'20

31.2K 1.5K 391
                                    

.....

"Nilay! Sende mi buradaydın?" Alp'in burada oluşu bir tesadüf mü bilmiyorum ama eğer tesadüfse çok kötü bir tesadüf. İşten onun yüzünden kovulduğum için çok sinirliydim ona. "Gördüğün gibi. Buradayım." Abime döndü. Elini uzattı yüzünde bir gülümsemeyle.

"Ben Alp. Nilay'ın..." Ne diyeceği belli olmaz diye ben getirdim cümlenin sonunu. "Arkadaşım." Abim Alp'in uzattığı eli sıktı. "Egemen, abisiyim."

"Memnun oldum Egemen."

"Bende memnun oldum. Oturmaz mısın?" Gözlerim açıldı. Hızla Alp'e döndüm ve kaşlarımı yukarı kaldırdım. Bizimle oturması isteyeceğim son şey olur. Alp beni görmesine rağmen abimin teklifini kabul etti ve yanıma oturdu.

"Sen tek başına mı geldin Alp?" dedim sinirle.

"Hayır, bir arkadaşımla geldim Nilay'cığım."

"Arkadaşını neden yalnız bıraktın o zaman Alp'ciğim?"

"Doğru söylüyorsun, onuda çağırayım değil mi?" Abime döndü. "Bir sorun olur mu Egemen?" Abim bana baktı. Kaşlarımı kaldırdım olumsuz anlamında. "Olmaz, gelsin oda tabi."

Alp birkaç masa ötedeki arkadaşına eliyle yanımıza gelmesi gerektiğini söyledi. Alp'in yaşlarında fazlaca alımlı bir hanımefendiydi. Sarı saçları o yürüdükçe rüzgar bile olmayan kapalı bu yerde dalgalanıyordu. Önce abime uzattı elini. "Merhaba ben Aden."

"Egemen." Bu seferde manikürlü ama ojesiz ince ve uzun parmaklı elini bana uzattı. "Aden." Çok samimi ve içten gülümsüyordu. istemeden de olsa onu görünce bende gülümsedim. "Nilay." Aden Egemen abimin yanına, Alp'in karşısına oturdu. Kızın güzelliğinden resmen etkilenmiştim.

Yarısına geldiğimiz kahvaltıya Alp'lerle birlikte tekrar başladık. Birlikte kahvaltı yaparken çok konuşmadık. Abim kahvaltıdan sonra birer Türk kahvesi içmeyi teklif etti. Birlikte Türk kahvesi içerken sohbet gittikçe koyulaşıyordu.

"Sen ne işle meşgulsün Alp?"

"Ben, şey... Şey ya... Serbest meslek." Her ne kadar engel olmaya çalışsamda sesli güldüm. İşsiz oluşunu dürüstçe söyleyememesi komikti. Dikkatler bana çekilmişti. "Sen ne işle uğraşıyorsun Nilay?" Aden sormuştu.

"Ben işsizim. Dün kovuldum. Taze daha."

"Ah! Çok üzüldüm." Bu kız çok mu içtendi yoksa çok iyi bir oyuncu muydu bilmiyorum ama ben üzüldüğüne inandım. Alp oturduğu sandalyede oturuşunu biraz bana doğru çevirdi. "Neden kovuldun?" Bende oturuşumu biraz ona doğru çevirdim. Alp'in üzerine alınması için fazlasıyla imalı ama Aden'in ve abimin anlayamayacağı kadar düz bir ses tonuyla konuştum. "Geç kaldığım için." Alp'in asılan suratı içimi biraz olsun rahatlatmıştı.

"Neyse ki bundan sonra çalışmasına gerek kalmayacak."

"Abiciğim bunu biz kendi aramızda mı konuşsak?"

"Sadece bir iş için üzülmemen gerektiğini hatırlatıyorum." Abime bir öpücük gönderdim. Canım abim, sen olmasan, ben ne yapardım? Diye şarkı söyledim içimden. Aden'e döndüm. "Sen ne işle uğraşıyorsun?"

"Küçük bir kafe işletiyorum."

"Ne güzel." Biraz daha sohbet edip ayrıldık. Buraya abimin arabasıyla gelmiştik. Abim toplantıya gittiği için ben eve metroyla gitmek zorunda kaldım. Normalde kahvaltı yapıp yine abimin evine geçecektik. Alp'ler gelince sohbet uzamıştı ve yetişememiştik. Önce abimin evine gittim. Oradan arabamı alıp evime geçtim.

.....

Akşama doğru zil çaldı. Abimin geldiğini düşünüp kim olduğuna bakmadan açtım. Alp gelmişti.

Bir Kedi Meselesi | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin