Ben Seni Sandığın Gibi Sevmedim Doğa

40 7 3
                                    

Hayatım bir kurguya doğru sürükleniyordu,ya da en başından beri böyleydi.Ben kendimi beğenmiştim.Bana değer veren insanları üzecek kadar.Ben hiç olmadığım kadar kötüydüm.Fırtına 9 yıl dinmiş,ancak daha güçlü gelmişti.Neden mi?Benim yüzümden...Ablamı çok sevdim,alıp götürdüler.Annemi çok sevdim...
Ben başka kimseyi çok sevmek istemiyordum.Çünkü bunun sonu fırtınayla değil kıyametle bitecekti.

Konuşamıyordum,çünkü kendimi rezil etmiştim.Konuşamıyordum çünkü haksızdım.Konuşamıyordum çünkü aşağılıktım.

Ayağa kalktı zorlukla,hiçbir şey söylemedi.Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu,sanki son kez bakıyor gibi...
Elindeki anahtarı o kadar sıkmıştı ki gerçekten etine girmişti,ve kanamaya başlamıştı.Kanayan elini umursamadı anahtarı aldı ve kapıya doğru yöneldi.Kapının kilidini açtı kapı kulpunu aşağı indirdiğinde kapı açıldı.Tekrar bana baktı,tam gözlerimin içine,zorla gülümsedi ve "Sen nasıl istersen şirine" dedi.Ona Burak'a davranmadığım kadar kötü davrandım.Ama o sanki acı çekiyormuş da belli etmiyormuş gibiydi.İstemiyordum sanki gitmesini...Hep yanımda kalsın istiyordum.Onu tam kalbimin içinde istiyordum.17 yıl boyunca ilk defa birini hep yanımda istiyordum...

Sessiz adımlarıyla odadan çıktı ve kapı örtüldü.Nedense gözlerimi sıktım ve yaşlar düşmeye başladı.Bu kendimle bir savaş mıydı?Yoksa başka bir duygu mu?Yine bilmiyordum...

Boş kalmak istemiyordum.Boş kalırsam düşünmeme çok zaman ayrılırdı.Bunu istemezdim.

Aklıma karar vermem için üç buçuk saat kaldığı geldi.Aşağıda karar vermek istesem,yine olaylar çıkacak bu nedenle düşünmem için çok az bir zaman kalacaktı.O yüzden karar verip incektim.

Ablamı bulmak istiyor muydum?Evet tabikide,ancak bu yola çıkıp onu bulamazsam ne olacaktı.Yine beş sene boyunca depresyona mı girecektim?Zaten şuan depresyonda değil miydim?Evet...Gidecektim.Onu bulacaktım...

Hemen o numaraya yazmaya başladım;
Kararımı verdim.Çıkacağım bu yola.Ancak çıktığım bu yolda ablamı bulamazsam,bunun öcünü çok fena alırım.Beni tanıyorsunuz,ama nazik,zarif bir kız olarak.İşte benim gösterdiğim görüntü Doğa'nın çeyreği..."bu mesajı ben yazmıştım.Evet...Tüm benliğimle...

Cevap vermelerini beklemeden aşağı indim.O an fark ettim benim,olan hiçbir şey umrumda değildi.Başka bir kız yerimde olsa yataktan kalkmaz yada sahil kenarına ağlamaya giderdi,ama ben...Ben gerçekten farklıydım.Rüzgar'ında dediği gibi.Rüzgar'ında dediği gibi...

Aşağı indiğimde Burak kızla oturmaya devam etse de konuşmuyordu.Olanlar yüzünden donuktu halen.O an hiç olmaması gereken birşey oldu!Tuvaletim gelmişti ve lavoboya gitmem gerekiyordu.Bunu için karşıya geçmem gerekiyordu.Bir anda gelmişti çünkü ve bu yüzden odama çıkamazdım...İğrenmeye başladığımı fark edip Burak'a gözükmeden karşıya geçmeye başladım.Köşede ki koridordan girdikten sonra nefesimi verdim çünkü lavoboya dört metre kalmıştı.Hiç beklemediğim bir anda birisi sertçe belimden  tutup beni kızlar tuvaletinin yanında ki erkek tuvaletine soktu.O kadar güçlü ve hızlıydı ki bağırmama zaman kalmamıştı ancak şimdi bağıracaktım!

"İmd-" ağzımı açmama bile izin vermeden ağzımı kapadı sanki bağıracağımı biliyor gibi!Bu da kimdi?

Tuvaletlerden birisinin kapısını açtı ve içeriye girdik.Bir yandan ağzımı kapatan elini çimcikliyor,bir yandan da kim olduğunu görmeye çalışıyordum ancak buna izin vermeyen kemikli bir göğüs kafesi vardı!
Kapıyı kilitledikten sonra kendine yasladığı sırtımı döndürüp tuvalet duvarına yasladı ve elinin ters dönmesi üzerine,elini çevirip tekrar ağzımı kapattı.O...Neden oydu?Neden böyle bir şey yapmıştı...

Kim miydi?Neden mi oydu?Bilmiyordum...Artık onu tanımakta güçlük çekiyordum...Benim tanıdığım kişilik Burak'tı...Dört yıldır kardeşim dediğim Burak...
Onu bu kadar tanıyordum...Sadece Burak olarak...Sadece Burak...

Elini ağzımdan çekmeden sinirli ve burnundan nefes alarak sessizce konuşmaya başladı."Ya sen nesin kimsin?Ne oldu sana diye gecelerim uykusuz geçti.Saatlerce düşündüm.Saatlerce...Meğer sevgilin varmış Doğa!" yavaşça elini ağzımdan çekti."Sen ne saçmalıyorsun ya?Ne sevgilisi?Rüzgar benim sevgilim felan değil!" kahretsin.Kahretsinn!!Yine Rüzgar dedim..."Rüzgar...Rüzgar'lar..." diye tekrar etti."Hadi ona inanacağımda...Lan,lan Rüzgar diyorsun daha dün gelmiş bir müdüre!Bir gün de ne oldu Doğa?Ne yaşadınız?" ne diyordu bu Burak! "KES SESİNİ!" dedim.Yüksek sesle konuşmam tekrar ağzımı kapatmasına neden oldu. "Sessiz ol Doğa" dedi,sinirli ama sessiz bir şekilde.Halen burnundan nefes alıyordu.Tekrar ağzımı açtı. "Ne yaşayabiliriz ya?Sevgilim felan değil o adam tamam mı?Ne yaşamamızı bekliyorsun...?Ben senle dört sene geçirdim Burak.Kardeşler gibi büyüdük seninle..." dedim,gözlerimin dolduğunu hissederek,ve bu kez suyun bile akmasını durduran bir şey...Burak konuşmaya başladı.

"Senin de dediğin gibi Doğa,seninle seneler geçirdik...Sen kardeşler gibi diyorsun ama ben seni sandığın gibi sevmedim Doğa...Sen beni kardeşin olarak gördün...Bende seni..." durdu.Bende seni kardeşler gibi seviyorum diyecekti sanki ama durdu...Sanki bu sözü söylemek onun hayatının hatasını yapardı...Sanki başka bir şey söylemek istedi...Ben Burak'ın başka bir şey söyleyeceğini düşünmemiştim ama devam etti,dört senelik toplayamadığı cesareti toplar gibi bir nefes çekti,sanki dört senedir konuşmak istediği şeyi konuşuyordu...
"Bende seni dört senedir..." yutkundu."deliler gibi bir aşkla sevdim Doğa..." su durdu,zaman durdu,bu kez sadece benim değil Burak'ında kalp atışları durdu.Organlarım çalışmayı bıraktı,Dünya da dönmeyi...

Bu kez konuştum,konuşabildim "Ne?!" kaşlarımı çatarak sadece bunu söyleyebildim.Sadece...Sonrasın da ise bacaklarımı kullanamadığımı,göz kapaklarımında 17 senedir yaşadığım acılar yüzünden kendini bıraktığını hatırlıyordum sadece...Gerisi ise sadece karanlık...

Doğa'nın Rüzgar'ıWhere stories live. Discover now