi elimi karnıma koymuş ve boğazımı temizlemiştim.

"Dalga geçmiyorum tatlılığına gülüyorum."






HOCAM YA MİNHO ÇOK TATLI BEN VARYA BÖYLE İŞİN... OF 😔
Normalde bu günde bölüm atamayacaktım ama hepiniz bekliyorsunuz diye daha fazla bekletmek istemedim, geçmiş olsun dilekleriniz için hepinize çok teşekkür ederim. Kendinize dikkat edin!

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗

Bir sonraki bölümde görüşelim 💘

Konyalım Yürü / MinsungWhere stories live. Discover now