Bölüm 5

118K 4.6K 1.2K
                                    


Zayıflama süreci (-25 kg) ve ürün hesabı: @zayiflamaperiniz

******

"O ne ki? Geçenlerde benim bir avukat arkadaşım, cinayet davasında sanığının avukatı tamam mı?" Buluşmalarımızın en sevdiğim kısmı gelmişti: Ece'nin meslek hayatında gelişen atraksiyonlar ve sıra dışı davalar.

"Elinde sanığın suçu işlemediğine dair hiçbir kanıt yok. Tek savunması da şu: Ceset yoksa cinayet suçu da yoktur."

Kaşlarım hafifçe çatıldı. "Bu nasıl savunma lan?! Belki adam beni aside yatırdı. Belki ben artık yokum. O zaman ne olacak?"

Eliyle "Boşver." manasına gelen bir hakaret yaptı. "Senin cesedini olsa da katili içeriye sokmakta ve içeride tutmakta bütün avukatlar zorlanır. Kadınsın çünkü. Katilin erkekse ve malum şahıslarla ilişkisi varsa sen ölsen ne olur ölmesen ne olur?"

Durumun gerçekliği karşısında sadece güldüm. "Savunursun artık beni."

Kaşları havalandı. "Savunmakla kalmam Aslı. Şu an hukuk çerçevesinde mücadele etmeye çalışıyorum ama yarın öbür gün elin malı özellikle elin göçmeni gelir, sevdiğim herhangi birine herhangi bir zarar verirse ve hukuka uygun bir şekilde mücadele etmeme izin verilmezse herkesin belasını sikerim. Hukuk da umurumda olmaz gerekirse elimi de pisletirim. Sıkıntı değil."

Derin bir nefes aldım. Hassas olduğu ve hassas olunması gereken bir konuydu. "Bir tek benim yapmamla olmuyor işte. Susmamak lazım. Sessiz kalmamak lazım. Biri size dik dik bakıp süzdüğü zaman 'Bir şey mi var?!' demek lazım. Yoksa durmuyorlar. Bugün süzülüyorlar, sessiz kalıyorsun. Yarın senin sessizliğinden cesaret alıp başkasına dokunmaya kalkıyorlar. Susarak, başımız derde girmesin diyerek bir yere varamayız. Benim başım belaya girer belki ama on yıl sonrasını kurtarırım, diyerek bakmak gerekiyor."

Haklıydı. "'Sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?' diyorsun?"

Elimi tutup hafifçe sıktı. "Aynen öyle diyorum. Neyse kız işte tek savunması cesedin olmaması. Son savunmada diyor ki: Maktül olarak nitelendirilen şahıs bir dakika içerisinde salona gelecek."

Kendine fazla güvenen bir savunmaydı. "Herkes kapıya bakıyor, gelmesini falan bekliyor ama kimse içeri girmiyor. Arkadaşım da diyor ki: Sayın hakim, kapıya baktığınıza göre maktul olarak nitelendirilen kişinin ölüp ölmediğinden siz de emin değilsiniz. Bu şartlar altında müvekkilimin beraatini talep etmek durumundayım."

Şüpheden sanık yararlanır. Sema Ergenekon sağ olsun, yargı bilgim kuvvetlidir.

Ece derin bir nefes aldı. "İşte karar için ara falan veriliyor. Sonra da sanık için suçun kesinliği belirtilerek tutuklama kararı veriliyor. Arkadaşım anlamıyor, soruyor. Hakim diyor ki: Evet, kapıya baktık çünkü maktulün cesedi elimizde yoktu. Dolayısıyla maktulün öldüğünden emin olmayan herkes kapıya bakıp beklerdi ancak müvekkiliniz tek bir an bile kapıya bakmadı. Yeterince açık mı sayın avukat?"

Kaşlarım havalanırken gözlerim şaşkınlıkla açıldı. "Ananı avradını! Çok iyi lan!"

"Senin içinde bir hukukçu var ama kabul etmiyorsun işte gerizekalı." diyerek omzuma vurdu.

Güldüm. "Aşkım benim içimde bir hukukçu olsa ne olur..." Elimi göğsüme koydum. "Ben kalbime hakim olamadıktan sonra."

Ece koca bir kahkaha patlatıp arkasına yaslanırken kapıdan bir patırtı geldi. "Oğlum bir şey yapmayacağım lan! Çekil önümden!"

Ece'nin kaşları çatılırken ne kadar beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da hala kalbimi küt küt attıran sese kulak verdim. "Boran çekil önümden senin de belanı sikerim!"

Savaş Bey kavga mı ediyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

Hızla yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Ece de hemen peşimden gelmişti.

Kapıyı aralamamla koridorda itişen iki şahsın da gözleri bizi buldu. "Ne oluyor?"

Tanımadığım adam çatılı kaşlarıyla bana baktı. Cebimden cüzdanını çıkartıp çevik bir hareketle kimliğini gösterdi. "Polis. Bir şey yok hanımefendi. Girin evinize."

"Allah Allah kolluk kuvvetinin ne zamandır ortada herhangi bir olay yokken vatandaşın evine girip çıkmasını kararlaştırmak gibi bir yetkisi var?" diyen Ece yanıma geldi.

Tanımadığım komiserin gözleri Eceyi buldu. Göz göze gelmeleriyle ortamda garip bir elektrik yayılırken komiser kısa bir afallamanın ardından toparlandı. "Kimsenin evine girip çıkmasına karar vermiyorum. Rica ediyorum."

Ece güldü. "'Girin evinize.' ne kadar da kibar bir rica cümlesi? Nereden aldınız bu kibarlık dersini? Barbarlardan falan mı?"

Komiserin kaşları havalanırken Savaşı tutmayı bırakarak eliyle kendini işaret etti. "Ben miyim barbar?"

Savaş fırsattan istifade ederek çevik bir hareketle üst kata yönelip merdivenleri çıkarken komiser arkasından baktı. "Ananı avradını! Sıçtık lan!"

Komiser hızla Savaş'ın arkasından giderken bir haltlar olacağını anlayarak arkalarından gittim.

Kata çıktım. Ece hemen arkamdaydı.

Savaş elindeki anahtarı yavaşça kapıya taktıktan sonra yetişen komiser onu geri çekmek için hareketlenmişti ki Savaş hızla onu itip öfkeyle fısıldadı. "İyiliğim için yapıyorsun! Farkındayım! Yemin ediyorum ve sana söz veriyorum ne olursa olsun Tuğçe'ye herhangi bir zarar vermeyeceğim! Sadece gözümle görmek istiyorum!"

Savaş'ın cümlesi biter bitmez içeriden yoğun bir inleme sesi geldi. Savaş gözlerini sıkıca kapatırken yumruğunu sıktı.

Bir kaç derin nefesin ardından kapıyı açıp içeri girdi. Diğer komiser bize döndü. "İçerisi karışabilir."

Sadece bunu söylemesi açık bir şekilde "Yardıma ihtiyacım var. Yardım edecekseniz kalın, korkuyorsanız gidin." demekti.

Bir şey demeden içeri girdim. İçeri girmemle bir erkeğe ait inlemeler de kulaklarıma ulaştı.

Savaş'ın peşinden holde sessizce yürüdüm. Ece ve diğer komiser arkamdan geliyorlardı ve ben  kendimi berbat hissediyordum. Birazdan, aşık olduğum adam aşık olduğu kadının başka biriyle ilişki içerisinde olduğunu görecekti.

Sevdiği kadını kendi yataklarında başka bir kadınla görecekti. O bunu hak etmemişti.

Koridorun sonundaki odanın önünde durmasıyla aramızda bir iki adım bırakarak durdum. Kapı kolunu tuttu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Yaptığı şey şu an onun için çok zordu.

Derin bir nefes daha alarak sessizce kapıyı açtı. İçerideki nefes, inleme ve bedenlerin birbirine çarpma sesi yalın bir şekilde kulaklarıma dolarken Savaş iliğimi kemiğimi kurutacak tek bir kelime söyledi. "Abi..."

******

Selam naber?

Bölüm nasıldı?

Savaş'ın baskına gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Savaş'ın karısı Tuğçe'nin Savaş'ı Savaş'ın abisiyle aldatması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yazmayı unutmuşum. Dava durumu alıntıdır.

Hadi ben kaçtım.

YANLIŞ Where stories live. Discover now