olaylar elimde olmadan çok yavaş ilerliyor
geçen bölüm Alp'in evini koymamışım şimdi koyuyorum
.....Güneşin gözlerimi yakmasıyla uyandım. Uyandığım ilk birkaç saniye hiçbir şey anlamadım ama ben Alp'in evinde uyumuştum!
Hızlıca uyuduğum koltuktan telefonumu alıp saate baktım. Saat öğlen 11.00'di. "Allah kahretsin! İşe geç kaldım."
Uyuduğum koltuğun karşısındaki koltukta Alp uyuyordu. Aklıma bebek gelince hemen Alp'in odasına koştum. Bebek yoktu. Salona geçip Alp'i uyandırmak için Alp'e seslendim. Uyanmayınca yanına gittim. Hafif omzundan sarsıp yine ona seslendim. Seslenişime uyanmadı ama yaklaşıp dokunmamla anında gözlerini açtı. Aynı anda eliyle ona dokunduğum elimi tuttu sıkıca. O kadar sıkı tuttu ki elimi acıdan ağzımdan "Ah!" diye bir inleme çıktı. Yine aynı şekilde ani bir hareketle elimi bıraktı.
Uykulu sesiyle konuşurken ışığa alışamamış olan gözlerini ovuşturdu. "Özür dilerim. Askerlik zamanından kalan bir hassasiyet."
"Elim acıdı."
"Gerçekten özür dilerim. İsteyerek yapmadım."
"Tamam sorun değil. Bebek nerede?"
"Gece ben çıktım ya komşuları aramaya onlarda yeni gelmişlerdi. Adama eşini evine taşımasında yardım ettim sonrada gelip bebeği aldı. Ben eve geldiğimde uyumuştun. Bende uyuyakalmışım burada."
"İyi. Ben gitmeliyim." Bir cevap beklemeden evden çıktım. Ben arabaya doğru yürürken Alp'in sesini duydum arkamdan. "Görüşürüz."
'Umarım görüşmeyiz.' diye geçirdim içimden. Alp'te beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Onu duymazlıktan gelip arabama bindim. Önce eve uğrayıp üstüme başıma çeki düzen verdim. Sonra işe gittim.
Şirkete gittiğimde saat 13.30'du. Hızlı hızlı Cevdet Bey'in yanına gittim. Gittiğimde beni görünce suratı asıldı. "Çok özür dilerim Cevdet Bey, ben..."
"Özür dileme, Nilay. Kovuldun. Çalıştığın sürece kazandığın parayı muhasebeden almayı unutma." Kapıyı göstererek "İyi günler." dedi.
"Ama Cevdet Bey, bir dinleseniz. Ben..."
"Kovuldun Nilay. İyi günler." Hayallerimin mesleğini Alp yüzünden kaybetmiş olmak can sıkıcıydı. Zorunlu bir kabullenişle başımı salladım. "Peki, iyi günler." Muhasebeye uğramadan çıktım şirketten. Eve uğramadan önce deniz kenarına indim. Boş banklardan birine oturdum.
Ciddi anlamda canım sıkılmıştı. Her zaman yaptığım gibi iyi tarafını düşünmeye çalıştım. "Hem zaten sabahları uyanamıyordum, iyi oldu. Cevdet beni kovmasa ben istifa ederdim. Ayrıca benim mis gibi mimarlık diplomam var. Ben niye köle olmak istiyorum? Evet ya, mimarım ben." Bir süre kendimi teselli ettikten sonra Egemen abimi aradım. İşten kovulduğumu benden duysa iyi olurdu.
"Efendim?"
"Naber abi? Nasıl oldun?"
"İyiyim galiba. Yarın sizin orada toplantım var. İyi olmam lazım."
"Aa! İstanbul'a mı geliyorsun?"
"Evet, birkaç gün kalacağım." Kovuluşumu yüzyüze anlatmaya karar verdim. "Nerede kalacaksın? Ne olur bende kal, lütfen. Sakın otelde kalacağım deme."
"Nilaycığım, ben hastayım ama senin kafa gidik. Benim orada zaten evim var, biliyorsun. Evimde kalacağım. Sen gelirsin bana. Hastayım bana bakarsın."
"Ne olur yani benim evimde kalsan? Ölür müsün?"
"Senin evinin kirinden miktobundan ölürüm tabi."
"Hiih! Yalancı!"
"Kandır kendini sen, pislik." dediği şeye güldüm. Pasaklı bir insan değildim. Sadece üşengeçtim. Bu yüzden evim her zaman temiz ama dağınık olur.
"Tamam, hastasın diye seninle tartışmayacağım. Yarın gelince ara beni olur mu?"
"Tamam, ararım. Görüşürüz Niloş."
"Görüşürüz." Telefonu kapattıktan sonra bir pastaneden kocaman bir pasta alıp eve geçtim. Şimdi sırada bu pastayı yiyip işten kovulduğum için depresyona girme vaktiydi. Gün boyunca Alp birkaç kez aradı ama cevap vermedim. Birkaç mesaj attığınıda bildirim çubuğunda görmüştüm ama mesajları okumadım. Alp'le bir süre, uzun bir süre görüşmezsem çok iyi olacaktı. Hatta mümkünse hiç görüşmesem çok çok daha iyi.
.....
canım pasta çekti off
oy vermeyi unutmayınn⭐🌟⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kedi Meselesi | Yarı Texting
Teen FictionNilay: niloyaaaa Nilay: nerede buldunuz Nilay: bana ulaştığınız için çok teşekkür ederim Nilay: sizden nasıl alabilirim Nilay: neredesiniz 05*********: Onun adı artık niloya değil ve artık benimle kalacak Nilay: anlamadım? Nilay: benim kedim o Nila...