0.1

1K 55 85
                                    

"Bence bir tatili hakettik, nasıl fikir Bucky?"

Bucky elindeki kadehi sıkarken kafasını iki yana salladı. Sam, sadece onu olayı daha fazla kurcalamasın diye buradan uzaklaştırmaya çalışıyordu, bunu biliyordu.

"Hâlâ aynı konuyu mu düşünüyorsun?" diye sordu Sam bıkkınlıkla. Daha affedileli fazla zaman olmamışken kendini ömür boyu parmaklıklar ardına attırmak istiyordu bu deli adam.

"Sence?" diye tersledi Bucky. "Bir yeğenim olduğunu öğreneli bir hafta olmadı ve birden daha onu göremeden öldürüldüğünü öğrendim. Kimse bir şey söylemiyor ve gayet sağlıklı olan bir kadının durduk yere şiddetli bir kalp krizi geçirdiğine inanmamı bekliyorlar!" diye sinirle konuştu. Her şey çok saçmaydı ve daha doğru düzgün bir açıklama yapmazlarken bu konuyu kurcalamayı bırakmasını istiyorlardı.

"Daha tanımadığın birisi için affını mı yakacaksın?"

Bucky hayal kırıklığıyla ona döndü. "Senin bir ailen var Sam, anlayamazsın. Sahip olduğum herkesi kaybettim ve onu bulursam bir ailem olabileceğini düşünmüştüm."

"Ben varım." dedi Sam hüzünle. O Bucky'yi ailesinden görürken onun böyle düşünmeme ihtimali canını sıkmıştı.

"Ben senin dostunum, Sam. Ne kadar öyle düşünsen de Sarah ile beni bir tutamazsın."

Sam Bucky'nin de haklı olduğunu anlayarak sustu. Ama yine de arkadaşının hapse girip zaten pişmanlıklarla geçen hayatının bir diğer yarısını da karartmasına izin vermeyecekti.

"Anlıyorum," dedi bu yüzden. "Ama yapacak bir şeyin yok. Hiçbir şey onu geri getirmeyecek, tıpkı Steve'i getirmediği gibi." bu söylediğiyle ikisinin de içine bir şey otururken yutkundu. Kaptan Amerika'yı çok özlüyorlardı.

"Bu yüzden yazı geçirecek bir kasaba buldum. Çoktan uçak biletleri de hazır haberin olsun." dedi ve görmekten keyif alacağı Bucky'nin tepkisini bekledi.

Bucky elbette her zamanki gibi ölümcül bakışlarıyla Sam'i delip geçerken derin bir nefes verip istemeye istemeye kafasını aşağı yukarı salladı.

"Evet, Charming'e gidiyoruz."

______

Ace Tatum Presscott:

"Sanırım benden kurtuluyorsunuz." dedim iki parmağının arasında durmadan çevirip durduğu sinir bozucu kalemi izlerken.

"Bana öyle bir bilgi gelmedi bayan Presscott." dedi yeşil gözlerini kısarak beni incelerken. Bu rahatsız ediciydi ve beni daha çok germekten başka bir sikime yaramıyordu.

"Kasabama geri dönüyorum bay Salvatore," dedim. "Peşimden gelecek hâliniz yok ya?"

"Olur mu canım?" diye alay edercesine güldü. "Bir tatile ihtiyacım olduğunu düşündüler ki bence haklılar."

Alık alık suratına bakarken, "Ben tatile gitmiyorum ki." dedim anlamazcasına.

"Ben tatile gittiğinizi iddia etmedim?" dedi. Yine alay ediyordu benimle. İşi gücü alay etmekti zaten, sanırım iletişim kurma şekli buydu.

Zaten bu terapi işi çok saçmaydı, asla işe yaramıyordu. Hâlâ dürtülerime engel olamıyordum, biraz bile ilerleme kaydedememiştim.

Sustuğumu görünce, "Yine kardeşinizi mi düşünüyorsunuz?" diye sordu.

Düşünmüyordum ama şimdi sayesinde yine aklımdaydı. Kafamı iki yana salladım.

"Hâlâ rüyalarınıza giriyor mu?"

Her gün aynı soruyu sormaktan bıkmamış mıydı?

"Her bir siktiğimin günü." dedim sıkıntıyla nefes verirken. Onu özlüyordum sanırım.

"Ağzınızı bozmayın bayan Presscott, size yakışmıyor."

Gözlerimi devirdim. Küfür ana dilim hâline gelmişti ve onun yanındayken hep ağzımdan kaçıyordu.

Kol saatime bakıp daha erken olmasını umursamadan, "Artık gitmem gerek," dedim. "Daha valizlerimi hazırlamadım, uçağı kaçırmak istemem."

Kafasını onaylar bie şekilde aşağı yukarı salladığında oturduğum yerden kalktım. Tam odadan çıkacağım esnada, "Hepiniz birlikte mi gidiyorsunuz?" diye sorunca durdum.

"Charming bizim evimiz bay Salvatore," dedim. "Elbette hep birlikte dönüyoruz."

Charming'e dönüyorduk.

______

Yazarın anlatımıyla;

İki Gün Sonra:

Sam ve Bucky yeni geldikleri barda boş bir yer bulup oturduklarında ne kadar yabancı hissettiklerini farkettiler. Fakat bu his yıllar sonra hiç bilmediği bir yerde uyanan Bucky'ye hiç de yabancı değildi.

Garson ne içeceklerini öğrenip istediklerimi getirmek için geri gittiği sırada birden masalarına tanımadıkları sarışın, yirmili yaşlarda bir genç oturduğunda tuhaf bir şekilde ona baktılar.

Buralarda insanlar hep böyle gereksiz samimi miydi? Bu düşünce Bucky'nin midesini bulandırdı. Önceden olsa böyle hissetmezdi ama yaşadığı hayat onu çok değiştirmişti ve artık insanların gülümsemesine bile üzerlerine kusarak karşılık verme potansiyeli taşıyordu.

Yine de onlara gülümseyerek bakan bu sarışının üzerine kusma fikrini kafasından attı. Buraya olası bir cinayet işlememek için gelmişti zaten, olay çıkmasına sebep olmak mânâsızca olurdu.

"Hey siz yeni geldiniz sanırım," dedi genç adam Bucky'nin gözlerini devirmesine neden olarak. Sonra da elini uzatıp, "Ben Jaden." dedi.

Ancak Bucky onun eline göz ucuyla bile bakmayıp, "Evet yeni geldik, çok zekiymişsin bakıyorum." dedi alay edercesine. Ama yüzünde mimik oynamadığı için bu onu sarkastik biri değil de, ürkütücü birisi yapıyordu. Sözde olay çıkmasına neden olacak bir şey yapmayacaktı.

Jaden da ürkmüştü zaten. Bu yüzden Sam olayı toparlamak adına Bucky'e uzatılan ancak havada kalan ele uzanıp sıktı. "Merhaba Jaden, ben Sam ve bu huysuz da Bucky oluyor." dedi Bucky'nin ona tersçe bakmasını umursamayarak.

Tam o sırada dışarıdan gelen, içerideki gürültüyü bastıracak ve herkesi susturacak kuvvette olan gürültü duyuldu. Sam ve Bucky bu olanlara anlam vermeye çalışarak etrafına bakarken bir anda başlayan fısıltıları dinlemeye çalışıyorlardı ancak kimseden bir şey anlayamıyorlardı. Zaten motor sesleri de pek yardımcı olmuyordu.

Birden ürkmüş bir şekilde bakan Jaden'ı farkettiler. Jaden'ın ağzından çıkan kelimeler ise şunlar oldu.

"Lords of Chaos burada, tekrar sokaklarımızda."

















Script konumun kitap olacağı fikri ilk zamanlarda aklımın ucundan bile geçmezdi ŞDMŞFÖDŞSMĞFLSŞA

Her neyse yeniden sizlerleyim, umarım bu kurgu da beğenilir. Açıkçaaı diğerinden daha çok eğlenerek kafamda kurguladığım bir fic. Sonu bile belli lsmxşmfğskwğ

Bir de bu karakterler için tt hesabı açmayı planlıyorum fikirlerinizi belirtirseniz çok makbule geçer güzellerim <3

Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Место, где живут истории. Откройте их для себя