Bölüm 32

81.3K 3.4K 959
                                    

Sınır 250 oy 300 yorum.

"Normalde çok iyi anlaşırlardı. Ne oldu? Komiserime nasıl böyle bir adilik yaptılar hiç anlamadım valla Aslı." dedi Buse.

Buse, Savaş'ın içerisinde bulunduğu ekibin bir parçasıydı. Dolayısıyla Savaş'ın diğer ekip üyeleriyle olduğu gibi Buseyle de yakın bir ilişkisi vardı.

Buseyi de tıpkı ekibin diğer üyeleri gibi sevmiştim. Sevecen ve tatlı bir hanımefendiydi. Tehlike niteliğinde değildi çünkü Savaş'ı abisiymiş gibi sevdiği gözlerinden belli oluyordu.

Tanışalı daha iki saat olmuş olsa da bu kasvetli düğün ortamını benim için güzel bir hale getirmiş, söylemleriyle kendisini sevmemi ve ona güvenmemi sağlamıştı. "Gerçi son bir kaç aydır biraz kopuklardı ama hep o manyak kadın yüzünden."

Bunu gerek Savaş'ın ağzından gerekse Borandan bir kaç kez duymuştum. Savaş ve Tuğçe'nin arası son bir kaç aydır bozuktu. Bunu biliyordum ancak neden olduğunu bilmiyordum. "Neden peki? Neden kopuklardı?"

Hafifçe dudak büzdü. "Yani bende tam olarak bilmiyorum. Boran Komiserimle konuşurlarken istemeden kulak misafiri olmuştum. Savaş Komiserim başka biri olduğundan şüpheleniyordu ama aynı zamanda bunu vicdan azabı çektiği için uydurduğunu falan da söyledi. Ben de tam anlamadım."

Ben de anlamamıştım. Savaş neyin vicdan azabı yüzünden kendini rahatlatmak, aklamak adına karısının başka biriyle görüştüğünden şüphelendiğini söyleyebilirdi ki?

Buse kısa bir an durakladı. "Aslında benim bir teorim var da yani..."

Söylemek istediği ancak benden çekindiği için söylemediği belliydi. "Söyleyebilirsin Buseciğim. Biz öyle şeylere takılmayız. Merak etme."

Şimdi sen ne söylersen söyle ben takılamam mesela. Neden? Çünkü Savaş'ın gerçek karısı değilim. Sahteyim. Kağıt üzerindeyim ama Savaş'ın üzerinde değilim.

Buse derin bir nefes aldı. "Tuğçe, Savaş Komiserimden uzaklaşmaya başlamış. Yani araları eskisi gibi iyi değilmiş. Bir de Savaş Abi kendi vicdanını rahatlatmak için böyle bir şey uyduruyor olabilirim gibi bir şey düşününce ben dedim ki acaba bu başkasından mı hoşlandı?"

Anasını sikerdim ama ha! Daha yeni Tuğçe gitmiş, ben nikahı basmıştım. Bir de başka insanlara olan duygularını kaldıramazdım.

Buse gülümsedi. "Siz birden çabucak evlenince zaten taşlar yerine oturdu. Yanlış anlama. Savaş Abi evliyken birlikte olduğunuzu ima etmiyorum. Savaş Abi öyle bir insan değil. Tuğçe'yle uzaklaşınca senden hoşlanmış demek ki diyorum. Anladın değil mi beni? Yanlış anla istemem. Seni çok sevdim Aslı."

Panikten elinin ayağına dolanmasıyla yüzümde minik bir gülümseme yaydı. "Yanlış anlamadım merak etme. Bizimki birden oldu. Yani yıldırım aşkı gibi bir şey."

"Canım..." Savaş üzerime doğru eğilip yanağıma minik bir öpücük kondurdu. "Ne kaynatıyorsunuz bakayım?"

Eridim. İrmik helvasını içine konmuş dondurma gibi eridim.

İçimde minik bir sevgi patlaması yaşanırken elimi Savaş'ın sakallarına koyup hafifçe kendime doğru çektim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

Oh be! Rahatladım.

Buse kıkır kıkır gülerken Savaş şaşkınlıkla aralanmış dudakları ve şaşkınlığın yanında muzip bir ifade barındıran bakışlarıyla bana bakıyordu. "Rahatladın mı?"

YANLIŞ Where stories live. Discover now