sen bakma ayıp

10.3K 1.4K 1.3K
                                    

Minho'dan

Jisung'un teklifi üzerine dondurma yemeye gelmiştik.

"Neyli istersiniz beyfendi?" Gülümseyerek sorduğum soru karşılığında Jisung suratını kırıştırarak düşünmeye başlamıstı. Nesi bu kadar zordu ki?

"Bebeğim, çabuk olur musun?" Biraz kafamı eğip yüzünü incelemeye çalışıyordum ama resmen donmuş gibi sabit bir noktaya bakıyordu.

"Jisung?"

"Sessiz olur musun, seçmeye çalışıyorum şurda?" Bir şey oldu diye endişelendim ama bir de azar yedim. Oh ne ala memleket ya...

"Buldum, çikolatalı!" İki saattir... Tamam abarttım ama on dakikadır falan ağzından laf almak için uğraşıyorum.

"Bu yüzden mi bekledik yani iki saat?"

"Pardon?"

"Şaka şaka cidden bir ömür bile beklerim seni." Gülmüş ve Jisung'un elinden tutup sıraya geçmiştim.

"Iyy gay misiniz, erkek erkeğe el mi tutuşulur?" Arkamı döndüğümde muhtemelen bizden sadece bir kaç yaş küçük olduğunu tahmin ettiğim keko gibi giyinmiş çocuğu görmüştüm.

"Sanane kardeşim, öyleyiz veya değiliz seni neden ilgilendiriyor?" Çocuk tıslar gibi gülmüş ve yere tükürmüştü.

"Burası benim çöplüğüm ve sizin gibiler giremez kusura bakma." Üzerime doğru yürüyünce Jisung'u arkama çekmiştim.

"Öyle mi? Burası senin çöplüğün ise seni kendi çöplüğe gömerim şimdi bizi rahat bırak elimden bir kaza çıkmadan defol." Jisung gerildiğimi anladığı için elimi sıkıca tutuyordu ama onunda gerildiğini hissedebiliyordum.

"Sen kimsin kardeşim, sen kimi kovuyorsun farkında mısın?"

"Seni."

"Sizi varya dövdürtürüm." Gülerek Jisungla tutuştuğum elimi ona doğru göstermiştim.

"Deneyebilirsin ama onun bir yerinde çizik dahi görürsem seni öldüreceğime emin olabilirsin." Çocuk Jisung'u omuzların itince sinirle nefes almıştım.

"Ona dokunmak hayatının hatası olur."

"Tabii ya." Çocuk Jisung'a bir kez daha dokunmaya kalkacakken elini tutup ters çevirmiştim.

"Deneme bile." Gülümseyerek çocuğu kenara doğru ittirmiştim. Yüzündeki korkuyu ve acı dolu ifadeyi görmek bana yetmişti, sonra keyifle arkasına bakmadan kaçışını izlemiştim. Tek başıma olsam yapacağım tek şey suratına yumruğu çakmaktı ama Jisunglayken her hareketim her kelimem özenli olmalıydı. O özel birisiydi...

"Sevgilim, iyi misin?" Jisung'a döndüğümde mutlu gibiydi.

"Çok iyiyim, sana sahip olduğum için çok iyiyim Minho'm." Bazen bazı kelimeler bir başkası söyleyince kişi için hiçbir şey ifade etmez ama birisi vardır ve o, o kelimeyi söylediği an vücudunun her yeri alev alır ve kalbin hızlanır. Jisung benim için o kişiydi...

Kendime çekip kollarımı ona sarmıştım. Korunması gereken küçük bir bebekti bence o, bu yüzden bu kadar değerliydi işte.

"Çikolatalı mı istiyordun güzelim?" Jisung kafasını olumlu anlamda sallamıştı. İkimiz için de dondurmalarımızı almış ve çikolatalı olanı ona uzatmıştım.

"İnsanlar beni çok üzüyor Minhom." Minhon senin için ölür...

"Neden bebeğim? Döveyim mi şimdi herkesi?" Gülümseyerek suratına bakmıştım.

"Çok kötüler, neden aşktan anlamıyorlar neden bu kadar sığ düşünüyorlar ki? Herkes nasıl mutluysa öyle yaşamalı..."

"Onlar mutluluktan ne anlar Jisung? Onlar hiçbirini sevmiş mi ki, hiçbirine gerçekten kalpleri bağlanmış mı sence? O aptal insanların seni üzmesine izin verme çünkü bunun için çok değerlisin. Sen benim her şeyimsin Jisung ve böyle bir şeyin seni üzmesine izin vermiyorum. Yasakladım anlaştık mı?" Kendime çekip sarılmıştım.

"Yasakladın mı?" Gülerek konuşmuştu.

"Yasakladım, bu yüzden bu konu kapandı." Jisung daha fazla bir şey demeden kafasını olumlu anlamda sallamıştı ve yanağımı öpmüştü.

"Dondurmamın tadına bakmak ister misin?" Dondurma külahını bana uzattığında ona gülerek bakmış ve ensesinden çekerek dudaklarına kapanmıştım.

"Ne kadar güzelmiş dondurmanın tadı! Bir daha bakabilir miyim?" Jisung gülüp omzuma vurmuştu, utanması bile bu kadar tatlıyken ona nasıl kıyarım?

"Sinir bozucu çocuk!" Arkamızda ki kuytu parktan gelen tanıdık sesle oraya döndüğümüzde Chan ve Seungmin'i görmüştük.

"Bunların ne işi var burda ya?" Yanlarına doğru yürümeye başladığımızda Seungmin'in sinirden delirdiği belliydi.

"Bak bir daha şunu söylersen varya Chan!" Chan kıkır kıkır gülüyordu.

"Ne oluyor burda?" Seungmin Jisung'un sorusu karşısında bize doğru dönerek atarlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"'Herkes bana aşık, sen bile aşıksın değil mi?' diyip duruyor bana." Seungmin sinirli bir şekilde tekrar banktaki yerine oturunca bizde karşılarına geçip oturmuştuk.

"Reddedmiyorsun ki?" Chan Seungmin'e dönüp imalı bir şekilde konuşunca Jisung'un da benimde resmen k-drama izleyen çiftlerden farkımız yoktu, bir mısır eksikti yani.

"Ne değişecek yani sinirlerimi bozuyorsun sadece?"

"Aşıksın bana yani?" Seungmin gözlerini sinirli bir şekilde Chan'a dikmişti gözlerinden çıkan alevi görebiliyordum.

"Evet, aşığım."

"Ne?"

"Duydun işte sana aşığım." Olacakları bildiğim için sanki biz hiç öpüsmüyormuşuz gibi Jisung'un gözlerini ellerimle kapatmıştım.

"Sen bakma, ayıp."

Sizde bakmayın çok ayıp. Neyse Chanmin de oldu ☹️💌

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayıın 💗

Bir sonraki bölümde görüşelim 💘





Konyalım Yürü / MinsungWhere stories live. Discover now