4.2

131 18 76
                                    

"İ need you in my life more than anything i might have"




"Ben de tam ikiniz bir ilişkiye başlayınca bana ihtiyacınız kalmadı diye düşünmüştüm." diyen terapistime göz devirmemek için kendimi zor tutuyordum.

Bucky sıkılmış bi ses tonuyla, "Geliyorum, çünkü başka bir şansım yok." dediğinde hemen kafamı aşağı yukarı sallamıştım.

"Ben de."

Bu tepkimize bozulsa da yüzündeki gülümsemesi yok olmayan adam, "Neyse ki artık daha çok gülümsüyorsunuz, bayan Presscott ve bu yüzden dert etmiyorum." dediğinde Bucky bana dönüp anlamsız bir bakış atmıştı.

"Terapistin hâlâ sana asılıyor." dediğinde güldüm.

"Ne yani, artık birliktesiniz diye aramızdaki iletişimi sorun mu ediyorsunuz, bay Barnes?" diye sorduğunda kıskançlık krizini tetiklemeye çalıştığının farkındaydım, bu yüzden alayla güldüm.

"Asıldığını kabul ediyorsun yani?"

"Asla öyle bir şey çıkmadı ağzımdan."

"Daha ne çıksın?"

Köşede oturan kızın burun çekme sesleri kulağıma gelince kaşlarımı çatarak ona kısa bir bakış attım ve terapistime döndüm. "Peki Hayley'nin ne işi var burada?"

Asla konuşmaya katılmıyor ve orada oturup ağlıyordu sürekli.

"Ah, bayan Marshall sizin barda çıkardığınız son olaydan sonra bunalıma girdi. Psikolojisini altüst etmişsiniz." dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi kocaman açıp kendimi göstermiştim.

"Ben mi altüst etmişim?"

"Evet, neden bu kadar şaşırdın ki?" diye ağlamaklı bir sesle bana cevap veren kıza döndüm.

"Aşk acısı çekiyorum demiyor da..."

"Ne aşk acısı be," diye hemen parladığında gülmüştüm. "RJ'in canı cehenneme."

Tek kaşım havalanırken, "RJ ile ilgili bir şey söylememiştim?" dedim. "Ha ben aşk deyince, senin aklına hemen o geldi."

Ben alayla gülerken burnunu sildiği peçeteyi top hâline getirip kafama attığında tam zamanında kafamı eğdim ve şimdi sümüklü peçete terapistimin masasının üzerinde duruyordu.

Hayley aceleyle, "Özür dilerim bay Salvatore." dediğinde ben ve Bucky kahkaha atıyorduk.

İki parmağının ucuyla peçeteyi alıp tam yanındaki çöp kutusuna attığında, fazlasıyla rahatsız olmuştu aslında ama kesinlikle belli etmiyordu. "Üzülmeyin, olur böyle şeyler."

Sonra saatine bakıp, "Ah, şuna bakın. Seans süreniz dolmuş." dediğinde şaşkınlıkla ona bakakaldım. Bizi kovuyor muydu o?

Bucky ile bir kere daha kahkaha atarken keyifle Hayley'ye döndüm. "Artık bütün seanslarda yanımızdasın, kızım. Senin sayende çektiğimiz işkence süresi en aza iniyor."

Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Where stories live. Discover now