'16

33.1K 1.7K 114
                                    

yine basladim yazmaya bakalim ne zamana kadar yazacagim

.....

Alp kucağındaki bebeği bana sanki bir peçete uzatıyormuş gibi uzattığında içgüdüsel olarak bebeğe zarar gelmemesi için bebeğe uzandım.

"Ne yapıyorsun Alp?" Bebeği yavaş hareketlerle aldım Alp'ten. "İyi ki geldin Nilay. Ben ne yapacağım bilmiyorum."

"Senin mi çocuğun?"

"Yuh! Hayır! Ne çocuğu? Gencim ben daha. Komşumun çocuğu. Komşum kapıyı çaldı. Eşim rahatsızlandı hastaneye gitmem gerekiyor çocuğu emanet edebileceğim kimse yok dedi. Bıraktı çocuğunu gitti."

"Tamam, anladım. Ben ne alaka?"

"Ben çocuk bakmayı bilmiyorum." Alp'in bu dediğine sinirle güldüm.

"Ben sekiz tane çocuk büyüttüm çünkü! Alp beni gecenin bu saatinde neden çağırdın? Korktum birde sana bir şey oldu diye! Aklım çıktı!"

Alp bir kolunu kapıya yaslayıp hafif bana doğru eğildi. "Sen beni mi merak ediyorsun? Benim için korktun mu?"

Ayağımla bacağına hafifçe vurdum. "Kendine gel. Ben ne diyorum sen ne diyorsun!" Kucağımdaki bebek ağlamaya başlayınca ne yapacağımı bilemedim. Ağlaması gittikçe şiddetlenmeye başlayınca korktum.

"Alp ne yapacağım?"

"Bilmiyorum. İçeri gel önce." Sonunda akıl edebilmişti içeri davet etmeyi. İçeri girer girmez önce ayakkabımı çıkardım. "Ayakkabını çıkarmana gerek yok."

"Kucağımda bebek varken topuklu ayakkabıyla yürüyemem." Neden topuklu ayakkabı giydiysem zaten.

"He, tamam ama terlik yok."

"Sorun değil." Yönlendirdiği yere yürüdüm. Büyük bir salon karşıladı beni. Hemen ilerleyip gördüğüm ilk koltuğa bıraktım bebeği.

"Alp bu bebek hala ağlıyor."

"Evet, görüyorum." Koluna vurdum hafifçe. "Bir şey yap o zaman."

"Bir şey yapamadığım için seni çağırdım."

"Niye ben? Yani ne alaka? Ben bebek bakmaktan ne anlarım?"

"Geçen gün kafede bir bebekle oynamıştın. Gayet anlaşmıştınız. Ondan aklıma sen geldin."

Kaşlarımı çattım. "Ne? Ne zaman?"

"Hani çocuğa çarptın, düştü." Şimdi hatırlamıştım. Alp'in siniriyle yanlışlıkla bir bebeğin sandalyesine çarpmıştım ve oda düşmüştü.

"Oha Alp! Yani düşürdüğüm çocuğu görerek yani zarar verdiğim bir çocuğu görerek bir başka çocuğa iyi bakabileceğimi mi sandın?"

"Böyle söyleyince mantıksız oldu ama evet. Aklıma sadece sen geldin."

"Of Alp! Tamam, sakinim. Düşünüyorum. Ne yapacağımızı düşünüyorum. Önce çocuğu susturmalıyız."

"Evet, bence de. Neden ağlıyor acaba?"

"Bilmem ki. Aç mı acaba?" Alp'e döndüm. Bir cevap vermesini bekledim ama o bilmediğini ifade etti mimikleriyle.

"Nilay, altına yapmış olabilir mi?"

"Bilmiyorum ki. Nasıl bakacağız?"

"Koklasana." Histerik bir kahkaha attım. "Alp! Sen beni gece gece bir bebeğin bokunu koklayayım diye mi çağırdın?" Bu dediğim Alp'e de komik gelmiş olacak ki oda kahkaha attı.

"Tamam, haklısın. Dur ben koklarım." Alp koltuğa eğilip ağlayan bebeğin poposunu kokladı. Derin bir nefes çekti içine. Önce yüzünü ekşitti ama sonra gülümsemeye başladı. "Mis gibi kokuyor valla."

"İyi bari. Annesi mi bıraktı sana babası mı?"

"Babası."

"Çanta falan vermedi mi?"

"Verdi." Alp salondan çıktı çantayı getirmek için. Bende hala ağlayan ama artık o kadarda şiddetli ağlamayan bebeği kucağıma aldım. Nasıl tutmam gerektiğini bilmiyordum ama her şey içgüdüsel olarak ilerliyordu. Koltuğa oturdum ve bebeği yüzü bana bakacak şekilde kucağıma aldım. Kafasını göğsüme koydum ve hafifçe sırtını okşadım. Yavaş yavaş ağlaması durmuştu.

Alp elinde çantayla içeri girdi. "Susturmuşsun."

"Nasıl yaptım bilmiyorum."

"Bak, gördün mü? İyi ki çağırmışım seni."

"Bu kadar erken konuşma."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.....

alpcim Nilay bakici falan mi saniyorsun???

Bir Kedi Meselesi | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin