'49

11K 717 460
                                    

.....

Dora'yla buluşup bir gece kulübüne gitmiştik. Sarhoş olmayacak kadar içip biraz eğlendikten sonra taksiyle eve dönmüştük. Hafta sonunu evde Dora ve Niloya'yla geçirdim. Bol bol dinlediğim bir hafta sonu olmuştu.

...

Pazartesi günü

Bugün Görkem'in mekanında son günümdü. Egemen abim bir toplantı için Çağan'ların şirketine gideceği için arabasını alamamıştım. Bende taksiyle gittim Görkem'in yanına.

Görkem'le tamamlanan mekanı gezdik. Her şeyi çok beğendiğini söyleyip duruyordu. "Özellikle odamı beğendim. Sürpriz olduğu için sanırım. Lavinia için ayırdığın köşe çok hoşuma gitti."

"Lavinia?"

"Kedim." Görkem'in kedisine bu denli şiirsel bir isim vereceğini tahmin etmezdim. "İsmi çok güzelmiş. Sen mi koydun?"

"Evet, çok sevdiğim bir şiirden."

"Evet biliyorum şiiri."

"Seninde bir kedin varmış sanırım. Öyle duydum."

"Evet, Niloya."

"Oynayalım doya doya." Söylediği şarkıya kahkaha attım. "Çizgi filmde mi izliyorsun?"

"Küçük kardeşim sağ olsun. Güncel çizgi filmlerden haberdarım. Bir kedin mi var sadece?"

"Evet, senin?"

"Lavina iki ay önce doğum yaptı. 4 yavrusu var şimdi. Sahiplendirmeye çalışıyorum."

"Henüz hiçbirini sahiplendiremedin mi? İki ay olmuş."

"Kimseye güvenemedim. Kıyamıyorum. Çok tatlılar, bir görsen." Biraz daha sohbet ettikten sonra işimiz bittiği için çıktık mekandan. Arabayla gelmediğimi bildiği için beni bırakmak için ısrar etti. Kıramadım. Birlikte arabaya binmiştik.

"Nereye gideceksin?"

"Şirkete gideceğim. Sana da zahmet oluyor."

"Hayır, öyle düşünme lütfen." Biraz ilerledikten sonra telefonu çaldı. Kulaklığını takıp cevap verdi aramaya.

"Nasıl olmuş? İyi mi şimdi?" Görkem direksiyonu kırıp U dönüşü yapmıştı.

"Tamam Okan, geliyorum ben."

"Görkem bir şey mi oldu?"

"Kardeşim düşmüş. Kafasını kırmış sanırım bilmiyorum. Kusura bakma seni bırakamayacağım. Eve geçince bir taksi çağırırız olur mu?"

"Yok sorun değil. Dert etme sen. Kardeşin iyi olsun da."

"Yine ne yaramazlık yaptı da kafasını kırdı acaba?"

"Ciddi bir şey yoktur muhtemelen. Hastane yerine evde olduğuna göre."

"Okan hastaneye götürmüş. Şimdi eve geçiyor." Yaklaşık 20 dakika sonra Görkem'in evinin önündeydik.

Görkem hem bir an önce eve gitmek için acele ediyor hem de beni yalnız bırakmamak için bekliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görkem hem bir an önce eve gitmek için acele ediyor hem de beni yalnız bırakmamak için bekliyordu. Bende arabadan inince bahçe kapısından hızlıca içeri girdi. Kapıyı çaldı. Çok geçmeden açıldı. Okan önünde kediyle kapıyı açmıştı. Evet, önünde. Sweatshirtünü ters giymiş şapkasına yavru bir kedi koymuştu.

"Nilay'la ilgilenir misin?" Görkem hızla merdivenleri çıkıp üst kata gitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Nilay'la ilgilenir misin?" Görkem hızla merdivenleri çıkıp üst kata gitti.

"İçeri gelmez misin?"

"Aslında ben gidecektim... Gerçi buraya kadar gelmişken Görkem'in kardeşini görmeden gidersem ayıp olur. En azından geçmiş olsun diyeyim."

"Bence de. Gel, Arda'nın yanına gidelim."

"Kardeşi mi Arda?"

"Evet." Okan'la birlikte üst kata Arda'nın odasına çıktık. Görkem, kardeşinin araba figürlü yatağına oturmuş kardeşini kucağına almıştı. "Sen niye öptün kızı?"

"Arkadaşımla iddiaya girmiştim."

"Kimseyi izni ve isteği olmadan öpemezsin."

"Ama abi..."

"Aması yok. Eğer öpersen böyle taşı yersin kafana."

"Acıyor ama." Görkem kardeşinin bandajla sarılı kafasını öptü hafifçe. "Yaptığın yanlışın farkına varınca acısı diner." Resmen örnek bir ebeveyn gibiydi. Arkaları bize dönük olduğu için bizi fark etmemişlerdi. Bizi fark etmelerini sağladım. "Merhaba!" İkiside aynı anda döndü.

"Sen gitmedin mi?"

"Gidecektim aslında sadece geçmiş olsun demeye geldim. Gelmese miydim?"

"Çok özür dilerim, öyle söylemek istemedim. İyi ki geldin tabii ki..." Bu sahne bana bir yerden tanıdık gelmişti...

Görkem devam etti. "...Sadece gidersin sanmıştım. Yoksa benim canıma minnet."

"Sen kimsin?" dedi Arda bana. Tanımadığı birini görmek onu rahatsız etmişti anlaşılan.

"Benim bir arkadaşım, Arda."

"Evet, abinle arkadaşız. Durumunu öğrenince sana geçmiş olsun demek istedim. İyi misin?"

Arda benden hala rahatsızdı ama yine de kibardı. "Biraz acıyor ama iyiyim. Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Ben gideyim en iyisi. Dediğim gibi, sadece geçmiş olsun demek istemiştim."

"Aslında bir şeyler ikram etmek isterim." Görkem kibarlık ediyordu ama kardeşiyle yalnız kalması daha iyi olurdu.

"Yok, gideyim ben."

"En azından çay içelim." Okan'da teklif edince çok kalmamaya karar verip kabul ettim.

"Peki."

Biz Okan'la aşağı iniyorken karşımda Aden'i gördüm. Alp'in arkadaşı Aden. "Aden?"

"Nilay?" Okan'ın bakışları ikimizin arasında gidip geldi. "Siz tanışıyor musunuz?"

"Evet, Alp tanıştırmıştı aşkım." Aden Okan'a aşkım mı demişti?

"Aşkım mı?"

"Evet, Aden benim kız arkadaşım."

.....

Okancılar seri zort apxnwoxjwokxslkdkd

of ben yine ne yazdım böyle neyse en azından seçenek sayısı 3e indi ğanxwpxnwlms

sizce Okan Aden'i aldattı mı yoksa hiç Nilay'dan hoşlanmadı mı???

Görkem'i daha yakından tanıdık onun hakkında ne düşünüyorsunuz??

arkadaşlar bu bölümde sınır koymayacağım 9 Haziran'da sunumum olduğu için bir günlük bir ara vereceğim müsait olur olmaz yeni bölümü atarım

oy vermeyi 🌟 ve yorum yapmayı 💬 unutmayınn seviliyorsunuz 😻🥰

beni takip etmeyi ve diğer kitaplarıma göz 👀 atmayı unutmayınnn

Bir Kedi Meselesi | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin