BÖLÜM 39

11.8K 542 30
                                    


 

  
Merhaba arkadaşlar kızlarımın hastalığı dolayısıyla bu bölümü atmakta biraz geciktim.

O yüzden size her zamankinden daha uzun bir bölümle geldim.

Satır aralarında yorum yapmayı ve yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 💙

Keyifli okumalar diliyorum 🍀🍀

Olayların üstünden nerdeyse 2 hafta geçmişti, bu süreçte Ayaz abim eve hiç gelmemiş sürekli hastanede kalmıştı.

   
Ona kızmıyorum beni korumak isterken benden vazgeçmişti zaten canımı yakanda buydu benden vazgeçmis olması.

    

Kızgınlık olsaydı hissetiğim geçerdi ama ben ona kırılmıştım.

  
Elimdeki kahve bardağıyla oynamamı bölen sesle bakışlarımı sevdiğim adamın yüzüne çevirip " anlamadim hayatım" diyerek aslında onu dinlemediğimi belli ettim.

  
"Yavrum aklın nerede senin, Ayaz'ı mı düşünüyorsun?" Merakla sorduğu soruya "nasıl düşünmeyeyim kaç haftadır eve geldiği yok annemde sürekli merak ediyor, hem söylesene gelip kendini affetirmesi gereken yerde neden kaçıyor?"

 

"Ayaz'ı tanıdım tanıyalı böyle haklı da olsa haksız da olsa yaptığı hatanın cezasını hep kendine keser, hem gerçekleri bildiğini bilmiyor ki gerçi bilse daha fazla utanır" evet doğruydu söyledikleri ama ne olursa olsun o benim abimdi.

   
Bunu düşününce o gün söylediğim lafın ağırlığı bir kez daha çöktü üstüme ona abi değilde "Ayaz Demir" demiş yüreğinin parçalanmasına sebep olmuştum.

  

Gözlerimin dolduğunu hissedince bulunduğum göğüsten uzaklaşıp elimdeki bardağı masaya bırakarak
"Devran ben sana söylemedim ama ben o gün o sinirle abimin kalbini kırdım, acaba o yüzden mi gelmiyor" diyerek kendimi açıklamam için gözlerime bakan adama diktim gözlerimi.

      
"Ne yaptın güzelim? gerçi ne yapmışsan olayları bilmeden yapmışsın"

    
"Ona abi değilde ismiyle hitap ederek ağır konuştum" kucağımdaki ellerimin parmak kenarlarını yolarak içime çöken sıkıntıyı gidermeye çalıştım.

   
Devran elimi tutup tek tek parmak uçlarımdan öperek " yapma böyle güzelim, zarar verme kendine" diyerek bu sefer tuttuğu elimi avucumun içinden öperek beni kendine çekip alnımdan öptü.

  
Devranla konuşmak, onun beni daha ağzımı açmadan gözlerime bakarak anlaması bu hayatın bana en güzel hediyesi olduğunu düşündürüyordu.

   
Devranın odasının kapısı çalınca geri çekilip bıraktığım bardağı elime almamla devranın ' gel' komutu eş zamanlı oldu.

 
İçeriye önce Su ardından abim girince " hadi çıkalım artık, yengemler savaşlara geçmiş" diyen Su sayesinde saatin geç olduğunu farkedip ayaklandım.

  
Hep beraber bizim eve geçtiğimizde kapıyı çalmak için kalkan elim havada kalmış kapıda Ayaz abimle karşılaşmıştık.

  
Savaş abim o gün odama yanımıza gelince kapıdan duyduğu konuşmalarla herşeyi öğrenmişti.

  
Ayaz abimin yanına gidip hesap soracağını anladığım an "dur abi yapma, arkanızı dönmeyin ona" diyerek engellemeye çalışmıştım.

   

AYLİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin