0.2

469 44 13
                                    

Bazı insanlar barı boşaltıp sokağa çıkarken Sam ve Bucky de ayaklanıp peşlerinden gitti. Deli gibi merak ediyorlardı neler olduğunu.

Bucky merakına yenik düşerek Sam'i kaybedip kalabalığın arasında ilerledi. İnsanların oluşturduğu yarım dairenin önüne ulaştığında altı tane kasklarını çıkarmakta olan motorcu gördü.

Hepsinde ne anlama geldiğini bilmediği yazılar olan deri ceketler, siyah jeanler, deri botlar vardı. Klasik serseri, belalı, metalci tiplere benziyorlardı.

Bucky diğer hepsine kısa bir bakış attıktan sonra gözleri kaskını çıkardıktan sonra motorunun üzerine koymak için arkasını dönen esmer kadında takılı kaldı. Arkası dönük olduğu için sırtında yazan chaos yazısını görebilmişti.

Bir anda kadın Bucky'ye doğru geldiğinde irkildiğini hissetti ama kesinlikle nedenini bilmiyordu. Bir saniyeliğine gözleri buluştuğunda kadın ona kaşlarını çatarak baktı. Muhtemelen 'Bu adam da kim ve neden dik dik bana bakıyor?' diye düşünüyordu.

Kalabalık çekilmeye tenezzül etmediği için omzu Bucky'nin göğsüne sürterken kadın oyalanmayıp kalabalığın arasından sıyrılarak bara girdi.

Beş dakika sonra elinde içki şişeleriyle geri döndüğünde Bucky'nin tek düşünebildiği bu herkese öldürecek gibi bakan kadının gözlerinin ne kadar hoş bir kahve rengine sahip olduğuydu.

Kadın ona ikinci kez kısa bir bakış atıp tekrar kalabalığın arasında geçti ve çetenin en önünde duran, adeta 'Ben liderim' diye bağıran, sırtında Skull yazan, uzun saçlarını ensesinde toplamış yeşil gözlü adama ilerledi.

Ona verdiği içki şişelerini motorundaki çantasına koyarken, Chaos da motoruna bindi ve geldikleri gibi dönüp uzaklaştılar.

Bucky fısıldaşan insanları umursamadan hâlâ onların arkasınsan bakıyordu.

"Sence geldikleri gibi gidiyorlar mı?"

"Deli misin? Evlerine gidiyorlardır. Lords of Chaos burayı kolay terketmez, burası onların evi."

"Beladan başka bir şey getirmiyorlar."

"Keşke gelmeselerdi hiç."

"Nankör olmayın millet, bizim için yaptıklarını unutuyorsunuz."

"Evet, susalım diye."

Bucky olanlara anlam vermeye çalışırken omzunda hissettiği elin Sam'e ait olduğunu anlayarak ona döndü. "Bunlarda bir iş var bence."

"Bence de," dedi Sam Bucky ile aynı yere bakarak. "Çok havalılardı ama Fury ile konuşup yapabileceğimiz bir şey var mı diye soracağım."

Bucky ona onaylar biçimde kafasını salladığında tekrar bara doğru ilerlediler. İnsanlar da dağılmaya başlamıştı.

_______

Ace Tatum Presscott;

Skull'ın odasına girdiğimde onu orada bulamayınca sıkıntıyla oflayıp yatağına attım kendimi. Banyosundan su sesleri geliyordu...

Tavanla bakışırken Winter Soldier'ın Charming'de ne işi olduğunu sorgulamaya başladım. Gerçi söylenenlere göre artık Winter Soldier değildi, bu yüzden artık herkes onu görebiliyordu. Efsane olmaktan çıkmış, suikastçi olmayı bırakmıştı.

Peki neden buradaydı? Yeni bir hayata başlamak için arafı mı seçmişti gerçekten? Kötü bir seçimdi.

Banyo kapısının açılmasıyla yüzümü o tarafa doğru çevirdim ve hoşnutsuz bakışlarıyla karşılaştım. "RG'den sonra, şimdi de benim odama mı gizlice giriyorsun?"

Fit vücudundan su damlaları belindeki havluya doğru süzülürken gözlerimi devirdim. "Akşam çöplükte kutlama yapacak mıyız?"

Dolaptan kıyafetlerini alırken, "Kafamıza göre yapmıyoruz biliyorsun." dedi, sonra kaşlarını çatıp bana döndü. "Hem sen, terapistinden kaçmak için mi meşgul olmaya çalışıyorsun?"

"Adam susmak bilmiyor ve işe yaramıyor bile." diye isyan ettim. Ne gereği vardı ki? "Hep bir ucube olarak kalacağım." dedim sırıtarak.

"Ya ne demezsin, ucube." dedi gözlerini devirerek. "Hiç çabalamıyorsun ki."

Kaşlarımı çatıp doğruldum. "Ben buyum, Leon. Kendimi değiştiremem, bu boktan kurtulmak için azraille bir randevuya çıkmam lazım."

Belindeki havlusunu tek eliyle desteklerken banyo kapısının pervazına dayanıp umursamazca bana baktı. Ama umursadığını biliyordum.

"Değişmeni istemedim hiç. Ama ne zaman duracağını bilmen gerek, kontrolü sağlamalısın."

"Öfkem daha çok tetikliyor," dedim ayaklanırken. "Bu yüzden insanlar bu kadar aptalken asla kontrolü sağlayamam."

Sonra bir şey demeden kapıya doğru ilerledim. Odadan çıkarken, "Konuyu kendin açıp sonrasında kaçman yok mu!" diye sessiz homurdanışını duymuştum. Yine de umursamadım.

Bazen lanet olası dilimi tutamayıp kendimden, hissettiklerimden bahsetmeye başlıyor ve önünü alamadığımı farkedince anında sonlandırıyordum. Bu da fazlasıyla sırıtıyordu ancak sorun şuydu ki asla umursamıyordum.














Yavaş ilerliyo gibi ama ilk iki bölüm yani sonuçta. Hepsiyle ayrı bi bağı olacak asıl kızımızınn ay ne şeker.

Bu arada ilerleyen bölümlerde linç yeme olasılığı olabilir ama kızımızın psikolojik bir rahatsızlığı var ve bunu düzeltmeye çalışıyor ancak anlayacağınız gibi çok zor bir durum. Araştırmalarım sonucu öğrendim almdğwkağkdşw

Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Where stories live. Discover now