Bir Kedi Meselesi | Yarı Texting

'41

yeni bölüm beklerken diğer hikayelerime göz atabilirsiniz 😽

yaa kedi yemek neden haram nedennnn ben bunun patilerini yemek istiyorummmm

.....

"Dora hele bi eve geçelim, seni döveceğim."

"Ya ben ne yaptım? Olayları üstünkörü anlatan sensin."

"En azından beni dinlemeliydin."

"Şu son çocuk gelene kadar her şey gayet iyiydi." Evin önüne geldiğimizde güvenlik görevlisi otomatik kapıyı açtı. Arabayı bahçeye park edip indim. "Benim çantamı da al ki seni az döveyim."

Dora iki çantayıda alıp indi arabadan. Eve doğru koşar adımlarla gitti. Benden kurtulabileceğini sanıyordu. Bende peşinden koştum. Yaklaşır yaklaşmaz poposuna bir tane vurdum. "Bir daha benim sözümden çıkmayacaksın!"

"Ya imdat ya!" Tam eve ulaşacakken kapı açıldı. Egemen abim yine siyah takımıyla karşımızdaydı. Dora koşup Egemen abimin arkasına saklandı. "Egemen bir şey yap. Nilay beni dövüyor."

"Oh! Aferin kızım, benim içinde döv." Dora arkadan abimin omzuna vurdu. "Dora salak mısın? Bana vuracağına Nilay'a vursana.

"Olmaz, Nilay'a vuran elim taş olur." Hemen yumuşamıştım. "Yaa! Gerçekten mi?"

"Tabi kızım, aşığım diyorum sana anlasana." Egemen abim bana doğru yürüdü. "Ne haliniz varsa görün. Nilay arabamın anahtarını verir misin? Dışarı çıkacağım." Elimdeki anahtarı abime uzattım. Anahtarı almak yerine elimi tutup kolumu çekti kendine.

"Koluna ne oldu?" Allah kahretsin! Neden gizlememiştim? Kurtarıcı meleğim Dora kendini siper etmişti bana. "Ben şakalaşırken yaptım. O yüzden dövüyor zaten beni."

"İyi ki dövüyor o zaman."

"Pislik işte ne olacak!" Dora abime bir şey belli etmediği için onu affetmiştim hemen. Odama geçmiştik ve olan biten her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştım.

"Yani şu Alp'i bugün öyle görmeseydim masum bir melek derdim."

"Onda beni tedirgin eden bir şeyler en başından beridir vardı."

"Üçüncü göz olarak söylüyorum, ben Alp'i bu gün bu şekilde görmemiş olsaydım sizi evlendirmeye kalkabilirdim. Senin için çok uğraşmış. İzmir'e bile sorgusuz sualsiz gelmiş. Bir de ben Görkem'in mafya olduğunu sanmıyorum."

"Odası silahlı adamlarla doluydu."

"Sanki Barbaros abinin silahlı adamları yokmuş gibi konuşma. İş adamları için bu bir gereksinim gibi bir şey. Sen benden daha iyi bilirsin."

"Orası öyle ama ikiside benden uzak olsun istiyorum."

"Okan'dan neden hiç bahsetmiyorsun?" Kaşlarımı çattım. "Okan ne alaka Dora?"

"Ne demek ne alaka? Seni arabandan tanıyıp geldi ve ne olduğunu sordu. Sonra seni mekana davet etti, sonra seni Alp'e karşı korudu." Hiç böyle düşünmemiştim. Bu beni Alp'e karşı ikinci koruyuşuydu.

"Hepsi uzak olsun bana."

"Of keşke bana yakın olsalar." Kahkaha atıp yatağımdaki yastığı fırlattım Dora'ya. "İki dakika ciddi kalamıyorsun!"

.....

Pazartesi sabahı

Her sabah olduğu gibi yine hep birlikte kahvaltı yaptık. Bugün Kardelen'in doğum günüydü ama hepimiz unutmuşuz gibi yapıyorduk. Klasik taktik işte ama çocuklarda işe yarıyordu. Kahvaltıdan sonra abimlerle birlikte işe geçtik.