Yetimhane Müdürü

64 8 2
                                    

Kapımı çalan kişi nedeniyle uyanmak zorunda kaldım.Akşamdan kalan parlatıcı yastığa bulaşmıştı.Dün öylece atmıştım kendimi yatağa ve bu her yerden belliydi.

Zorla ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm.Açtığımda yetimhaneden bir çocuk gelmişti."Efendim"dedim sesimin uyandığımdan beri daha yeni çıktığını fark ettim.Tırtıklı sesim çocuğun biraz kaşlarını çatmasına neden olsada konuşmaya başladı"Rehberlik hocası herkesi konferans salonuna bekliyor"kaşlarımı çatarak"Peki geleceğim"dedim."Tamam" diyerek arkasını döndü ve gitti.Kapıyı kapattım.Üzerimi değiştirmek için kardolaba yürüdüm.Dünden kalan kıyafetlerimi görünce dünkü olay moralimi bozdu.

Merdivenlerle üst kattaki konferans salonuna doğru çıktım.Üçüncü sıralarda ki Burak'ı gördüm.Oda içeri girince bana bakmaya başladı.Arkadaşlarına birşeyler söyledi sonra başını diğer yöne çevirdi.En arkaya geçtim ve yerleştim.Çok önemsemesemde neden çağrıldığımız biraz meraklandırdı.Rehber hocası konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz çocuklar.Kısa keseceğim.Bugün sizi çağırmamızın nedeni Yurdumuzun müdürünün değişmesi.Yeni müdürümüz Rüzgar Bey"eliyle kapıyı işaret etti.İçeriye 1.87 boylu Simsiyah sadece alnına uzanan saçları kıvırcık olan,yeşil gözlü ve takım elbiseli bir adam girdi.Beni şaşırtan müdürün bu kadar genç olmasıydı.O kadar rahattı ki sanki şuan birisi silah uzatsa sakinliğini koruyacak gibiydi.Ne gülümser nede ciddi değil gibiydi.Konuşmaya başladı."Merhaba.Burayı benim babam aldı ve benim başa geçmemi rica etti.Böyle konuşmaları ne severim nede konuşabilirim.Sizin yaşlarınızdayım ama üniversiteyi okumadım.Daha temiz disiplinli bir yurdu yöneteceğime emin olabilirsiniz."o kadar güzel konuşmuştu ki şaşırmama neden oldu.Artık yetimhanenin disiplinli ve temiz olacağını duymak bir garip gelmişti ve o sesi,sesi...Resmen beni benden almıştı.O kadar güzel bir sesi vardı ki yumuşak ama bir o kadarda ciddi.20-24 yaşlarında bir adamdı, daha doğrusu müdürdü.

Öğrencilerin hepsine baktı tertiplerine düzenlerine.Sanki hissetmişim gibi içinden 'Tertipi düzeni ben vereceğim'der gibi bakıyordu etrafa ve o gözler...Yemyeşil gözleri bana döndü bana kimseye bakmadığı kadar uzun baktı.Beni süzdü daha sonra kaşlarını çattı.Tekrar gözlerime baktığında gülümsedim.Ama o hiçbir şey yapmadan kaşlarını düzeltti ve yine öğrencilere bakmaya devam etti.Herkes şaşkınlığıyla Rüzgar'a baka-
Ne diyorum ben?Ne saçmalıyorum.Gözleri güzel felan değil hele o sesi...İyice saçmaladığımı fark ettim.Herkes şaşkınlıkla Rüzgar müdüre bakarken ben ayağa kalktım ve konferans salonundan çıktım.Odama indim ve biraz test çözdüm.Öğle yemeği saati geldiğinde odadan çıktım merdivenlerden inerken yüksek sesli bir kargaşa olduğunu fark ettim.Adımlarımı hızlandırıp aşağıya indim.Burak kavga ediyordu belli ki çünkü sürekli küfürler savurup duruyordu.Çocuğa sinirle bağırırken boğazında ki damarlar gözüküyordu.İki çocuk Burak'ı tutmuş çocuğa gitmesini engelliyorlar diğer çocuğu ise kimse tutmuyordu çünkü sürekli"Ben bir şey yapmadım"diyerek başını öne eğiyordu."Neler oluyor?"dedim yüksek sesle.Bazı kişiler bana döndü beni inceledi ve tekrar önlerine döndüler.Burak'ın benim sesimi duyduğundan emindim.Bana bakmadı.Beni görmezden geldi ve gerçekten bana tek değer veren insanı kaybettim hemde kendi sayemde.Sesimi duyduktan sonra gözlerini sıkıca kapattı.Derin bir nefes alarak bana doğru döndü.Gözleri bana karşı ilk defa nefretle bakıyordu."Görmüyor musun?"dedi sert ve net bir şekilde."Daha yeni geldim"dedim."Biraz daha izle o zaman,anlarsın"bu kez derin nefes veren bendim."Neden böyle davranıyorsun"evet Doğa yine cevabını bildiğin bir soru sordun Bravo!"Hatırlamıyor musun yoksa"yüzünü buruşturarak üzülür gibi yaptı"Doğru sen sadece senin için önemli olan şeyleri hatırlıyorsun değil mi?Ya da şöyle söyleyeyim.Yine cevabını bildiğin bir soru sordun.Bence sorduğun tüm soruların cevabını biliyorsun Doğa"tekrar çocuğa döndü burnundan bir nefes verdi ve çocuğa doğru yürümeye başladı.Burak'ın bu hareketini çok iyi tanıyordum çocuğa yumruk geçirecekti!"Dur"diye bağırdım ve sağ elimle omzunu tuttum."Yeter"dedim mahçup bir sesle."Lütfen Burak yeter"gözlerimin içine baktı.Öyle bir baktı ki  sanki gözlerimin içine girmişti.Yüzünü yumuşattı"Eğer çekilmemi istiyorsan bana karşı tavırlarını düzelt ve bu saçma olayı bana anlat Burak"kafasını iki yana salladı beni küçümser gibi bir bakış attı.Arkasını dönüp hızlı adımlarla üst kata çıkmaya başladı.Elim havada kaldı şaşkındım hemde çok şaşkındım.Burak hiç böyle olmamıştı hiç.Ne dersem diyeyim bana böyle bir tavır yapmamıştı.Kardeştik ve ömür boyu böyle kalacaktık.Bunu duyması onu rahatsız mı etmişti?Ama neden.

Herkes bana bakmış rezil oluşumu izliyordu.Rezil olmak.Bunu çok yaşadım  alışkınım ama ilk defa Burak beni herkesin önünde rezil etmişti.Onu bu kadar kıracak hiçbir şey yapmamıştım.Hızlı adımlarla yukarı çıkarken kolumu birinin kavradığını hissettim ve arkamı döndüğümde o yeşil gözlerin sahibini gördüm karşımda...

Daha yeni beş metre uzaklıkta gördüğüm yeşil gözler şimdi bir karış uzaklıktaydı.Şaşkınlıkla ona bakıyordum.Neden böyle bir şey yaptığını anlayamadım kaşlarımı çattım."Neden bu kadar ilgi çekicisin?"diye sordu.Bir dakika neler oluyor?"Ha?"bu kadar kaba mıydım cidden."İsmin ne?"iyice saçmalamıştı ve saçmalığının oda farkındaydı."Ne saçmalıyorsun sen"dedim alayla."Saçmalamak mı?"diye düşündü."Sence bir müdür olarak öğrencilerin isimlerini bilmem gerekmiyor mu?"dedi."Öncelikle kolumu bırakır mısınız müdür bey?"tuttuğu kolumu işaret ettim.Oda bir süre beni inceledi ve kolumu yavaşça bıraktı."Daha sonrasında orada bir çok öğrenci vardı.Onlardan birisinin kolunu tutup ismini sorabilirsin mesela değil mi?"neden şeytani bir şekilde sırıtıyordum? "İlk olarak dikkat çektiğini söylemiştim zaten.İkinci olarak orada dediğin gibi bir çok öğrenci vardı,ama burada,tek sen varsın..." Ne beni büyülemiş miydi?Tabikide HAYIR."Ben neden yolun ucunda bir ışık görüp çıkmaz sokağa gireyim?" Saçmalama Doğa etkilendin mi?Ne bir dakika tabikide hayır,belkide evet BEN NE SAÇMALIYORUM!Neden bu kadar uzatıyorsum Doğa ismini söylede bitsin şu konuşma daha fazla etkilenemezsin!"Tamam.Bir an önce söyleyeyim de odama çıkayım.İsmim Doğa" hayranlıkla bana baktı,beni süzdü "Doğa"diye tekrar etti o güzel sesiyle.Ne o güzel sesiyle mi?Ne saçmalıyorum yine ben.Gözleri güzel felan değil sesi sanki gerçekten bir Doğa'mın Rüzgarı gibide hissettirmiyor...İyice saçmaladım.

Birkaç saniye sonra gözlerimi gözlerinden ayırıp merdivenlerden çıkmaya devam ettim.Kapının kilidini açıp içeriye girdim ve BİR DAKİKA ODA NEYDİ!

Doğa'nın Rüzgar'ıWhere stories live. Discover now