Bölüm 36

80.4K 3.7K 1.2K
                                    

Sınır 400 oy 400 yorum.


***

"Yazık. Seni o kadar iyi kandırmış ki abinin sevdiği kadının o olabileceği aklına bile gelmiyor. Ben Tuğçeden değil Aslıdan bahsediyorum Savaş."

Ne?!

Bu insanlar kimdi ve nasıl insanlardı? Ne hakla benim hakkımda böyle saçma sapan bir yalan uydurup bunu hayatımdaki insana aktarabiliyorlardı?

Tabii ki öyle bir şey yoktu. Mert denen şerefsizle daha önceden edilmiş tek kelimelik bir sohbetim dahi yoktu. Evet, daha önce bir kaç kez denk gelmiştik ancak tek kelime dahi konuşmamıştık.

Onunla ilk kez o ve Tuğçe'yi bastığımız gün konuşmuş, o gün de ona eşsiz küfürlerimden bir demet sunmuştum.

Şu an hakkımda Savaş'a söylenenler saçma sapan bir palavra, üzerime atılan bir iftiraydı. O herif beni seviyor olamazdı. Olsa bile bu beni ilgindirmiyordu. Ben Savaş'a aşıktım.

Ya Savaş da bize aşık olup sırf abisi böyle bir yalan attı diye bizden uzaklaşırsa?

Abisinin ölüm saatini belirleriz, sorun değil.

Salondaki sessizliği Savaş'ın sesi bozdu. "Abim..." Sesi yıkılmış gibi geliyordu. "Abim Aslıya mı aşık?"

Tamam, buna inanabilirdi. Abisinin her türlü boku yiyebilecek bir puşt olduğunu biliyordu. Buna inanmasında bir sakınca yoktu.

"Sadece abin değil." dedi kadın yüzsüzce. "Aslı da abine aşık. Abin yüz vermeyince dikkatini çekmek için seni kandırmış ama abin şu an çok pişman. Dün gece eve geldiğinden beri ağlıyor."

Yapılan şey şu an ciddi manada iftira sayılırdı. Kişilik haklarına saldırı, iftira ve daha bir ton suç işliyordu bana karşı.

"Beni..." dedi ve devam etti Savaş ağlamaklı sesiyle. "Beni kandırdı. Beni kullandı."

Buna inanmış olmazdı değil mi? Gerçekten abisine yakın olmak için ona yanaştığıma inanmış olamazdı değil mi? Beni bu kadar aşağılık bir kadın olarak görüyor olamazdı değil mi?

"Evet, seni kandırıyor. Sırf abin onu fark etsin, kıymete binsin diye seninle evlendi. Seni kandırdı ve abini elde etmek için seninle evlendi."

Kadın sesini o kadar güzel kullanıyordu ki biraz daha devam ederse ben bile anlattıklarına bir nebze de olsa inanabilir, kendimden nefret edebilirdim.

"Nasıl?" Kısa bir sessizliğin ardından devam etti. "Bana bunu nasıl yapar? Ben onu deli gibi severken beni nasıl kandırır? Ben... Ben bunu hak edecek ne yaptım?"

Savaş... Ben gerçekten senin gözünde öyle bir kadın mıyım? Bunu yapabilecek kadar aşağılık bir insan mıyım?

"Söyle..." Sesindeki kararlılık beni ürpertti. "Söyle abime üzülmesin. Bilmediğimi, haberimin olmadığını söyle. En kısa zamanda Aslıyla aramdaki her şeyi bitireceğim." dedi kararlı ve ağlamaklı bir sesle.

Ben... Yazıklar olsun. Beni öyle aşağılık bir insan olarak gördün ya... Yazıklar olsun.

"Diyeceğimi mi sandın?" dedi az önceki ağlamaklı sesinin aksine sert ve güçlü bir tonda.

Nasıl yani?

"Oradan bakınca salakça kurulmuş bu planlara, oyunlara gelip karımı üzecek bir adam gibi mi görünüyorum? Orada bakınca sizin gibi paçavraların oynuna gelip karımı harcayacak bir adam gibi mi görünüyorum ben?!"

YANLIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin